Meslek ruhsatını alamayan avukatlar: İdeallerimiz elimizden alınmaya çalışılıyor

Meslek ruhsatını alamayan avukatlar: İdeallerimiz elimizden alınmaya çalışılıyor
'İktidar bir yandan da barolar dışında muhalif olan avukatların mesleklerini icra etmeye engellemeye çalışıyor. Yapılan bütün hukuksuzluklara rağmen asla biat etmeyeceğiz.'

Yağmur KAYA


ARTI GERÇEK-  Stajlarını tamamladıkları halde haklarında devam eden soruşturmalar dolayısıyla avukatlık ruhsatını alamayan binlerce avukat, "ruhsat gaspı" olarak nitelendirdikleri bu uygulama ile sivil ölüme terk edildiklerini söyleyerek, "Muhalif olan her kesimin sesi nasıl kısıldıysa savunma ayağı olan muhalif avukatların önü de bu fıkra ile kesilmeye çalışılıyor" dediler. 

Bir süredir kamuoyunda avukatlar tarafından "ruhsat gaspı" olarak nitelendirilen ve stajını tamamladığı halde çoğu hukuk fakültesi mezunu avukat, ruhsat alamadıkları bir durumla karşı karşıya. Söz konusu durum,  ilkin OHAL sürecinde yaşanmaya başlanmış; ilan edilen KHK'ler ile ihraç edilenlerin talepleri Bakanlık tarafından direkt reddediliyor idi.

Hâlihazırda ise bu durum, Avukatlık Kanunu 5'inci maddesinin 3'üncü fıkrasının uygulanmasıyla haklarında soruşturma ve kovuşturma bulunan tüm avukat adaylarını kapsar duruma gelmiş, binlerce hukuk fakültesi mezunu, stajını tamamladığı halde Bakanlığın tutumundan kaynaklı olarak mesleklerini yapamaz haldedir.

2017 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Barış Barışık, 2018 Aralık ayında Ankara Barosu’nda stajını tamamladığı halde hakkında açılan soruşturmalardan dolayı avukatlık ruhsatını alamayan binlerce isimden biri. 

BARIŞIK ‘YOKSUL MAHALLEDEKİ ÇOCUKLARA DERS VERDİM’

Stajının bitmesinin ardından baro levhasına yazılma talebiyle Ankara Barosuna başvurduğunu söyleyen Barışık, üniversite yıllarında çeşitli alanlarda yürütmüş olduğu hak mücadeleleri sebebiyle hakkında dava ve soruşturmalar açıldığını ifade ediyor. Öğrenci iken katıldığı eylemleri sıralayan Barışık, "Hopa eylemlerinde tutuklanan öğrencilerin ve diğer tüm tutuklu öğrencilerin serbest kalması için yapılan eylem ve etkinliklere katıldım. ODTÜ’yü binlerce kişilik polis ordusuyla işgal edenlere karşı demokratik ve özgür üniversiteleri savundum, bu eylemler sırasında yaralandım. Üniversiteleri tarikatlara açan ve onları destekleyenlere karşı mücadele ettim. Emperyalistlerle iş birliği yapanlara karşı tam bağımsız Türkiye’yi savundum. ‘Okumuş İnsan Halkın Yanındadır’ kampanyasına katılarak yoksul mahallelerde çocuklara dersler verdim. Bu kapsamda Soma’da hayatını kaybeden madenciler için harekete geçtim ve iki ay bölgede kalarak madenci ailelerin çocuklarıyla da çalışmalar yaptım. Suriye’deki savaş politikalarına karşı çıktım. Üniversitelerde uygulanan piyasacı politikalara karşı mücadele ettim. Bunun gibi toplumsal fayda gördüğüm iş ve eylemlerde bulundum" dedi.

Avukatlık kanunu m. 5/3 düzenlemesinde idareye verilen takdir yetkisi kapsamında ruhsatının TTB tarafından verilmediğine işaret eden Barışık, "Türkiye Barolar Birliği’nin davası olan avukat adaylarına ruhsat vermemesi yönünde kararlarından değişikliğine gitmesini öğrenmem üzerine ve söz konusu yargılamalardan birinden beraat etmem üzerine tekrardan baro levhasına yazılma talebiyle Ankara Barosu’na başvuru yaptım.

Adalet Bakanlığı hakkımda devam eden kovuşturmaları gerekçe göstererek baro levhasına yazılma talebinin reddedilmesi görüşüyle geri gönderdi. TBB yönetim kurulu Adalet Bakanlığının uygun bulmama görüşünü direnerek baroya yazılma talebimi kabul etti. 16 aylık ruhsatımın gaspının sonucunda 28 Mayıs 2020 tarihinde Ankara Barosu’nda yemin ederek avukat oldum" diye konuştu.

Barışık, Adalet Bakanlığı’nın avukat olması üzerine baro levhasına yazılma işleminin iptali için TBB’ye dava açtığını, Adalet Bakanlığının açmış olduğu idari davada 14 Ağustos 2020 tarihinde yürütmeyi durdurma kararı verdiğini belirtti.

3 ay süren avukatlığının ardından Adalet Bakanlığı’nın açmış olduğu davada yürütmeyi durdurma kararı verilerek ruhsatının gasp edildiğini dile getiren Barışık, "çoklu baro sistemi tartışmaları ve çoklu baro sisteminin yasallaşmasıyla iktidarın var olan baroları etkisizleştirmeye ve yandaş barolar yaratmaya çalışıyor. İktidar bir yandan da barolar dışında muhalif olan avukatların mesleklerini icra etmeye engellemeye çalışıyor. Yapılan bütün hukuksuzluklara rağmen asla biat etmeyeceğiz" dedi. 

KİBAR: KİM BİLİR KAÇ YIL SÜRECEK

Berivan Kibar, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2019 yılında mezun olan bir diğer avukat. 2020’de ruhsatını alabilmek için başvuruda bulunduğunu ancak Bakanlığın, hakkında yürütülen kovuşturmadan dolayı ruhsatı alıp alamayacağını kovuşturmaya ilişkin mahkeme kararı kesinleştiğinde bir karara bağlayacağını söylediğini belirten Kibar,  

‘HUKUKA UYGUN YAPILAN BİR ŞEY YOK, KALMADI’

"8 yıldır aynı davadan yargılanıyorum. İlk derece mahkemesi bile karar vermemişken Bakanlık akıl dışı bir şekilde ruhsatımın beklenmesine karar vermiş durumda. 5 yılın üstünde bir suçla yargılanıyorum. Bu dosya Yargıtay’a kadar gidecek. Yargılama kim bilir kaç yıl sürecek. Bakanlık açıkça ‘reddettim’ demiyor ama avukatlık hakkımı fiilen imkânsız hale getiriyor" diye konuşan Kibar, bu durumda stajyer avukatlık dahi yapamadığını ifade ediyor. 

‘İDEALLERİMİ ELİMDEN ALDILAR’

Bakanlığın, hakkında verilen kesin bir hüküm olmamasına rağmen ruhsatını vermediğini söyleyen Kibar, "Benim ideallerimi elimden aldılar. Hukuk düzeni Türkiye de her an yerle bir edilebiliyor. ama bugün gelinen noktada hukuka uygun yapılan bir şey yok, kalmadı. 

Kibar, "314/2 üyelik, propaganda ve 2911'e muhalefet  suçları ile yargılanıyorum. Ancak iddialar o kadar havada kalıyor ki. İddialara herhangi bir dayanak yok. Hakkımda delil namına bir şey yok. Savcılık resmen matbu bir metin ve suçlar hazırlamış ve herkese direkt ekliyor. Bakanlık çatısı altında hakimler dosyayı inceliyor. Bakın bu dosyaları hakimler inceliyor ve delil olmayan bir dosyaya dayanarak ruhsatımı gasp ediyorlar" diyerek, insanların siyasi görüşü ne olursa olsun baroların ve dayanışma örgütlerinin bu haksızlığa dur demesi yönünden adım atması gerektiğini söyledi.

YALDIZ ‘BU İPTAL DAVALARI AVUKATLIK KANUNU MD.5/3'E DAYANILARAK AÇILIYOR’

Özgür Yaldız, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi den 2018 yılında mezun olduğunu, İstanbul Barosu'na bağlı stajyer avukat olarak 1 yıllık stajını tamamladıktan sonra İstanbul Barosu'na avukat olarak yazılma talebinde bulunduğunu dile getirdi. Yaldız, Adalet Bakanlığı ruhsat başvuru talebine hakkında kesinleşmiş bir hüküm olmamasına rağmen  devam eden bir kovuşturmadan dolayı, masumiyet karinesini görmezden gelerek başvuruyu reddettiğini söylüyor.

Yaldız, Türkiye Barolar Birliği’nin ısrar kararı vermesi üzerine 8 ayın sonunda 2020 Nisan ayında avukatlık ruhsatını alabildiğini belirterek, "Pandemi koşullarında geçen 2 ayın sonunda henüz meslek hayatına başlayamadan İdare Mahkemesi kararıyla baro levhasındaki kaydım silindi. 

‘BAKANLIK, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ YERİNE GEÇİP TAKDİR YETKİSİNİ KULLANAMAZ’

Bu iptal davaları Avukatlık Kanunu md.5/3'e dayanılarak açılıyor. İlgili madde kapsamında ‘Hakkında kovuşturma bulunan adayların baroya yazılma talebi dava süresinin sonuna kadar bekletilebilir’ denmek suretiyle Türkiye Barolar Birliği'ne takdir yetkisi tanınıyor. TBB başlarda hukuka aykırı olarak takdir yetkisini talepte bulunan avukatların aleyhine kullanıyordu ancak daha sonra görüş değiştirip bu durumda olan avukatların ruhsatlarını vermeye başladı.

Bakanlığın görüşüne ters olsa da hukuka uygun olan buydu. Bakanlık TBB yerine geçip bu takdir yetkisini kullanamaz. Zaten avukatlık kanunun md.5/3 masumiyet karinesine, anayasa ve Avrupa insan hakları Sözleşmesi’nde ki çalışma hakkına aykırılık teşkil etmektedir. Bu fıkrası on yıllardır kanun da bulunduğu halde hiç uygulama alanı bulmamıştı ancak ne hikmetse 15 Temmuz’dan sonra uygulamaya konuldu. Muhalif olan her kesimin sesi nasıl kısıldıysa savunma ayağı olan muhalif avukatların önü de bu fıkra ile kesilmeye çalışılıyor."

‘İDARİ MAHKEME BARO LEVHASINDAN KAYDIMI SİLDİ’

Bu durumun Türkiye'de yargı süreçlerinin yıllarca devam ettiği düşünüldüğünde, haksız şekilde yıllarca devam edecek sivil bir ölüm halini doğurma çabası olduğu ve siyasi saiklerle ruhsat başvurularının reddedildiğini belirten Yaldız, "TBB’nin ısrar kararı vermesi üzerine 8 ayın sonunda 2020 Nisan ayında ruhsatımı aldım. Pandemi koşullarında geçen 2 ayın sonunda henüz meslek hayatına başlayamadan idare mahkemesi kararıyla baro levhasındaki kaydım silindi" diye konuştu.

Gelinen süreç itibariyle bağımsız ve tarafsız bir yargı erkinden bahsetmenin mümkün olmadığını, siyasi baskılar devam ettiği müddetçe mahkemeler mağdur avukatlar lehine bir karar vermekte ürkek hareket edeceğini belirten Yaldız, "Avukatlık bir takım kamusal ayrıcalıkları olmakla beraber serbest bir meslektir ve avukat serbest meslek erbabıdır. Avukatların hak ve yükümlülükleri avukatlık kanunu ile düzenlenmiştir yani avukata devlet memuru muamelesi yapılamaz dolayısıyla mesleğe kabul ve meslekten men konularında da devlet memurunda aranan her kriteri taşımak zorunda değildir" dedi. 

Öne Çıkanlar