İmzalar 10’u buldu, TBB’de olağanüstü kurultay süreci başladı

İmzalar 10’u buldu, TBB’de olağanüstü kurultay süreci başladı
Türkiye’de ilk kez 10 baronun imzasıyla Türkiye Barolar Birliği olağanüstü genel kurula gidecek.

ARTI GERÇEK - Türkiye Barolar Birliği’ni olağanüstü genel kurula çağıran baroların sayısı 10’u buldu. 10 baro yönetiminin kararı, genel kurul için yeterli.
Baroların, Türkiye Barolar Birliği (TBB) yönetimine yönelik tepkisi, Saray’da yapılan Adli Yıl Açılış Törenine katılım kararıyla birlikte doruk noktasına çıkmıştı.

Adli Yıl Açılış töreninden sonra barolardan arka arkaya TBB’yi olağanüstü genel kurula çağırma kararları geldi. İlk karara 4 Eylül 2019 tarihinde Ankara Barosu Yönetim Kurulu imza attı. Ankara Barosu’nu İzmir, İstanbul, Antalya, Bursa, Aydın, Adana, Urfa, Van ve Diyarbakır baroları izledi.

Son olarak Diyarbakır Barosu yönetim kurulunun dünkü toplantısından TBB’yi olağanüstü genel kurula çağırma kararı çıktı. Böylece olağanüstü kurultay için süreç başlamış oldu.

SÜREÇ NASIL İŞLEYECEK?

Türkiye Barolar Birliği’nin olağanüstü genel kurula gidebilmesi için 10 baronun imzası yetiyor.

Avukatlık Kanunu’nun 115. Maddesi’nde, olağanüstü genel kurul için "Birlik Yönetim Kurulu gerekli gördüğü hallerde veya en az on baronun yönetim kurulları yazı ile isterse Genel Kurulu olağanüstü toplantıya çağırır" şartı bulunuyor.

10 baro yönetiminin kararı Türkiye Barolar Birliği’ne ulaştıktan sonra TBB’nin en kısa süre içerisinde bir olağanüstü genel kurul takvimi belirlemesi gerekiyor. Takvim belirlendikten sonra bir ay içerisinde de genel kurula gidilmesi gerekiyor.

TÜRKİYE’DE İLK

10 baronun imzasıyla Türkiye Barolar Birliği’nin olağanüstü genel kurula çağrılması Türkiye’de ilk kez yaşanıyor. Metin Feyzioğlu, 2013’ten bu yana TBB Başkanlığını sürdürüyordu.

AV. CİHAN AYDIN: 3 TEMEL KIRILMA NOKTASI OLDU

10. baro olan Diyarbakır Barosu Genel Başkanı Cihan Aydın, Artı Gerçek’e yaptığı açıklamada, bu kararı almalarında 3 temel sebep olduğunu söyledi.
Aydın, şunları belirtti:

"Çok mesele var ama bizi bu kararı almaya iten sebepler birincisi; mesleğimiz ve meslektaşlarımıza yönelik saldırılar her gün artarak devam ediyor. Avukatlar, adliye binalarında, karakolda, sokakta faaliyetlerini sürdürdükleri her alanda maalesef şiddete ve tacize uğruyor, öldürülüyor. Mesleğimizin faaliyet alanları her geçen gün daraltılıyor. Çok sayıda hukuk fakültesi öğrencisi var, işsizlik artık avukatlar için büyük bir sorun haline gelmeye başladı. Tüm bu sorunlar karşısında Türkiye Barolar Birliği’nin kayıtsız tutumu temel sebep.

"İkincisi; Adli Yıl Açılış Töreni’nde Metin Feyzioğlu’nun konuşmasındaki ‘söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ sözü bizim için kırılma noktası oldu. Çünkü biz o teferrüt içinde hayatı görüyoruz, tüm temel hak ve özgürlükleri, yaşam hakkını, ifade özgürlüğünü, işkence yasağını görüyoruz. Bir hukukçunun asla hiçbir koşulda dile getiremeyeceği bir söz bu bizim için.

"Üçüncüsü; Suriye operasyonuyla ilgili sivillerin korunmak zorunda olmadığına dair sarf ettiği sözler. Tüm bunlar yan yana gelince bu kararı aldık, kendimizi almak zorunda hissettik. Çünkü hukukçuların bu ülkeye hukuk ve adalet sözü var. Biz mesleğe böyle bakıyoruz. Bu verdiğimiz sözü de her koşulda yerine getirmeye çaba sarf ediyoruz."

Öne Çıkanlar