'Mezarlıklar toplumun, tarihin ve yaşanmışlığın hafızasıdır'

'Mezarlıklar toplumun, tarihin ve yaşanmışlığın hafızasıdır'
Mezarlıklara yönelik saldırıların 'Kürt anasını görmesin' zihniyetinin sonucu olduğunu belirten MEBYA-DER üyesi Çelikbilek, 'Mezarlıklar toplumun, tarihin ve yaşanmışlığın hafızasıdır' dedi.

Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) üyesi Ayşe Çelikbilek, Van, Muş, Silvan, Şırnak ve Hakkari’de mezarlıklara yönelik gerçekleştirilen saldırıları değerlendirdi.

Son dönemde mezarlıklara ve halka yönelik baskıların yeniden arttığını belirten Çelikbilek, "Sistemin ne kadar tıkandığını, ne kadar çaresiz olduğunu, çareyi toplumsal değerleri kutuplaştırarak, birbirine düşürerek, çözüm olarak kendinde gördüğünü görüyoruz. Toplumsal değerlere karşı yapılan baskı, şiddet, işkence; özel savaş ve psikolojik savaş politikasıdır. İnsanlık dışı uygulamaları, toplumsal vicdanı yaralayan bir yöntemdir. Toplumda derin yaralar oluşturuluyor. Ne insan haklarında ne vicdanlarda ne de toplumda ve yasalarda hiçbir karşılığı olmayacak bir saldırıyla karşı karşıyayız. Saldırılar, Kürt toplumunun rahatsız edebilecek, iradesini kırabilecek, öz benliğinden ve kültüründen, yaşamından koparabilecek boyuttadır" dedi.

MEZARLARI KORUMA NÖBETİ 

Hegemonik güçlerin kendilerini var etme çabaları olduğunu dile getiren Çelikbilek, saldırıların, devletin "Kürt çocuğu annesini görmesin" mantığıyla gelişen zihniyetin sonuçları olduğunu vurguladı. Yıllarca annelerin çocuklarının bir mezara sahip olması için mücadele ettiğini belirten Çelikbilek, "Anneler sokaklarda bunun direnişini yürütürken, şimdi de var olan mezarları korumak için nöbet tutuyor. Mezarların başına gitme zorunluluğunu hissetmeleri bir evreden, başka bir evreye taşıyor. Anneler yıllarca ‘Cenazem bulunsun, mezarı olsun’ diye mücadele etti. Şimdi de mezarları korumak için mücadele yürütüyor" şeklinde konuştu. 

MESELE YAZILAR DEĞİL

Dersim’de yaşamını yitiren Agit İpek’in cenazesinin kargoyla ailesine teslim edilmesini hatırlatan Çelikbilek, "Bir annemize kargoyla kemiklerin gönderilmesi gibi birçok örneğini yıllarca gördük ve yaşadık. Ailelere, ‘Gidip mezarını kıracaksın, sen kırmazsan ben kıracağım, şiddet uygulayacağım’ deniliyor. Sorun Kürtçe karakterli yazıların, flamaların, bayrakların veya fotoğrafların olması değil.  Bunlar olmasaydı da saldırılar yapılacaktı. Mezarlıklar toplumun, tarihin ve yaşanmışlığın hafızasıdır" diye konuştu.

MÜCADELEYE DEVAM 

Değerlere sahip çıkmak için kadınlar başta olmak üzere tüm topluma çağrıda bulunan Çelikbilek, halkın, inanç grupların ve sivil toplum örgütlerinin vahşete ve insanlık dışı uygulamalara ses çıkarması gerektiğini vurguladı. MEBYA-DER olarak bunun mücadelesini yürüttüklerini ve şu an ailelerle görüşmelerin yapıldığını dile getiren Çelikbilek, "Hukuki boyutuyla dosyalar hazırlanarak, uluslar ve uluslararası alanda mücadele yürüteceğiz. Çalışmalarımız devam ediyor. Başvuru yapan aileler de var" dedi. (MA)

Öne Çıkanlar