Bahçeli: HDP'nin kapatılması, özellikle AYM'nin namus borcudur

Bahçeli: HDP'nin kapatılması, özellikle AYM'nin namus borcudur
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP'nin kapatılmasına dair iddianameyi AYM'nin geri çeviremeyeceğini öne sürdü.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Bahçeli konuşmasına Marmara Denizi'ndeki müsilaj kirliliği ile başladı ve çevre kirliliği konusunda siyasi partilere ortak hassasiyet çağrısı yaptı. 

Bahçeli, hemen hemen her grup toplantısında olduğu gibi HDP'nin kapatılmasına yönelik sözlerini yinelerken, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Ahmet Şık'ı da hedef aldı. Bahçeli, Şık'a yönelik "TİP'li bir milletvekilinin bu devlet katil, bu devleti yıkmamız gerekiyor iftiraları karşısında ne yapacağız. HDP'lilerin fütursuzluğundan cesaret alan bu suçlu bilmelidir ki Türkiye Cumhuriyeti katil olsaydı bugün bulunduğun yer TBMM değil mezarlık olurdu" ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı, önceki gün hazırlanan HDP'nin kapatılmasına dair iddianameyi işaret ederek, Anaysa Mahkemesi'nin daha önce iade ettiği iddianameyi bu kez geri çeviremeyeceğini öne sürdü.

‘KİRLİ BİR DENİZİN ÇEVRESİNDE SAĞLIKLI BİR HAYAT KURULAMAYACAKTIR’

Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Bugünkü şartlarda çevre sorunları sadece çevre kirliliği değil toplumsal siyasal ekonomik kültürel ve ahlaki boyutları olan sorunlar yumağı haline gelmiştir.

Marmara Denizi'nde Mart ayından itibaren baş gösteren ve kıyılarımızda feci bir boyuta ulaşan deniz salyası istilası bir kez daha düşünmemize yol açmıştır. Büyük oranda kirli su ve tarımsal atıklar sonucu ortaya çıkan mikrobiyolojik varlıklar yaygın ve yoğun şekilde sahillere tutunmuştur.

Bazı kıyı şeritlerimizde insanlarımızın denize çıkması engellenmiştir. Deniz salyasının kıyılarımızda dikey bir hareketle dibe doğru indiği ve deniz canlılarının oksijeninin kesildiği görülmektedir. Bir çevre felaketiyle karşı karşıya olduğumuz açıktır.

Kirli bir denizin çevresinde sağlıklı bir hayat kurulamayacaktır.

Bizim milliyetçilik anlayışımızda çevrecilik ana eksenden biridir. Çevre demek vatan demektir. Çevreye hürmet çağın şifrelerini çözmemin huzurlu bir hayatın ilk adımıdır.

Geldiğimiz bu aşamada siyasi partilere düşen bu meseleyi istismar etmemektir.

‘KETUMİYET YOKSA MAHREMİYET YOKTUR’

Çevre etiği ne kadar önemliyse siyasi etik kuralları da bir o kadar önemlidir. Bu nedenle isteğimiz siyasi etik yasasının bir an önce çıkmasıdır.

Siyasette dubaracılar çok fazladır. Geçmişine sırt dönenlerin görünürlülüğü artmıştır. Devletin en üst makamlarında yer alanların mahremiyetlerine emanet konuları ulu orta konuşmaları, dün birlikte olduklarını bugün karalamaya çalışmaları münafıklık alametidir. Türkiye'de başbakanlık yapan bir şahsın kendisi ile mezara gitmesi gereken sırları döküp saçması, devletin kimlerin eline kaldığına bariz delildir.

Ketumiyet yoksa mahremiyet yoktur. Gelecek Partisi'nin yöneticilerine tavsiyem şudur, bu Serok'un yanında sakın konuşmayın, aman sır verme gafletine düşmeyin. Aynı şey selamsız Babacan için de geçerlidir. 

Zillet ittifakı siyasetini Türkiye'ye karşı konuşlandırmıştır.

Gelişmeleri ahlaki şuurla yorumladığımızda biliniz ki her şey aleni şekilde görünecektir.

HDP, CHP ile İP'i çoktan kafeslemiş üzerine kilidi vurmuştur.

'YERİN MEZARLIK OLURDU'

HDP'nin eylemleri devletin bağımsızlığına, insan haklarına aykırı bulunmuştur. Bu bölücü partinin hemen hemen tüm organlarıyla suç işlediği belirtilmiştir. Bundan sonra tüm gözler AYM'ye çevrilecektir. Türkiye teröre karşı kazanmış olduğu muazzam üstünlüğü TBMM'de kaybedemez. HDP'nin kapatılması hukukun konusudur.

HDP'nin kapatılma süreci ile bölücü vekillerin dokunulmazlık dosyalarının görüşülmesi tavsamaktadır. Yargıtay, AYM tarafından iade edilen iddianamenin eksikliklerini gidererek beklenen davayı dün tekrar açmıştır. Bundan sonra bütün gözler AYM'ye çevrilecektir. Mahkemenin iddianameyi ikinci kez iade seçeneği da kalmamıştır. HDP'nin kapatılması artık hukukun konusudur.

Cevabını aradığımız sorular da şunlardır. Bölücü milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının TBMM'de görüşülüp karara bağlanması neden geçikmektedir. PKK'lı milletvekilleri adaletin önüne ne zaman çıkarılacaktır? Daha neyi bekliyoruz? Bölücülüğün hesabını soracaksak gün bugündür. TİP'li bir vekilin 'Bu devlet katil bir devlettir' iftiraları karşısında ne yapacağız?

Dokunulmazlığını kaldırıp adalete teslim etmeyecek miyiz? Böyle bir alçak TBMM'de bizimle aynı havayı teneffüs ediyor. HDP'nin kapatılması, hepimizin, özellikle AYM'nin namus borcudur. Hemen hemen her gün şehit veriyoruz. Cami avlularından kahramanlarımızı uğurluyoruz. Terörle mücadeleyi her zeminde kararlılıkla icra ediyoruz.

'AYM'NİN İKİNCİ SEÇENEĞİ KALMAMIŞTIR'

HDP'nin bölücü milletvekillerinin dokunulmazlık dosyalarının görüşülmesi maalesef aksamaktadır. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AYM'nin iade ettiği HDP'nin kapatılmasının esas alındığı iddianamenin eksikliklerini gidererek yeniden davayı açmıştır. HDP'nin eylemleri insan haklarına aykırı bulunmuştur.

Partinin tüm organlarının suç işlediği, suç işlemeye teşvik ve tahrik ettiği somut belgelerle ortadadır. Bundan sonra gözler AYM'ye çevrilecektir. Bu mahkemenin iddianameyi ikinci kez iade seçeneği de kalmamıştır.

Türkiye, teröre karşı kazandığı muazzam üstünlüğü TBMM'de kaybedemez, kimse bu kayba hizmet edemez. HDP'nin kapatılması hukukun konusudur; bu kanlı ve karanlık sayfa açılmamak üzere kapatılmalıdır.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar