'Milli elektronik kelepçe' endişelendirdi: Her yer açık cezaevine dönebilir

'Milli elektronik kelepçe' endişelendirdi: Her yer açık cezaevine dönebilir
Hukukçular, talep yaratmak için ev hapsi kararlarının artabileceğini belirtiyor.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK - Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bugüne kadar yurt dışından ithal edilen elektronik kelepçelerin artık Türkiye’de üretileceğini açıkladı. Hukukçular ise elektronik kelepçe ile her yerin açık cezaevine dönüşmesinden endişeli.  

Bakan Varank’ın verdiği bilgiye göre, Sanayi İşbirliği Projeleri (SİP) kapsamında "millileştirilen" elektronik kelepçeler eylül ayından itibaren test amaçlı olarak Adalet Bakanlığına teslim edilmeye başlanacak. 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren de yabancı ürünler yerini tamamen "milli" ürünlere bırakacak. 

ORTEM ÜRETECEK

Türkiye’de 1 Şubat 2013 tarihinde uygulamaya başlanan elektronik kelepçelere olan ihtiyaç, 15 Nisan 2020’de yürürlüğe giren İnfaz Kanunu nedeniyle artmıştı. İnfaz Kanunu ile konutta infaz uygulamasının kapsamı genişletilmişti. Bunun üzerine yapılan ihaleyi STM-Ortem-Mahrek ortaklığı kazanmıştı.

Elektronik izleme kapsamında Türkiye’de, konutun terk edilmemesi, belirlenen yerlere gitmekten yasaklanma, alkol kullanımı ve mağdur koruma olmak üzere 4 tür elektronik izleme ünitesi kullanılıyor. 

Konutta infaz, denetimli serbestlik türleri arasında en az başvurulan yöntem. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Denetimli Serbestlik Daire Başkanlığı'nın istatistiklerine göre, ilk uygulanmaya başladığı Şubat 2013’de 149 kişiye takılan elektronik kelepçe uygulaması zamanla daha da azaldı. Ocak 2020 istatistiklerine göre, 84 kişiye düştü. 
Konutta infaz kapsamında kullanılan elektronik kelepçe uygulaması, bazı hukukçuları keyfi kullanım olasılığı nedeniyle endişelendiriyor.  

AV. BEŞE: TALEP YARATMAK İÇİN EV HAPSİ KARARLARI ARTABİLİR

Ankara Barosu Toplumsal Davalar Merkezi’nden Av. Ebru Beşe, meselenin kâr boyutuna dikkat çekiyor.
Artı Gerçek’e konuşan Beşe, denetimli serbestlikte ağırlıklı olarak imzanın kullanıldığını, altyapı yeterli olmadığı için ev hapsi verilmediğini hatırlatıyor. 
Şimdi yerli üretime geçilmesiyle birlikte mutlaka "talep yaratılacağını" söyleyen Beşe, ayrıca "İmza yükümlülüğü iktidarın istediği gibi yeterli eziyeti vermiyor, o yüzden adli kontrolün değişik çeşitlerini uygulayacaklardır." diyor.

‘YANDAŞ FİRMA ÜRETMİŞTİR’

Ev hapsinin, cezaevleri dolduğu için tutuklamanın alternatifi olarak kullanılabileceğini ifade eden Av. Beşe, tutuklama ya da denetimli serbestlik kararlarında adil kararlar verilmediğini, ev hapsi için de benzer bir durumun öngörülebileceğini söylüyor. Beşe, "Daha fazla talep yaratmak için, büyük ihtimalle yandaş firma üretmiştir, uzun bir süre ev hapsi kararları çıkabilir." diyor. 

HÂKİM KALMAN: BAKANLIK TAVSİYEDE BULUNABİLİR

Yargıçlar Sendikası Genel Sekreteri, ceza mahkemesi hâkimi İbrahim Talman ise elektronik kelepçenin sınırlı uygulandığını belirterek, şunları söylüyor: 

"Genel olarak bir yıl ve altı hapis cezalarında uygulanıyor. Çok ekstra olarak bazı tutukluların tahliyesinde kullanılıyor. Bunlara mahkemeler karar veriyor. Kesin bir şey söylemek zor ama yerli üretime geçiliyor olması ev hapsi kararlarını attıracağı anlamına gelmiyor. Ama bakanlık bunları uygulayın diye bir tavsiyede bulunabilir." 

EMİNAĞAOĞLU: TELEKULAK’IN BİR BAŞKA BOYUTU HALİNE GELEBİLİR

Yargıçlar Sendikası Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise "amacı dışında kullanılırsa her yer açık cezaevine dönüşebilir" uyarısında bulunuyor. 

Elektronik kelepçe uygulamasının hukuki altyapısının bulunduğunu hatırlatan Eminağaoğlu, elektronik kelepçenin denetimli serbestlik kapsamında olan hükümlüler için uygulandığını, ancak keyfi yargı kararları dikkate alındığında tutuklular için de uygulamaya sıklıkla başvurulabileceğini belirtiyor. Eminağaoğlu, şöyle diyor: 

"Yargı uygulamalarına baktığımızda kararların son derece keyfi alındığını, hukuki olmaktan uzaklaşıldığını görüyoruz. Nasıl olsa cezaevine konulmuyor diye elektronik kelepçe uygulamasına sıklıkla başvurulması gibi bir kaygı öne çıkıyor.

"Elbette teknolojik gelişmelerden yararlanılacak, yeter ki hukuk kuralları aşılmasın, hukuk kuralları dolanılmasın, hukukilik içinde yapılsın. 

"Bu uygulama genişletilirse her yer açık cezaevine çevrilebilir. Beklenen, hukuki olan; bu yola taşmadan yürütülmesidir." 

Ayrıca "Özel yaşama müdahale boyutunu genişletmesi gibi bir tedirginlik ortaya çıkabilir" diyen Eminağaoğlu, şunları belirtiyor: 

"Tutuklama yerine adli kontrol tedbirleri mümkün. Yasa bu tedbirlerle kişinin evden çıkmaması, belli yerlere gitmemesi gibi yasal bir takım hükümler ve tedbirler öngörüyor. Ancak nasıl olsa kişi cezaevinde olmuyor diye kişiye kelepçe takılıp amacın ötesine çıkılarak kişinin adım adım izlenmesi gibi bir yola gidilme yasayı dolanmak olur. Telekulak'ın bir başka boyutu haline gelir. Bu niteliğe bürünmemelidir. Yoksa elbette teknolojiden yararlanılmalı ama acına uygun yararlanılmalı. Türkiye’de yargının amacı dışındaki kararları göz önüne aldığımızda dileriz bu konu o boyuta dönüşmesin."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar