Milli irade Kars'a uğramıyor mu?

Milli irade Kars'a uğramıyor mu?
Dün bir grup gazeteciyle Ayhan Bilgen ile hakkında öne sürülen iddiaları konuştuk.

Sibel HÜRTAŞ 


ARTI GERÇEK - Tam da "milli irade" tartışmalarının yeniden patlak verdiği bir dönemde, bu tartışmanın hedefine kendini koyan siyasi iktidarın bir belediyeye kayyım atama hazırlığında olması; Türkiye’nin OHAL süreciyle birlikte alışık olduğu tuhaflıklar serisinin sadece bugünkü perdesi…

Türkiye, pandemi kriziyle cebelleşirken kayyım defterinin açılıyor olması da hiç şaşırtıcı değil. Zira pandemi süreci siyasi iktidarın, olağan zamanlarda beklemeye bıraktığı tüm dosyaları fırsat bilip, raftan indirdiği bir süreç aynı zamanda. Nasıl MHP’nin iki yıl önce rafa kalkan af teklifi, pandemi krizinde yasalaştıysa; Kanal İstanbul projesinin ilk ihalesi aradan çıkarıldıysa; olağan dönemlerde el konulamayan Kars Belediyesi de bugünlerde gündemde.

Kars eş Belediye Başkanı Ayhan Bilgen hakkında, 2019 yılının Ağustos ayında Diyarbakır, Mardin ve Van Büyükşehir Belediye Başkanlıklarına kayyım atandığı süreçte, soruşturma başlatılmıştı. Bilgen, ifade vermeye gitmiş daha sonra hakkındaki dosya rafa kaldırılmıştı.

Şu an hakkında yürütülen yeni bir soruşturma yok. Ancak gerek iktidara yakın basın yayın organları gerekse de sosyal medyada aleyhte bir kampanya sürdürülüyor. Bu kampanya da Kars’a bir kayyım atama hazırlığının olduğu habercisi gibi görünüyor.

Dün bir grup gazeteciyle Ayhan Bilgen’e hakkında öne sürülen iddiaları konuştuk.

En çok konuşulan haberlerden biri Yeni Şafak Gazetesi’nin, "Kars Belediyesinde tuhaf işler: HDP’li belediye PKK’ya para aktarıyor" haberiydi. Ayhan Bilgen, "O haberde iddia edildiği gibi Avrupa’daki o yardım organizasyonuna ne belediyeden gitmiş bir başvuru var, ne bir liste var ne bizim bir temasımız var" diyor. Bilgen, "HDP’nin yürüttüğü Kardeş Aile Kampanyasına sosyal medya üzerinden çağrı yapmışız. Bunun dışında bizim bu kampanyayla da bir ilişkimiz yok" yanıtını veriyor.

Hatta Kars Belediyesi’nin salgınla ilgili kampanyası bile yok! Sadece bir market, elindeki 250 yardım kolisini Belediye’ye yollamış o kolilere de İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi kapsamında Emniyet marifetiyle el konulup, sosyal yardıma gönderilmiş.

BELEDİYEYİ BASTI; "AYAĞIM TAKILDI" DEDİ

Ayhan Bilgen, kendisinden iş isteyen kişiye "dağa gençleri götür" teklifini yaptığı iddialarını da gündeme getiriyor ve şu yanıtı veriyor:

"Bir kişi ‘bana otopark vereceksiniz, yer vereceksiniz’ dedi. Reddedince, ‘daha önce yapıldı. Siz de yapmak zorundasınız’ yanıtını verdi. Hakaret, tehdit etti. Savcılığa bildirdik. Bunun üzerine ifadesi alındı ama bu ifadeye ulaşamadık. Bu kişi geçen haftalarda tekrar yanında iki kişi ile birlikte Belediye binasına geldi. Bunlar uyuşturucu bağımlısı, kriminal tipler. Masa ve sandalyeleri devirdiler. Tekrar şikayetçi olduk, bu şahıs ‘ayağım masaya takıldı’ dedi ve serbest kaldı. Ancak ertesi gün basına ilk şikayetimizdeki ifadesi yansıdı. İki cümle kuramayan kişi 1 buçuk sayfa ifade vermiş ve benim ve avukatımın ulaşamadığı bu ifadeye göre, o benden iş istemiş, ben de ‘dağa gençleri götürürsen, talebini yerine getiririz’ demişim. Tehdit, hakaret ve saldırı ile ilgili ise hiçbir işlem yapılmamış."

MÜTEAHHİT PARASINI ALAMAYINCA…

Belediye’ye yönelik algı operasyonu sadece gazete manşetleriyle sınırlı değil. Ayhan Bilgen, çok çeşitli algı operasyonlarıyla karşılaştıklarını anlatıyor süreç içinde. MHP’den belediyeyi devraldıklarında yapılan bazı işlerin yapılmış gibi gösterildiğini öğrendiklerini ve bu işlerle ilgili soruşturma süreci başlattıklarını söylüyor, bazı kampanyaların temeli de bunlara dayanıyor:

"Alacaklı bir müteahhit parasını istedi, soruşturma süreci bitene kadar ödeme yapılmayacağını söyledik. Plandaki yol yapılmamıştı, kendisine bunu sorduk. ‘Evet, ben yolları yapmadım ama bunun yerine MİT’in içerisine şunları yaptım’ dedi. Bu ihale kanunu açısından kabul edilebilir değil. Biz kendisine sözlü beyanla işlem yapamayacağımızı ifade ettik. Savcılığa ve valiliğe de ilettik bunu. Bu tarihten itibaren bu kişi alınan personelle ilgili ‘amcası cezaevindeydi, babası şuradaydı’ ve benzeri sosyal medya sayfalarından kampanya yürütmeye başladı. Bu kişi ihale usulsüzlükleri nedeniyle ceza almış bir isim." 

KARS’TA NELER OLUYOR

Ayhan Bilgen’in bu anlattıkları sadece son günlerde gazete manşetlerine ya da sosyal medyaya yansıyan olayların iç yüzü. Bir de göreve geldikleri bir yıldır yaşananlar var. Bilgen’e göre şu an uğradığı sistemli saldırının bir ayağında siyasi duruşu diğer ayağında ise yerelde yolsuzluğa karşı gösterdiği tavır var. Önce yolsuzlukları anlatıyor:

"Belediyeyi büyük bir borç yükü ve yapılmış gibi gösterilmiş ama yapılmamış işlerle devraldık. Borç enkazıyla yolsuzluk birleşince, önceliği işçi borçlarına verdik. Şaibe olan dosyalarla ilgili ödeme yapmama kararı aldık. İlk saldırılar da bu nedenle başladı. …İmara ilişkin açık usulsüzlük vardı. Yol revizyonunun görüşüldüğü toplantıya, başkanlık yapan iki üye imar tadilat kararının arkasını imzalayarak Meclis kararı gibi gösteriyor ve 150 binaya kat arttırımı kararı çıkarıyor. Bunu düzeltmek istedik, gerilim kaynağı oldu. …20 yıl önce belediye başkanı, minibüs hattı sahiplerine süresiz kullanım hakkı vermiş. Yerel çıkar ilişkileri ile kamu yararının çeliştiği alanlar bunlar. Şehirde ulaşım hakkı ile akşam saatlerinde toplu taşım aracı bulamıyorsunuz. Buna göz yummak mümkün mü?

Biz bu çıkar grupları ile verdiğimiz kavganın galiba bedellerini ödemeye başladık ki, belediyeye yapılan baskınlar, sosyal medya kampanyaları, linçleri bir boyutuyla buradan kaynaklanıyor."

GÜVENLİK SORUŞTURMASI PAZARLIĞI

Ayhan Bilgen, görev geldiklerinden bu yana özel kalem ataması yapamadıklarını söylüyor. 25 yıldır kamu hizmetinde olan başkan yardımcısının güvenlik soruşturması olumsuz gelmesi de dikkat çekici. Bilgen, sivil polislerin belediye personeli ile kontak kurarak, ‘işbirliği yaparsanız soruşturmanız olumlu gelir, yoksa olumsuz gelir’ dediğine yönelik yazışmaların olduğunu da söylüyor.

Buraya kadar anlatılan tüm bu manzarayı da şöyle tanımlıyor:

"Bu senaryoya baktığımızda ortada Türkiye’nin eski kirli ilişkileri, sabıkalı kişilerin kullanılması, yerel çıkar rant ilişkileri ve buna alet edilen bir takım kişilerle ilgili bir fotoğraf çıkıyor karşımıza. Bu ülkede rant-çıkar ilişkileriyle hukuksuzluk arasındaki bağlantı ne yazık ki iç içe geçmiş. Siz daha toplumcu bir belediyecilik, daha kamu yararını gözeten bir iş yapmaya kalktığınızda hem nasırlarına basılan çıkar grupları harekete geçiyor hem de bunu fırsata çevirmeye çalışan siyasi alışkanlıklar, tepeden inmeci yaklaşımlar harekete geçiyor.  Son medya kampanyası da böyle…"

"TEHDİT ALDIM"

Bir de kişisel tehditler var. Bilgen, "Tehdit aldınız mı?" sorusuna, şu yanıtı veriyor:

"Telefon mesajları, aramalar, sosyal medya mesajları oluyor tabi. Ya da belediyenin önüne geldiklerinde fiili denemeler oluyor. Ama daha çok tribüne oynama var. Belediyeyi PKK ele geçirmiş gibi bağırmalar. Geçmişte belediyeyi basan gruplardan birinden Glock silah çıktı. Daha önce öldürme vakalarına karışmış kişiler belediyeye gelip bağırıyor çağırıyor ama işlem yapılmıyor. Başka bir kamu kurumuna yapılsa farklı süreçler olurdu elbette ama bir soruşturma yok ciddi yürütülen."

KAYYIM AKP’YE TEZGAH

Ayhan Bilgen, Kars’a kayyım atanması olasılığını ise AKP’ye tezgah olarak değerlendiriyor: 

"MHP’nin belediyeyi geri almak için il düzeyinde baskı yapması, AKP için büyük bir tezgahtır. Kars’ta kayyım atanırsa AKP’nin geleneksel seçmeninin gidip MHP’ye vermesi ihtimalinden daha yüksek olan ihtimal, artık daha blok, muhtemelen Kürt milliyetçiliği duygularıyla kalıcı bir HDP seçmeni haline gelmesidir. Biz kimsenin sadece kimlikler üzerinden oy kullanmasını doğru bir yol haritası olarak görmeyiz. Şehrin iki kutuplu hale gelmesinin şehre kötülük olarak görüyoruz. Biz bundan kârlı da çıkabiliriz. MHP’nin denemeye değer göreceği kesin. Herkes bunun faturasını hükümete keser. Bunun da biraz düşündürdüğünü sanıyorum. Kayyım atanan Diyarbakır’da mesela seçim AKP ile HDP arasında. Diyarbakır’da belediyeyi alamadığında AKP, bu yöntemle alalım diyebilir. Seçim AKP ile HDP arasında geçtiğinde kayyım atamanın siyaseten mantığı olabilir, yöntem doğru olmamasına rağmen. Ama Kars’taki yapı böyle değil."

Bilgen’e göre, kayyımla ilgili süreci de kamuoyu belirleyecek. Bilgen, duyarlı, etkin, caydırıcı bir kamuoyu oluşursa geri adım atılacağını düşünüyor.

"TÜRKİYE YOL AYRIMINDA"

Tüm dünyayı etkisi altına alan Corona virüs salgınında Kars’ta yaşananlar böyle...

Kentin asıl gündemi pandemiye ilişkin en önemli not ise iktidar tarafından dağıtılacağı ilan edilen maskelerin, ABD’ye gönderilen yardım paketinden bir gün sonra Kars’a gönderilmiş olması. Ayhan Bilgen’e göre maske krizi bile Türkiye’nin önemli bir yol ayrımında olduğunu gösteriyor:

"Merkezden mi maske dağıtmak kolay, belediyenin üretip dağıtması mı? ABD’ye maske giderken Kars’a yeni maske geldi. Ulus devlet paradigması böyle bir şey. Kars’a yetişmeden önce başka yere gidebiliyor maske. Siyasetin kaçınılmaz olarak yerelleşmesi karşısında ayak sürüyen, direnen bir tablo ile karşı karşıyayız. Dünyada yeni bir dalga var ve bu dalga karşısında asıl çözüm yerelle buluşma olması gerekirken sırf siyasi kaygılarla merkezi otoriteyi koruma çabası var. Ömer Çelik’in, bu tartışmalar olduğunda kurduğu cümle şu; ‘asıl olan merkezin yardım dağıtmasıdır. Yetmediğimiz yerde yerel yardımcı olur.’ Derdiniz sadece merkezin otoritesini korumaksa bu bir tercihtir. Ama şu anda salgın gibi afet gibi durumlarda en acil müdahale edecek olan yereldir. Burada bir tercihle karşı karşıyayız. Bu tercih tehlikeli bir tercih Yoksa kim daha çok yardım dağıttı meselesi değil mesele. Bu aslında ülkenin kaderiyle ilgili, merkezileşerek toplumsal çatışmayı mı körükleyeceğiz yoksa yerelleşerek yeni bir buluşma mı yeni bir birlikte yaşama iradesini mi inşa edeceğiz, bence bu tercihin yol ayrımındayız."

Öne Çıkanlar