‘Mınbiç Askeri Meclis’i İncirlik’te kuruldu’

‘Mınbiç Askeri Meclis’i İncirlik’te kuruldu’
Mınbiç Askeri Konseyi yöneticisi Muhammed Abu Adel, Artı Gerçek'e Mınbiç’e yönelik tehditleri değerlendirdi, ABD’nin kentin korunması için kendilerine verdiği sözlere açıklık getirdi.

Gamze KAFAR


ARTI GERÇEK - AKP hükümetinin, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Bir gece ansızın gidebiliriz’ sözleriyle hedefe koyduğu kentlerden biri de Mınbiç. Afrin’de yaşananlardan sonra Mınbiç’in de benzer bir müdahaleyle karşı karşıya kalacağını düşünen halk tedirgin. Bu tedirginlik nedeniyle bir araya gelen Mınbiçliler, geçtiğimiz gün büyük bir yürüyüş düzenlediler. Afrin’e yönelik müdahaleyi de protesto eden Mınbiçiler, kentlerine yönelik bir askeri müdahale olması durumunda, dünyanın Afrin’de olduğu gibi sessiz kalmamasını da istiyor.

Kürt, Türk, Arap, Çerkez, Ermeni halklarının bir arada yaşadığı kentin güvenliğini Mınbiç Askeri Meclisi sağlıyor. Türkiye’nin söylemlerinin giderek sertleşmesi üzerine Uluslararası Koalisyon Güçleri ve Amerika’da devreye girdi. ABD, bölgedeki asker sayısını artırdığını duyurdu. Ardından Fransa, Mınbiç’e askeri güç göndereceğini açıkladı. İngiltere’nin de bölgeye dönük ilgisi artmış durumda.

Mınbiç halkının düzenlediği büyük gösteriden sonra bölgenin nabzını tutmak için Mınbiç Askeri Konseyi’nin yöneticilerinden Muhammed Abu Adel ile görüştük.

‘TÜRKİYE’NİN YAKINDAN TANIDIĞI BİR KOMUTAN’

1979 yılında Minbiç'te Kürt kökenli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Muhammed Abu Adel, Türkiye’nin iyi tanıdığı askeri yöneticilerden biri. 2011 yılına kadar Baas Rejimi'ne karşı ÖSO'ya bağlı siyasi grupların içinde yer aldı. Daha sonra ÖSO içinde askeri olarak çeşitli görevler aldı.2011 yılından 2014 yılına kadar ÖSO'nun komuta kademesinde bulundu. Siyasi olarak ÖSO'ya yakın gruplarda, daha sonra ise ÖSO’nun komutanlarından biri olarak birçok kez Türkiye ile ÖSO arasında yapılan görüşmelere katıldı.

2014 yılında Kobani’ye dönük saldırı döneminde ÖSO’ya bağlı Burkan El Fırat grubu ile birlikte Kobani direnişine katıldı. Kobani’den sonra da Serêkaniye ve Minbiç kentlerinin özgürleştirilmesi amacıyla yaşanan birçok çatışmaya komuta etti.

Muhammed Abu Adel 2016'dan bu yana Mınbiç Askeri Konseyi'nin yönetiminde yer alıyor.

Mınbiç Askeri Konseyi’nin yöneticilerinden Muhammed Abu Adel, tüm sorularımıza içtenlikle yanıt verdi. Verdiği yanıtlardan biri dikkat çekiciydi.

Adel, Türkiye’nin bugünlerde terörist olarak tanımladığı Mınbiç Askeri Konseyi’ni, Amerikalılar ile Türklerin katıldığı toplantılar sonrasında, Türkiye’nin Adana kentinde bulunan İncirlik Askeri Üssü’nde birlikte kurduklarını açıkladı.

Adel, İncirlik’te yapılan toplantının bazı ayrıntılarının yanı sıra kente gelmesi kararlaştırılan Fransızların durumundan Mınbiç’in korunmasına, hatta Amerikalıların kendilerine gerekirse savaş uçağı kullanmaktan çekinmeyeceklerini söylediklerine kadar birçok konuya açıklık getirdi.

‘FRANSIZ ASKERLERİ HENÜZ MINBİÇ’E GELMEDİ’

"Mınbiç’te bildiğiniz gibi Amerikan askerlerinin üssü var. Daha önce tek üsleri vardı. Şimdi 2 üs oluşturmuş durumdalar. Asker sayılarını artırdılar. Ancak Fransızların henüz üsleri oluşmuş ya da resmen gelmiş değiller. Zaten Fransızlar Koalisyon’un bir parçasıdırlar. Bu nedenle Fransızların Mınbiç kentine gelmesi garip bir durum değil. Geliyorlar, görüşmeler yapılıyor. Ancak resmi olarak Mınbiç kentine gelmiş değiller."

‘AMERİKAN ASKERLERİ VE ÜSLERİNİN SAYISI ARTIRILDI’

"Mınbiç’te şimdilik sadece Amerikan üsleri var. Son günlerde cephe hattında yeni bir üs daha oluşturdular. Bu arada cephe hattına özel kuvvetlerini de getirdiler. Bunlar Mınbiç’e yönelecek bir saldırı karşısında yanıt vermeye hazırlar. Son günlerde askeri meclisler arasında yapılan ortak toplantılar da oldu. Uluslararası Koalisyon Güçleri’nin kendi içinde yaptığı toplantılar da var. ABD yaptı bu toplantıları. Verdikleri söz şöyle: Ağır silahların ve askeri güçlerinin sayısını artıracaklarını söylediler. Cephe hattında oluşturdukları yeni üs de Mınbiç kentinin korunması amacıyla kuruldu. Mınbiç Askeri Meclisi ile iletişim içindeler. Her iki güç birlikte cephe hattında yerlerini almış durumdalar. Daha önce de cephe hattına devriye çıkarıyorlardı. Sınır hattındaydılar. Gelecek saldırılara yanıt vermek için hazırlıkları hep vardı."

‘AMERİKALILAR TÜRKİYE TEHDİDİ NEDENİYLE GÜÇ ARTIRDILAR’

"Son dönemlerde Afrin’e yönelik bir müdahale olduğunu gördük. Türkiye, IŞİD’den ayrılan grupların içinde yer aldığı yapılarla Afrin’e yöneldi. Ayrıca biliyoruz ki Türkiye’nin Afrin’e olduğu gibi Mınbiç kentine de bir tehdidi var. Bunlar bir yana; Amerika’nın buradaki üs ve askerlerini artırması Türkiye’nin ‘Mınbiç’e de geleceğiz’ mesajına karşılıktır. Bu tehditler nedeniyle kuvvetlerini artırdılar. Daha önce de merkezi güç olarak Koalisyon’a bağlı yapılar burada vardı. Bizim yanımızdaydılar. Mınbiç’e dönük bir saldırı olması durumunda ya da Erdoğan’ın verdiği ‘Bir gece ansızın gelebiliriz’ mesajına karşı biz Amerikan kuvvetlerinin Mınbiç’te olduğunu hep söyledik."

‘MINBİÇ ASKERİ MECLİSİ, İNCİRLİK’TE TÜRKLERİN BİLGİSİ DÂHİLİNDE KURULDU’

"Türkiye bizi farklı tanıtıyor, ‘Mınbiç’te teröristler var’ diyor. Önce de demiştik, şimdi tekrar diyoruz, Biz Mınbiç Askeri Meclisi’yiz. Biz bu kentin evletlarıyız, Mınbiç’in gençleriyiz. Bu kentte resmi olarak Suriye Demokratik Güçleri (QSD) bulunmamaktadır. Bu kentten, Mınbiç’ten resmi olarak çekildiler. Şimdi burada olanlar Mınbiç Askeri Meclisi’dir.

Bu meclis, yani Mınbiç Askeri Meclisi’ni Amerikalılar bizzat İncirlik’te Türklerle konuşarak kurdular. Kimlerden oluştuğunu iyi biliyorlar. Türkler bunu iyi biliyor. Ancak bu kente saldırmak için kendilerine gerekçe arıyorlar. Bu kentte istikrar oluşmasını istemiyorlar. Yaklaşık 2 yıldır Mınbiç huzur bulmuş durumda. Halk, ticaretini özgürce sürdürebiliyor. Kente yönelik tehdit var ama biliyoruz ki amaç farklıdır. Afrin kentini Guta’ya karşılık olarak aldılar. Bu durumu kendi lehlerine kullanmak istiyorlar. Amaçları kente, Suriye’ye güvenlik ve istikrar getirmek değil."

‘TÜRKİYE'NİN TERÖRİST SUÇLAMASININ KARŞILIĞI YOK’

"Türklerle karşılıklı görüş alışverişinde bulunduğumuz dönemlerde ki o zaman daha Mınbiç Askeri Meclisi henüz kurulmamıştı, tabur düzeyinde bir güçtük, o zaman terörist olarak adlandırılmıyorduk. Kentimizi özgürleştirdikten sonra yani kendimizi özgürce yönetmek ve korumak için adım attığımızda Türkiye bizi terörist olarak görmeye başladı. Biz şu anda Türkiye ile birlikte hareket etmeye başlasak, bizleri yeniden iyi insanlar olarak tanımlayacaklar. Türkiye’ye bağımlı olmadığımız için bizi şimdilerde terörist olarak görüyorlar. Herkes biliyor ki biz bu kentin insanlarıyız. Kentimizi IŞİD’den özgürleştirdik. Bunu Uluslararası Koalisyon ile birlikte hareket ederek yaptık. Fransa, İngiltere, Amerika ve daha birçok devlet vardı, bu koalisyonda. Kentimizi özgürleştirdikten sonra Mınbiç’i koruyacaklarına dair bize söz verdiler.

‘AMERİKALILAR MINBİÇ’İN NE OLDUĞUNU BİLİYOR’

"Erdoğan’ın son günlerdeki tehditleri halkı da etkilemiş durumda. Bu nedenle Koalisyon Güçleri gelip halkın arasına girdi, üst düzey komutanları, generalleri, siyasetçileri, konsolosları gelip halkın arasında dolaştılar. Onlar da gördüler ki halk istikrar içinde yaşıyor, bu nedenle kuvvetlerini artırma kararı aldılar. Bizimle birlikte Mınbiç’i korumak için adım attılar. Dışarıdan gelen, çetelerin yönelttiği tehditlere karşı güçlerini artırdılar. Sayıları epey arttı. Yeni üsleri ve ağır silahları ile şu anda cephe hattında çalışmalarını sürdürüyorlar."

‘İNCİRLİK’TE TÜRKİYELİ YETKİLİLER İLE GÖRÜŞTÜK’

"İncirlik Askeri üssünde 2016 yılında Mınbiç Askeri Meclisi’ni kurduğumuzda, Mınbiç’e geri dönmeden önce Türkiye bizimle bir görüşme yapmak istedi. Bu görüşme gerçekleşti. Mınbiç Askeri Meclisi ile Amerikalılar ve Türkler birlikte bir araya geldik. Bizlerin kim olduğunu öğrenmek istiyorlardı, bizimle ilgili dosyaları görmek ve kim olduğumuzdan emin olmak istiyorlardı. Toplantıya katıldığımız zaman, onlar kim olduğumuzu gördüler. Bu nedenle artık sormadılar. Çünkü 2011’de Türkiye ile ilişkimiz vardı. O dönem rejime karşı birlikte savaşıyorduk. Bu nedenle artık ‘siz kimsiniz’ demediler. Bizim, Mınbiç halkının evlatları olduğumuzu çok net biliyorlardı. Hiçbir sorun yaşanmadı, biz Mınbiç’e gidiyoruz dedik ve geldik. Dedikleri yalnızca şuydu: Mınbiç özgürleştiğinde Suriye Demokratik Güçleri çekilecek. Sadece bu talepleri vardı. YPG, YPJ ve QSD’nin geri çekilmesi gerektiğini, yalnızca Mınbiç Askeri Meclisi’nin kalmasını istediklerini söylüyorlardı. Biz bu sözün gereğini yerine getirdik. Mınbiç özgürleştikten kısa süre sonra QSD resmi olarak kentten ayrıldı, bunu televizyonlarda, diğer basın yayın organlarında açıkça ilan etti. Onlar geri çekildiklerinde, Koalisyon Güçleri de süreci başından sonuna izledi. Mınbiç’te kalan askeri güç yalnızca Mınbiç Askeri Meclisi’ydi. Ayrıca Mınbiç’in sivil yönetimi kaldı. Bunların dışında kimse kalmadı."

‘AKADEMİMİZDE KOALİSYON GÜÇLERİ ASKERİ EĞİTİM VERİYOR’

"Mınbiç özgürleştikten sonra bir akademi açtık. Akademimizde eğitim verenler bizzat Koalisyon Güçleri’nin kendisidir. Adreslerimize kadar, bize katılan herkesin adı ve sicili, Koalisyon Güçleri’nde var. Bizlerin kim olduğunu, kimlerin çocukları olduğumuzu biliyorlar. Bu kentin evlatları buranın askerleridir.

‘MINBİÇ’TE HALKLAR BİRARADA YAŞIYOR’

"Kısa süre önce, Fırat Kalkanı’na bağlı gruplar bizim bir noktamıza saldırdıklarında ki ihanet ederek sızmışlardı, aramızda bir çatışma da yoktu, 3 üyemiz onlar tarafından esir alındı. Bu 3 üyemizden biri Türkmen, biri Kürt, diğeri ise Arap’tı. Her üçü de Mınbiç kentindendi. Biz o zaman da dedik. Biz kardeş halklarız. Mınbiç’te Çerkezler, Türkmenler, Kürtler, Araplar, Ermeniler var, herkes var. Bunların tümü Mınbiç Askeri Meclisi’nde birlikte çalışıyorlar. Kentlerini koruyorlar. Oysa onlar bölgenin tüm demografisini değiştirmek amacındalar. Guta’dan getirip Afrin’e, Cerablus’a yerleştiriyorlar. Peki, bunların her birini niye kendi kentlerinde tutmuyorlar? Humus’tan, diğer yerlerden getirip bölgenin yerleşik halkını çıkarıyorlar, bunların yerine başkalarını yerleştiriyorlar. Bir şeyleri kendilerince değiştirmek istiyorlar. Bir dönem burada da Arap Kemeri politikası uygulandı. Kürtleri çıkarıp bunların yerine Arapları yerleştirdiler. Biz elbet bugün onlara kardeş gözüyle bakıyoruz. Ancak eski sistemde de aynı şeyleri yaptılar. Türkiye şu anda aynı şeyi yapıyor ve eski düzeni yeniden yaşatmak istiyor."

‘KİMSEYLE SAVAŞMAK İSTEMİYORUZ, MINBİÇ’İ KORUMAK AMACINDAYIZ’

"Son dönemlerdeki gelişmelere bakınca Mınbiç’e bir askeri yönelme olabileceğini görüyoruz. Bize verilen sözler var. Mınbiç Askeri Meclisi ile Koalisyon Güçleri bir araya geldiklerinde, askeri olarak ne yapılacağına, yani askeri hatların nasıl korunacağına, kimin nasıl davranacağına kadar olan birçok şeyi birlikte değerlendirdik. Bu durumda bir karşı saldırı yaşanırsa yanıt vereceklerini, hatta ağır yanıt vereceklerini bize resmi olarak bildirdiler. ‘Eğer gerek duyarsak savaş uçakları ile vururuz. Ağır silahlarımızın tümünü devreye sokarız’ dediler. ‘Çetelerden özgürleştirdiğimiz bir kente başkalarının girmesine hiçbir şekilde izin vermeyiz’ diyorlar. Bu, Koalisyon Güçleri’nin bize verdiği yanıttır. ‘Son ana kadar Mınbiç Askeri Meclisi ile birlikte savaşırız. Hangi devletten gelirse gelsin yanıtsız bırakmayız, Çetelerden özgürleştirdiğimiz bir kente kimsenin girmesine müsaade etmeyiz’ sözü onlara aittir. Bize gelince, biz kentimizi ve insanlarımızı korumakla mükellefiz. Biz kimseyle savaşmak istemiyoruz. Ancak kentimize yönelecek bir saldırı karşısında da her halükarda kentimizi koruyacağız."

 

Öne Çıkanlar