Nureddin Nebati ile ‘neredeeen nereye’

Nureddin Nebati ile ‘neredeeen nereye’
Yeni Bakan Nebati, tezinde devletin ekonomiye müdahalede bulunmamasını, Avrupa Birliği, Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarla ulusal çıkarlar ölçeğinde işbirliğini savunuyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin lisans ve doktora tezlerinde serbest piyasa ekonomisini, Avrupa Birliği, Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarla ulusal çıkarlar ölçeğinde bir ilişki kurulmasının gereğini savunduğu ortaya çıktı.

Mahmut Ertürk, Serbestiyet’te yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin lisans ve doktora tezlerini konu edinen bir yazı kaleme aldı. Ertürk yazısında,  Nureddin Nebati'nin 2002 yılında hazırladığı lisans tezinde ve 2014’ta hazırladığı doktora tezlerinde yer verdiği görüşleri ele alıyor. Bu görüşlerden bazıları şöyle:

"AKP Para ilişkilerinden, örgüt ilişkilerine kadar Türkiye’nin en şeffaf partisi olması hedeflenmektedir. Din üzerinden siyaset yapan değil, din istismarının bütün kesimlerce yapılmadığı, dini önemseyen dini özgürlükleri kullanan muhafazakâr ve dindarların kurduğu bu parti içinde tek adam iktidarına son verilecektir. Popülizm ve abartıdan kaçınılacaktır."

-"Refah Partisi’nin bir diğer zafiyeti Erbakan’ın liderliğinin otoriter bir yapı sergilemesiydi." Devamında, Erdoğan’ın parti içi demokrasi kanallarının tıkalı olmasını eleştiren isimlerden biri olduğunu ekliyor 

-Parti içi oligarşiyi ise "aşağıdan gelen talepleri dikkate almayan, karar süreçlerinde eş, dost, akraba ve oligarşinin onayının belirleyici olması" olarak tanımlıyor.

-14 Mayıs 2000 tarihli, Recai Kutan ve Abdullah Gül’ün ayrı listelerle girdiği Fazilet Partisi I. Olağan Kongresinden bahsederken "Milli Görüş çizgisi ‘biat geleneği’ üzerine kurulu bir siyasi örgütlenme yürütmüştür" diyor ve Erdoğan’ın da içerisinde olduğu yenilikçilerin süreç boyunca bu biat kültürüne muhalefet ettiklerini belirtiyor 

-Yenilikçilerin Erbakan’a muhalefet etme sebeplerini ise "parti içinde demokrasi kanallarının kapanması; Erbakan’ın direktifi ile yönetilen, teşkilat ve mensuplarının talep ve şikayetlerini görmezden gelen merkezci yapının daha da güçlenmesi" olarak sıralayıp, Erdoğan’ın bu duruma "taban demokrasisine uyulmadığını ima ederek itiraz ettiğini ve parti içindeki atamaların müfettişlik mahiyetini aldığını" vurguluyor 

-Türkiye’deki din istismarı ile ilgili söyledikleri de ilginç: "İslam evrensel değerleri barındıran ve insanlığın gelişimini, manevi değerlere yönelik aydınlanmayı barındıran içeriğinden arındırılarak çatışmaları manipüle etmek ve bu yönüyle ‘sistemin bekası’nı sağlamak adına bir araç olarak devlet eliyle kullanılıyordu" 

Nurettin Nebati, "AK Parti’nin ekonomi algısını şöyle tanımlamış:

-"AK Parti ‘tüm kurum ve kurallarıyla işleyen piyasa ekonomisinden yana’ olduğunu net bir şekilde ortaya koymaktadır. 
Devletin ekonomiye müdahalede bulunmaması, özelleştirmenin rasyonel bir ekonomik yapı kurulmasına hizmet etmesi, ülke ekonomisinin uluslararası rekabetteki gücünün arttırılması, Avrupa Birliği, Dünya Bankası, IMF gibi kuruluşlarla ulusal çıkarlar ölçeğinde bir ilişki kurulmasının gereği üzerinde durmaktadır.

"Teşebbüs özgürlüğü", "ekonomide istikrar", "haksız rekabetin önlenmesi", "hukukun üstünlüğü", milli etikle harmanlanmış bir ekonomi anlayışı özellikle vurgulanan unsurlar arasındadır" 

Yazının tamamı linkte: https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/nureddin-nebati-ile-neredeen-nereye-77131/

Öne Çıkanlar