Ortaylı: Devletimizin ve toprağımızın adını dahi onlar koymuştur; 'Turchia' veya 'Turcmenia'

Ortaylı: Devletimizin ve toprağımızın adını dahi onlar koymuştur; 'Turchia' veya 'Turcmenia'
'Beş yıl sonra Machiavelli’nin 500. yılı anılacak. O anmalarda Türkiye’nin de yer alması gerekiyor.'

Hürriyet yazarı tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, bugünkü köşe yazısında iki İtalyan şair Dante Aligheri ve modern siyaset ve devlet teorisi hakkında yazan Niccolo Machiavelli hakkında değindi. Dante için 700. yıl olması nedneiyle tören ve şenliklerin açıldığını belirten Ortaylı, "Burada Dante’yle bizim ne alakamız vardır diyebiliriz. 13. asrın ikinci yarısında Küçük Asya’daki Türkiye henüz yeni oluşmuştu, ama İtalya Doğu’yu tanıyordu. Devletimizin ve toprağımızın adını dahi onlar koymuştur, "Turchia" veya "Turcmenia" olarak." dedi.

Ortaylı'nın Hürriyet'teki "2 büyük İtalyan" isimli yazısı şöyle:

700 yıl önce 14 Eylül 1321’de Dante Alighieri öldü. İtalya ve Avrupa demek Dante Alighieri’dir. Milli edebiyatlar devri, Şark’la Garb’ın bir arada mütalaası onunla başlar. Diğer büyük İtalyan 1527 yılı 21 Haziran’ında 58 yaşında ölen Niccolo Machiavelli’dir. Modern siyaset, devlet teorisi, Şark’la Garb’ın tarih açısından bu teorileri destek olarak incelemek de onun işidir.

Machiavelli olmadan modern siyaset biliminden, askeri teoriden söz etmek mümkün değildir. Türk İmparatorluğu üzerindeki analizleri de son derece ilginçtir ve mukayeselidir. Değil Rönesans’ta, ondan iki asır sonraki dünyada bile bu kadar sağlıklı ve objektif bakmayı bilene az rastlanır. Onunla ilgili yazıyı haziran ayına bırakıyoruz.

DOĞU ONU ETKİLEMİŞTİ

Bu yıl, Dante tören ve şenliklerinin 700. yılı açıldı. Burada Dante’yle bizim ne alakamız vardır diyebiliriz. 13. asrın ikinci yarısında Küçük Asya’daki Türkiye henüz yeni oluşmuştu, ama İtalya Doğu’yu tanıyordu. Devletimizin ve toprağımızın adını dahi onlar koymuştur, "Turchia" veya "Turcmenia" olarak. Dante Alighieri, Doğu düşüncesini çok iyi tanıyordu. İlahi Komedya’sında cehennem, araf (purgatorio) ve cennetin tarifi ve her katmana yerleştirdiği insanlara bakarsanız Doğu’daki düşüncenin onu yakından etkilediğini görürsünüz.

BÜYÜK FLORANSALILAR

İki büyük Floransalı, 20. yüzyılın ortalarına kadar sekiz asır boyu Avrupa’yı kuran, kültürünün oluşumunu etkileyen, Doğu’da dahi ilk önemli tercümelere konu olan bu iki düşünürün Machiavelli’nin Santa Croce’deki ve Dante’nin Ravenna’daki mezarını ama asıl önemlisi Uffizi dediğimiz Floransa Senatosu ve Devlet Kançılaryasının bulunduğu binanın dış cephesindeki Büyük Floransalılar arasındaki heykelini unutamayız.

Dante, Petrarca’dan evvel doğdu ve öldü fakat muasırdırlar. Bildiğimiz klasik hümanizm, yani asıl Latin kaynaklarına, Yunan edebiyatına yöneliş, onun da ötesinde Şark’a ilgi onlarla başlamıştır. İtalya ulusal edebiyatların doğumuna ve gelişmesine yataklık eden bir ülkedir, Avrupa da onları izledi. Bütün doğru konuşan ve kurulu nizamın bazı tabularına saldıranlar gibi her ikisinin de Floransa devleti tarafından sürgüne mahkûm edilmesi bir tesadüf değildir. Avrupa medeniyetinin ve aydınlanmasının merkezi olan Floransa dahi büyük evlatlarına tahammül edememiştir.

BİZİ BATI’YA YAKINLAŞTIRDI

Dante, İtalyan nesrini Toscana lehçesi üzerine kurdu. Onun eserleri, bilhassa "İlahi Komedya" hem felsefesi hem de dildeki kavramlara, kullanıma, gelişmelere yol açan bir zenginliktir. Türkiye’de Dante çevirileri Batı edebiyatına yakınlaşmamızda özgün bir yer tutar. İlk gençlik yaşlarında klasik Roma edebiyatının Ovidius, Lucanus ve bilhassa Vergilius’u çok iyi tanıdığı anlaşılıyor. Onun ünlü destanı Homer’in İlyada’sı karşılığı Aeneis’i ezbere bilmekle övünürmüş. Nitekim İlahi Komedya’da bunlar da sık sık referanslar halinde bir yerlere oturtuluyor. Ortaçağın Avrupa’sı Latina Vulgata dediğimiz Klasik Latincenin epey bozulmuş, güne uydurulmuş formuyla yazar ve konuşurdu. Onu kaynağına yaklaştıranlar başta Dante olmak üzere Petrarca gibi büyük İtalyanlardır. Avrupa klasik çağ Hıristiyanlık öncesinin zenginliklerine bu sayede dönmektedir.

5 YIL SONRA 500. YILI

Beş yıl sonra Machiavelli’nin 500. yılı anılacak. O anmalarda Türkiye’nin de yer alması gerekiyor. Machiavelizm Şark’ta "döneklik" ve "amaca ulaşmak için her türlü ahlaksızlığın caiz görüldüğü" bir felsefe olarak yutturulmuştu. Nitekim 18.-19. yüzyılda böyle kişilere Farsçada "Machiavelsıfat" denirdi. Tabii şurası bir gerçek: Farsça ve Türkçe Machiavelli’yi kendi dünyaları içinde ilk tanıyan Doğuluların dilleridir.

Öne Çıkanlar