'Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti, kişi başına gelir yedi yıl arka arkaya düştü'

'Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti, kişi başına gelir yedi yıl arka arkaya düştü'
Vergi uzmanı Ozan Bingöl, 'Cumhuriyet tarihinde arka arkaya yedi yıl boyunca kişi başına GSYH'nın düştüğü tek dönem 2014-2021 yıllarını kapsayan yedi yıllık dönem oldu' dedi.

ARTI GERÇEK - Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl, yazısında, "Cumhuriyet tarihinde bir ilk gerçekleşti ve kişi başına gelir ilk kez 7 yıl arka arkaya düştü. Ama en zengin yüzde 20’nin gelirden aldığı pay yüzde 46,3’ten yüzde 47,5’e yükseldi. Sürekli derinleşen fakirleşme, azalan kişi başına gelir, birilerinin büyüyen porsiyonları" dedi.

Bingöl, "TÜİK verilerine göre Türkiye’nin 2020 yıl GSYH’sını yıl ortası nüfus olan 83.385 bine böldüğünüzde karşınıza çıkan rakam 2020 yılının kişi başına gelirdir. Örneğin kişi başına gelir 2020 yılı için 8.597 dolardır. Bu rakam ortalama bir rakamdır. Toplumdaki gelir bölüşümü adaletsizliğine göre alt gelir grupları ile üst gelir grupları için kişi başına düşen GSYH rakamı farklılaşır. Bu farklılaşmanın büyüklüğü gelir bölüşümündeki adaletsizliğin göstergesidir" dedi.

Bingöl, "Cumhuriyet tarihi boyunca arka arkaya yedi yıl boyunca kişi başına GSYH’nın düştüğü tek dönem 2014-2021 yıllarını kapsayan yedi yıllık dönem olmuştur. Daha önce sadece ikinci dünya savaşı yıllarında arka arkaya dört yıllık bir kişi başına gelir düşüşü yaşanmıştır. Dünya ekonomik buhran dönemi, 1980 darbesi dönemlerinde bile kişi başına gelir düşüşleri en çok arka arkaya üç yıl sürmüştür" ifadelerini kullandı.

Bingöl, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siyasetin insan için olması gerektiği düsturu ile sürekli fakirleşme kabul edilemez bir durumdur. Düşen kişi başına GSYH ile genel ve ortalama anlamda sürekli fakirleşirken, küçülen gelir pastasından herkesin porsiyonu aynı oranda küçülmemektedir. Özellikle dar gelirlinin porsiyonları pastadaki genel küçülmenin de üzerinde gerçekleşmektedir. Bazıları ise pasta küçülmesine rağmen kendi porsiyonunu büyütebilmiştir. Aşağıda yer verdiğim, gelirin yüzde 20'lik dilimler itibariyle dağılım verileri bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.

Son dönemde genel anlamda ve sürekli derinleşen fakirleşmenin, küçülen milli gelir pastasına rağmen bazılarının porsiyonlarını büyütebilmesinin ve zaten küçü(cü)k porsiyona sahip dar gelirlinin porsiyonunu daha küçültülmek zorunda kalınmasının nedenlerinin ciddi bir şekilde analiz edilmesi gerekmektedir.

Yanlış politikaların gözden geçirilmesi, dillere pelesenk olan "YAPISAL REFORMLARI"ın inandırıcı bir şekilde hayata geçirilmesi ihtiyacı vardır. Bu kapsamda önümüzdeki en büyük handikap ise Einstein’ın "Hiçbir sorun onu yaratan bilinç seviyesiyle çözülemez" sözündeki büyük tespitte yatıyor."

Öne Çıkanlar