Ferzan Özpetek'ten sansür pazarlığı

Ferzan Özpetek'ten sansür pazarlığı
Özpetek Eylül alında Türkiye'de vizyona girecek son filmi 'Napoli Velata' için sansür heyetiyle yaptığı konuşmayı anlattı.

Ferzan Özpetek hem yeni filmi 'Napoli Velata' hem de kendisine ait ‘WhataStar’ isimli sosyal medya yetenek yarışmasıyla adından sıkça söz ettiriyor. Özpetek, Eyül ayında Türkiye'de vizyona girecek yeni filmi için "Çocukluk dediğimiz dönemin aslında ne kadar önemli olduğunu anlatan bir film" değerlendirmesinde bulundu.

Yeni filminin sansür tartışmasına neden olduğunu da belirten Özpetek, "İtalya’da 970 bin kişi izledi. Amerika’da da ilgi çeken bir film oldu. Çin’e bile satıldı. Ağır bir cinsellik sahnesi de var. "Yüzde 100 sansür yer" dediler, gittim, İtalya’da sansür heyetiyle konuştum. Beş kişilik sansür heyeti vardı, üçü filmlerimin hayranıymış. 'O sahne olmazsa, film hayatta kalamaz! Herhalde ona dokunmayacaksınız' dedim. 'Toplantı yapıp karar vereceğiz' dediler. Üç evet, iki hayır aldı. Ben oradan çıktıktan sonra, yolda telefon geldi, karar değiştirmişler ama bana beyan ettikleri için ilk verdikleri karar geçerli oldu. Yani 12 yaş sınırı yemedi" diye konuştu.

"ŞÖHRETİN NE TADI, NE KOKUSU VAR"

Hürriyet'ten Ayşe Arman'a konuşan Ferzan Özpetek'in bazı sorulara verdiği yanıtlar şöyle: 

-Sen hâlâ ünlü olduğunun farkında değil misin?

"Ün denen şeyin kokusu yok, tadı yok. Sadece bir yere gidiyorsun, birdenbire, biri sana diyor ki, 'Aaa inanamıyorum siz de mi buradasınız? Ah Ferzan Bey, ben sizin filmlerinizin hayranıyım' filan. Gülümsüyorum. Hoşuma da gidiyor bazen. Ama bu şöhret meselesini ciddiye almıyorum. Ne olacak, b.k mu var ünlü olmakta? Nedir ki ünlü olmak? Neye yarıyor? Ne kadar sürüyor? Sonucu nedir? Manasız işler. Manalı olan hep kendini aşmaya çalışmak, yeni kalmak, cesur olmak ve içine sinen işler üretmek."

Yeni film ‘Napoli Velata’da ağır bir seks sahnesi de var

-Ve eylülde yeni fimi ‘Napoli Velata’, Türkiye’de vizyona giriyor.

Eveeeet. Heyecanlıyım. ‘Napoli Velata’ şaşırtıcı bir anlatımı olan çok değişik bir film. Karanlık ve derin... Filmin konusu yine tartışma açıyor. Morgda çalışan bir doktorun, Napoli’de bir adamla tanışması ve ondan sonra başına gelenler... Her  5-10 dakikada bir sürpriz çıkıyor ortaya. Ölüm duygusu var ama aynı zamanda insanın kendi içine bakma duygusu. Çocukluk dediğimiz dönemin aslında ne kadar önemli olduğunu anlatan bir film.

 -Warner Bros.’la çalıştın.

Evet, onlar çok memnunlar. Ben de memnunum. İtalya’da 970 bin kişi izledi. Amerika’da da ilgi çeken bir film oldu. Çin’e bile satıldı. Ağır bir cinsellik sahnesi de var. "Yüzde 100 sansür yer" dediler, gittim, İtalya’da sansür heyetiyle konuştum. Beş kişilik sansür heyeti vardı, üçü filmlerimin hayranıymış. "O sahne olmazsa, film hayatta kalamaz! Herhalde ona dokunmayacaksınız!" dedim. "Toplantı yapıp karar vereceğiz" dediler. Üç evet, iki hayır aldı. Ben oradan çıktıktan sonra, yolda telefon geldi, karar değiştirmişler ama bana beyan ettikleri için ilk verdikleri karar geçerli oldu. Yani 12 yaş sınırı yemedi!

-Peki ya diğer ülkelerde?

Çin’de ve Japonya’da yaş sınırlaması gelecek. Amerika’da da belli bir yaşa sansür var. Ama tabii filme dokunmuyorlar, sadece yaş sınırı koyuyorlar.

 -Türkiye’de ne olur?

Yaş sınırı  koyarlar mutlaka.

Peki cırt diye ünlü olanlara ne diyeceksin?

Aralarında düzgün örnekler de muhakkak vardır. Ama birden ortaya çıkmak çok tehlikeli bir şey. Eğer temelin yoksa korkunç bir şey, seni mahveder. Mesela adam 23 yaşında film yapıyor, Cannes’da bilmem ne ödülü alıyor, 30 yaşında hayatı bitmiş oluyor. İnsanın kendi özel hayatını beslemesi de çok önemli. Geçenlerde çok meşhur bir yazar geldi Roma’ya, benimle görüşmek istedi. Ben de içimden, "Aman içimi bayacak şimdi! Bana ne, dünyaca ünlüyse ünlü, akşam birkaç saatimi bununla geçirmeyeceğim!" dedim ve bir mazeret 
uydurup sevdiğim arkadaşlarımla buluştum.

İyiymiş...

Çünkü Ayşecim, hayat çok çabuk geçiyor! Artık çok seçiciyim. Hele yaşım ilerledikçe, zamanımı, gerçekten ruhumu besleyecek insanlarla geçirmek ve sadece istediğim şeyleri 
yapmak istiyorum.

-Nedir bu ‘Whatastar’?

Dünyanın ilk sosyal medya yetenek yarışması! Resmen ihtiyaçtan doğdu. Çünkü beni sokakta, havaalanında, orada, burada gören herkes, "Ya Ferzan Bey, benim şöyle bir yeteneğim var!" ya da "Oğlum oyuncu olmak istiyor, kızım şarkıcı olmak istiyor. Nereye başvurabiliriz? Bize nasıl yol gösterirsiniz" diyordu. Son derece iyi niyetli yardım ve destek talep ediyorlardı. Hoşuma da gidiyor, beni bir tür kanaat önderi filan gibi görüyorlar. Ama herkese yetişebilmem mümkün değil. Resmen kıvranıyordum, "Ne yapsak da bir yol bulsak" diye. Ben yeteneğin değerine inananlardanım. Var olan ama bir türlü ortaya çıkarılamayan yeteneğe de üzülürüm. Eminim, birçok insanda oyunculuk ve şarkıcılık yeteneği var ama bambaşka işler yapıyorlar, kendilerini gösteremiyorlar...

-Ve sonra böyle bir şey mi aklına geldi?

Aynen öyle! 2.5 yıl önceydi, "Sosyal medyada, ‘Yetenek Sizsiniz’ gibi bir yarışma mümkün olamaz mı" diye düşünmeye başladım. Niye bir platform oluşturmuyoruz? Bu insanlar bana yazıp laf anlatacağına, direkt oraya yüklesinler yetenekleriyle ilgili bir şeyi. Bir şarkı, bir oyundan bir bölüm, kendi performanslarını gösterecek bir şey...

- Süpermiş!

Evet ama ben yazılım mazılım işlerinden hiç anlamam. 16 kişilik bir ekip bu iş için aylarca çalıştı. Ve sonunda ortaya bu çıktı. Valla, son derece iyi geri dönüşler alıyoruz. Ama daha yeni başladık. Amaç şu: Oyunculuk ya da şarkıcılık yeteneği olduğuna inananlar, bir televizyon programına katılacaklarına, evlerinden kendileri cep telefonlarından istedikleri yerde şarkı söyleyecekler veya bir rol yapacaklar ve WhataStar’a yükleyecekler. Bu kadar basit.

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Öne Çıkanlar