Öztrak: Kongrelere gönderilenlerin ilçelere dönmesiyle beraber vaka sayıları patladı

Öztrak: Kongrelere gönderilenlerin ilçelere dönmesiyle beraber vaka sayıları patladı
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi.

"Gittiğimiz yerlerde yurttaşlarımız anlattı" diyen CHP Sözcüsü Faik Öztrak, "AK Parti kongresine otobüslerle gönderilen vatandaşlarımızın, ilçelerine geri dönmesiyle beraber, vaka sayıları patlamış" dedi.

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 'CHP'nin 128 milyar dolar nerede' afişlerinin toplatılmasına tepki gösteren Öztrak, "Afişlerin toplatılmasının gerekçesi; Cumhurbaşkanı'na hakaret. Savcılar ve valiler leb demeden leblebiyi nasıl da anlamış? Kayıp 128 milyar dolar ile Cumhurbaşkanı'na hakaret bağlantısını ne kadar çabuk kurabilmişler. Doğrusu biz de bunu merak ediyoruz" dedi.

'ERDOĞAN ŞAHSIM HÜKÜMETİ, SUÇUNU GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR'

Öztrak'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları:

"'Erdoğan Şahsım Hükümeti'nin gündemi ile milletimizin gündemi tamamen farklı. Saray milletimizin halini görmüyor, feryadını duymuyor. 'Salgın tsunamisi', yetersiz destekler, çığ gibi büyüyen işsizlik, mutfakları kavuran yangın, Ailelerde ve evlerde kaybolan huzur, vatandaşlarımızın artan gelecek kaygısı, milletimize darbe üstüne darbe vuruyor. Bu darbelerin sorumlusu olan 'Erdoğan Şahsım Hükümeti' ise muhalefete ağır hakaretler ederek, suçunu ve sorumluluğunu gizlemeye çalışıyor.

Nüfusuna oranla yeni vaka sayılarında başa güreşiyoruz. Salgın milletimizi ezip geçiyor. Günlük vaka sayıları 50-55 bin civarına yerleşti. Her gün yaklaşık 250 vatandaşımızı, 250 canımızı kaybediyoruz. Vefat - ağır hasta oranları maalesef rekor kırıyor. Hastanelerde her 100 ağır hastadan, neredeyse 10’nunu yitiriyoruz. Salgının başından beri, bu oranları ilk kez görüyoruz. Ve işin kötüsü yakın çevremizden, Vefat rakamlarının karartılmaya başlandığını duyuyoruz."

'DOKTORLAR, YOĞUN BAKIMLARDA YER BULAMIYORUZ' DİYOR

"Hastanelerde yoğun bakım servisleri alarm veriyor. Salgında üçüncü dalgayla karşı karşıyayız. İlk iki dalgayı, sağlık çalışanlarımızın olağanüstü gayretleriyle göğüsledik. Ne yazık ki bu son dalgayı, Yorgun bir sağlık ordusuyla karşılıyoruz. İstanbul, Samsun, Yalova, Çanakkale gibi bazı illerimizde durumun şimdiden sıkıntılı olduğu söyleniyor. Hasta yakınlarımızın şikâyetleri giderek artıyor. Vatandaşlarımız, "Yoğun bakımlarda yer bulamıyoruz" diye feryat ediyor.

Gittiğimiz yerlerde yurttaşlarımız anlattı. AK Parti kongresine otobüslerle gönderilen vatandaşlarımızın, ilçelerine geri dönmesiyle beraber, vaka sayıları patlamış. Biz de lebalep dolu, kapalı salonlarda kurultay yapmayı bilirdik. Ama biz milletimizin sağlığını düşündük. Kurultayımızı seyircisiz ve açık alanda yaptık. Kimsenin sağlığını riske atmadık. Ama aynı ciddiyet ve sorumluluğu Erdoğan göstermedi. Siyasi korkuları, milletin can güvenliğinin önüne geçti."

CHP'NİN TOPLATILAN AFİŞLERİ

"Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin doların yeşilini çok sevdiğini biliyoruz. Ama bu ülkede, milletin dolarlarının yeşilinin hesabını sormak, Merkez Bankası kasasından buharlaşan, 128 milyar doların akıbetini öğrenmeye çalışmak, "Cumhurbaşkanına hakaret suçu" oluyor. CHP örgütlerinin Türkiye'nin dört bir yanına astırdığı bu afişler, Erdoğan Şahsım Hükümetinin savcıları ve valileri tarafından toplatılıyor. Gerekçe; Cumhurbaşkanı'na hakaret. Savcılar ve valiler leb demeden leblebiyi nasıl da anlamış? Kayıp 128 milyar dolar ile Cumhurbaşkanı'na hakaret bağlantısını ne kadar çabuk kurabilmişler. Doğrusu biz de bunu merak ediyoruz. TDK'ya göre hakaret kelimesinin iki anlamı var. İlki; onur kırma, onura dokunma. İkincisi; küçültücü söz veya davranış. Bu afişin neresinde onur kıracak, onura dokunacak, küçültücü bir söz veya davranış var? Merkez Bankası kasasındaki döviz rezervleri Erdoğan'ın kendi parası değil. Bu döviz rezervleri 83 milyona, yani milletimize ait. 

'VATANDAŞI SALGIN DEĞİL HÜKÜMETİN İLGİSİZLİĞİ YAŞAMDAN KOPARDI'

Pek çok vatandaşımızı virüs değil, şahsım hükümetinin ilgisizliği ve sahipsizlik yaşamdan koparıp aldı. Dün de İzmir'in Torbalı ilçesinden çok acı bir haber aldık. 46 yaşında 3 çocuk babası bir çiftçimiz yaşamına son verdi. Sebep? Ödeyemediği borçlar. Çiftçimiz tarlasını satmasına rağmen borçlarını ödeyememiş, gerdiği bunalım nedeniyle yaşamına son verdi. Tüm dünya yurttaşlarını paraya boğdu. Erdoğan'ın şahsım hükümeti ise milleti borçla boğdu. Saray'ın kibirlisi dün yine ekranlarda; çiftçinin elinde kalan patates ve soğan için talimat verdiğini ve bunun muhtaç ailelere dağıtılacağını söylüyor. Her şeyden önce bu ülkede insanları bedava soğan ve patatese muhtaç etmişsin. Madem bu işler bir talimatla oluyordu, keşke bizim belediyelerimizin oyuna girmesini beklemeselerdi. Kaç aydır belediyelerimiz zaten bunu yapıyor.

Milletin çocuğu çalışacak tek bir iş bulamazken, Saray beslemelerine tam 41 yönetim kurulu üyeliği veriliyor. Bebek mamalarına alarm takılan, gramla peynir alınan, taneyle domates satılan ülkemde, ÖTV’siz 5 milyon liralık Mercedes’ler, Saray'a birer birer de değil, çifter çifter alınıyor."

Öne Çıkanlar