Prof. Ergün Özbudun: Yeni anayasa tartışması anlamsız bir teşebbüs

Prof. Ergün Özbudun: Yeni anayasa tartışması anlamsız bir teşebbüs
2007 yılında AKP’nin talebi üzerine anayasa taslağı hazırlayan Prof. Özbudun, bugünkü yeni anayasa tartışmalarını ‘kamuoyunu anayasa hayali ile oyalamak’ olarak değerlendiriyor.

Seda TAŞKIN


ARTI GERÇEK- Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan Melih Bulu protestolarını konuşurken, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yeni anayasa konusu gündeme getirildi. Yeni anayasanın TBMM’de yasalaşması için gerekli üçte iki çoğunluğa sahip olmayan Cumhur İttifakı’nın ya muhalefet partileriyle uzlaşması ya da halk oylamasına gitmesi gerekiyor.

2007 yılında kendisinden AKP adına anayasa teklifi yapılması talep edilen Anayasa Profesörü Ergün Özbudun ile getirilmesi planlanan anayasa taslağı üzerine konuştuk.

‘2007’DE HAZIRLANAN ANAYASA ÇALIŞMASI HİÇBİR İLİŞKİSİ YOK’

Ergün Özbudun, 2007 yılındaki anayasa çalışması ile bugün önerilen anayasa çalışmasının uzaktan yakından hiçbir ilişkisi olmadığını söyledi. O dönem demokratik bir anayasa hazırlama daveti aldıklarını söyleyen Özbudun, "O dönem hazırlanan anayasa taslağının, başkanlık sistemiyle de en ufak bir alakası yoktu" dedi. Anayasa hazırlama teklifi aldığında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a başkanlık sistemine karşı olduğunu söylediğini anlatan Özbudun, "Bu doğrultuda hazırlanacak bir çalışma ise beni mazur görmesini söyledim" diye konuştu.

‘PANLEMENTER SİSTEME YAKIŞIR BİR ANLAM TAŞIYORDU’

Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in kamuoyuna duyurulmamış seçim beyanlarını kendisine okuduğunu söyleyen Özbudun, "Orda ‘Devlet organları arasındaki ilişkilerin parlamenter sistem esaslarına göre düzenlenmesi ve cumhurbaşkanı yetkilerinin de bu bağlamda ele alınması’ sözlerine yer verilmişti. İkinci cümle Cumhurbaşkanı yetkilerinin de gerçek bir parlamenter sisteme yakışır biçimde sınırlandırılacağı anlamını taşıyordu" dedi.

‘PARLAMENTER SİSTEM ÖZÜNDEN SAPMIŞTI’

1982 Anayasasının askeri vesayet rejimi yaratmayı planladığını söyleyen Özbudun, şöyle devam etti:

"Bu anayasanın yapımında da konsey belirleyici rol oynamıştı. İlk Cumhurbaşkanı rahmetli Kenan Evren’di. Ona geniş yetkiler verilmişti. Dolayısıyla parlamenter rejim özünden sapmıştı. Biz bunları düzeltmek amacıyla ve bunu bir partiye hizmet değil ülkeye hizmet olduğu için diğer beş meslektaşım ile birlikte kabul ettik. Bu doğrultuda bir taslak hazırladık. Ama bu gündeme gelmedi. Ama niye gündeme gelmedi bilmiyorum."

‘AKP’NİN KAPATILMASI İDDİASINI CİDDİYE ALIYORUM’

Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in tehdit aldıkları yönündeki açıklamasını hatırlatan Özbudun, "Bu anayasa çalışmasını devam ettirmeleri durumunda partiye kapatma davası açılacağını söylemişti. Bu iddiayı çok ciddiye alıyorum. Çünkü Sadullah Ergin bunu bilecek pozisyonda biriydi. Nitekim gündeme gelmedi bu taslak. Oysa gayet demokratik bir metindi. Zaten bir sene sonra gerçekten AK Parti hakkında kapatma davası açıldı. Bir oy farkla kapatılmaktan kurtuldu" dedi.

‘CİDDİYETİNE İNANMIYORUM

Bugün gündeme getirilen anayasa çalışmalarının samimiyet ve ciddiyetine inanmadığını belirterek, gündemi değiştirme ve algı yönetme çabası olarak değerlendiren Özbudun, Türkiye’de ekonomik problemlerin yakıcı bir hal aldığına dikkat çekti. Özbudun, "İnsanlar bu durum karşısında şikâyet ediyor. Kamuoyunun, hiç değilse bazı kesimlerin dikkatini ekonomik ve sağlık alanında yaşanan sorunlardan çevirmek ve bu sorunları bir anayasa hayali ile oyalamak amacıyla ortaya atılmış anlamsız bir teşebbüs olarak görüyorum" dedi.

‘2007 İLE 2021 YILINDA İHTİYAÇLARI BİRBİRİNDEN FARKLI’

AKP hükümetinin yıllarca demokratik söylem kullandığını ve bazı söylemlerinin ise onu destekler nitelikte olduğunu belirten Özbudun, "Bu itibarla ben, diğer meslektaşlarım ve liberal demokratlar da bunun samimiyetine inanarak, 2007 çalışmasına bir emek verdik, gayret gösterdik. Fakat bir neticeye varmadı" dedi.

Özbudun, şöyle devam etti:

"Peki, ne değişti? Onu çok derin tahlil etmek lazım. Üst üste seçim kazanmanın, özellikle 2011 seçimlerinde yüzde 50 civarında oy elde etmenin sağladığı bir özgüvendi. İkincisi de 2007 yılında çekindikleri bir takım vesayet mekanizmalarının yargı ve askeri vesayet mekanizmalarının zaman içinde tasfiye olmuş olmaları. Yargı bugün tamamen iktidar blokunun kontrolü altında. Dolayısıyla 2007 hissettikleri ihtiyaçları ile bugün hissettikleri birbirinden farklı."

‘PARLEMENTER SİSTEME GEÇİŞ OLMAYACAK’

Ortada bir taslağın olmadığını ve büyük bir soru işareti yarattığını belirten Özbudun, iktidar çevresi ve Devlet Bahçeli’nin mevcut cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden asla vazgeçmeyeceklerine yönelik beyanlarını hatırlattı. Özbudun, "Nasıl bir taslak sunacakları açık değil. Bu anayasa taslağı ile parlamenter sisteme geçiş olmayacak, mevcut sistemden sapma olmayacak. Peki, o zaman ne olacak? Bu insanların zihninde bir soru işareti. Geriye tek açıklama kalıyor. Bu kamuoyunu bir süre oyalamak ve dikkatleri sağlık ve ekonomi sorunlarından bu tarafa çekmek için bir algı operasyonudur" dedi.

‘MUHALEFET PARLAMENTER SİSTEM İÇİN İTTİFAK HALİNDE’

Muhalefet partilerinin istisnasız olarak güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi noktasında ittifak halinde olduğunu hatırlatan Prof. Özbudun, "Benim de katıldığım görüş budur. Bu çıkmazdan kurtulmanın tek yolu gerçek, demokratik, insan haklarına saygılı bir parlamenter sisteme geçmektir" dedi.

‘TEK ÇIKIŞ PARLEMENTER SİSTEM’

Mesleki hayatı boyunca Türkiye için en uygun sistemin parlamenter sistem olduğuna inandığını dile getiren Özbudun, "2017 anayasa değişikliği bu sistemi tamamen tahrip etti. Tek adam yönetimini kurdu. Türkiye açısından ekonomik, siyasi ve dış politika olarak hepimiz nereden nereye geldiğimizi görüyoruz. Parlamenter sisteme geçiş tek çıkış yoludur. Bütün muhalefet partilerinin de bu noktada birleştiği görülüyor" diye konuştu.

Öne Çıkanlar