'Refah getirmedikten sonra ekonomi yüzde 25 değil, 40 ya da 50 büyüse ne olur'

'Refah getirmedikten sonra ekonomi yüzde 25 değil, 40 ya da 50 büyüse ne olur'
Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, 'İşsizlikte TÜİK'e göre çok belirgin bir gerileme var ama o gerileme çarşıda, pazarda, sokakta karşılık bulmuyor' dedi.

ARTI GERÇEK - Dünya gazetesi yazarı Alaattin Aktaş, "Sanayi üretiminde ikinci çeyrekte sağlanan yüzde 40.3'lük üretim artışı bu dönemdeki GSYH artışının yüzde 25'i bulabileceğinin işareti" dedi. Aktaş, "Sanayi üretimi böylesine yüksek seyrederken ve GSYH'nin de rekor düzeyde artması beklenirken bu olumlu gelişmeler piyasaya pek yansımıyor, en başta da işsizlik azalmıyor. İşsizlikte TÜİK'e göre çok belirgin bir gerileme var ama o gerileme çarşıda, pazarda, sokakta karşılık bulmuyor" ifadelerini kullandı.

Aktaş'ın "Bu sanayi üretimi yüzde 25 büyüme bile getirir, getirir de..." başlıklı yazısında yer alan değerlendirmeler şöyle:

"Sanayi büyümenin lokomotifi, büyümeye ivme kazandıran en büyük etken. Ama zaman oluyor sanayi bu kez fren etkisi yapıyor. Güç onda çünkü.

GSYH’nin önceki yıllarda yüzde 18-19’u sanayiden oluşuyordu. Hizmetler sektörünün pandemiden dolayı çok büyük darbe yemesiyle birlikte sanayinin payı bu yıl yüzde 22’ye yükseldi. En azından ilk çeyrekte pay bu düzeydeydi.

Büyümeye ilişkin ikinci çeyrek gerçekleşmesini 1 Eylül’de öğreneceğiz. Şunun şurasında iki hafta kaldı.

GSYH’nin dörtte bire yakınının nasıl gerçekleştiğini, ne ölçüde büyüdüğünü bilince, toplam büyümeyi tahmin etmek daha kolaylaşıyor.

Grafiğimizde son iki buçuk yılın çeyrekler itibarıyla sanayi üretimi değişimi ile GSYH değişimini bir araya getirdik. Büyümede bu yılın ikinci çeyreğine ilişkin gerçekleşme olmadığı için bunu bir tahmin olarak grafikte kesikli çizgi ile gösterdik.

Bir önceki yılın aynı dönemine göre olan değişim oranları arasında çok belirgin bir paralellik olduğu açık. Bu paralel gidiş devam ediyor olmakla birlikte geçen yılın üçüncü çeyreğinden itibaren son dört çeyrektir sanayi üretimindeki değişimin, GSYH değişiminin üstünde seyrettiği de dikkat çekiyor.

Bu köşede daha önce de yazmıştık. Sanayi üretimindeki performans, ikinci çeyrekte rekor bir büyüme getirmeye aday görünüyor.

Sanayi üretimi arındırılmamış endekse göre ikinci çeyrekte geçen yıla göre tam yüzde 40.3 arttı. Hiç kuşku yok ki oranın böylesine rekor düzeye çıkmış olmasında baz etkisinin önemi büyük.

Yoksa Türk sanayisi şaha kalkmış değil. Geçen yıla göre yüzde 40.3 artan ikinci çeyrek üretimi, örneğin 2018’in yalnızca yüzde 13 üstünde.

Üç yılda ancak yüzde 13'lük bir sanayi üretimi artışı sağlayabilmişiz. Yani her yıl için ortalama (tam oranı verelim), yüzde 4.16’lık bir büyüme olmuş.

Dolayısıyla son bir yıldaki yüzde 40.3’ün çok büyük bir oran olduğunu görelim; ama bunu fazla abartmayalım.

İşte son üç yılda topu topu yüzde 13 büyüyebilmişiz.

Yeniden yüzde 40.3’lük sanayi üretimine ve bunun büyümeye olabilecek etkisine dönersek...

Geçmiş dönem bağlantılarını da dikkate alarak yaptığımız hesaplamalar, bu yılki yüzde 40’lık sanayi üretimi artışından yüzde 25’lik bir büyüme çıkacağına işaret ediyor. Marjı biraz geniş tutalım; ikinci çeyrekte yüzde 20 ile 25 arasında ama 25’e daha yakın bir büyüme elde edileceğini söyleyebiliriz.

BÜYÜMEDE REKOR KIRILACAK AMA DEVASA SORUNLAR AZALMIYOR

Dünyada hiçbir ülkenin ekonomisi normalde bir yılda yüzde 25 büyümez. Bizde bu oranın ya da buna yakın bir oranın bekleniyor olmasının altında yatan etkeni belirttik. Bir çöküşün üstüne normalleşme yaşıyoruz, bir çanak çiziyoruz, hepsi bu.

Her ne kadar üretimdeki bu artış istihdama yansımış görünüyorsa da bu yansıma ne yazık ki kağıt üstünde, TÜİK’in verilerinde kalıyor. Türkiye, istihdamda pandeminin tüm olumsuz etkisinden kurtuldu ve pandemi öncesine dönüverdik. İstatistikler bunu söylüyor.

Ama bir de sokağa bakıyorsunuz, çevrenize bakıyorsunuz iş arayanlarda bir eksilme yok.

TÜİK, dün ücretle çalışanların sayısını açıkladı; haziranda bir yıl önceye göre tam 1.6 milyon kişilik bir artış olmuş. Bu sayılar istatistiklerde güzel görünüyor görünmesine ama vatandaş bunu niye hissedemiyor dersiniz. Uygulanan metodoloji mi, veri derleme yöntemi mi nedir bilinmiyor; ama açıklanan istihdamla ilgili veriler sokağın gerçeğini yansıtmıyor.

Dolayısıyla ekonomi yüzde 25 değil, 40 ya da 50 büyüse ne olur! Büyüme insana dokunmadıktan, refah getirmedikten sonra!

ASO BAŞKANI ÖZDEBİR'E KULAK VERİN

Sanayide ikinci çeyrekte yüzde 40 üretim artışı sağlandı. Tamam bunda baz etkisinin önemi büyük. Ama temel bir gerçek de şu; etken ne olursa olsun sanayici çarkları döndürüyor, döndürmeye çalışıyor. Ama ne pahasına, bir dizi sorunla boğuşa boğuşa...

Dünya’da dün Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir'le gazetemizin yeni Ankara Temsilcisi Maruf Buzcugil’in gerçekleştirdiği çok kapsamlı bir söyleşi yer aldı. Özdebir, sanayicinin yaşadığı sorunları tek tek sıralıyor. Bu sorunların dikkate alınmasında ve en kısa zamanda çözüm yönünde adım atılmasında yarar var.

Bugün Türkiye’nin büyüme hızıyla övünenler, aslında sanayicinin performansıyla övünmüş oluyor. O performansı düşürmek kimsenin işine gelmez."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar