Ruşen Çakır, Habertürk'ten ayrılış sürecini anlattı: Kenan Tekdağ, Selçuk Tepeli, Fetullahçılar

Ruşen Çakır, Habertürk'ten ayrılış sürecini anlattı: Kenan Tekdağ, Selçuk Tepeli, Fetullahçılar
Gazeteci Ruşen Çakır, Medyascope'da yaptığı podcast programında, Ciner Medya Grubu’nun AKP ile Fethullahçılar arasında denge kurma çabalarını anlattı.

Bir yıldan fazla bir süredir Lazca ‘hatırlıyorum’ anlamına gelen Gomaşinen adlı bir podcast serisi yayınlayan Ruşen Çakır, Habertürk’ten ayrılışını ve Medyascope’un kuruluş sürecini anlattı.

‘BABA DEMİRÖREN YAPTIĞIM RÖPORTAJDAN ÜRKMÜŞTÜ’

12 yıl çalıştığı Vatan gazetesinin Doğan ailesinden Demirören ailesine satılmasıyla birlikte sorunlar yaşamaya başladık. Baba Erdoğan Demirören çok ürküyordu. Abdullah Gül’ün basın danışmanı Ahmet Sever ile yaptığım röportajdan ürkmüştü. Birbirimizden rahatsızdık. İyi bir teklif geldi. Kabul ettim. Vatan’dakiler de, sahipleri de memnun oldu. Beni atmamış oldular, kendi isteğimle gitmiş oldum. Habertürk’te kocaman bir oda verdiler, iyi de para verdiler.’’

"Türkiye’de bir şeyler değişiyordu. 7 Haziran 2015 seçimleri geliyordu. Habertürk, AKP devrinin kapandığını düşündüğü için kendini yenilemeye çalışıyordu" diyen Çakır, yaşananları şöyle anlatıyor: "Daha önce çok meşhur ‘Alo Fatih’ dönemi vardı. 17-25 Aralık’taki dinlemelerde deşifre olmuştu. Onu telafi etmek için imajlarını yenilemek istiyorlardı ve benim gibi, Fehmi Koru gibi, Cengiz Çandar gibi isimler programlara konuk oluyordu.

İlk yazım 20 Ekim 2014’te ‘Cemaat hala kurtarıcı yunuslarını bekliyor’ diye. Fethullahçılarla Erdoğan arasındaki yeni yeni başlayan çatışmanın izini sürmeye devam ettim. Kürt meselesi üzerine yazdım. Kobani olayları yaşanıyordu, IŞİD’le çatışma, şunlar bunlar. Bir tarafta Fethullahçılık, bir tarafta Kürt meselesi ve yaklaşan seçimler. HDP’nin Türkiye partisi olma iddiasıyla popülerleştiği bir dönemdi. Çok ilginç bir dönemdi. Tam bir geçiş dönemiydi. Bu geçiş dönemine Habertürk’ün hazırlanmasına yatırımlardan biri ben oldum.’’

Ruşen Çakır, 7 Haziran sonrası ortaya çıkan siyasi tablonun iktidar değişimine yol açmak bir yana tamamen başka bir yöne, yeni bir seçime evrilmesinin de Habertürk macerasının sonunu hazırladığını dile getiriyor:

‘‘AKP tek başına iktidara gelmedi. HDP büyük bir çıkış yaptı. Fakat ondan sonra Erdoğan seçimlerin sonuçlarına riayet etmeyip ülkeyi Kasım’da seçime sürüklediği zaman benim de ipim başkalarıyla birlikte Habertürk’te çekilmiş oldu. 24 Kasım 2015’te, ‘PKK ateşkesi sonlandırabilir mi’ yazdım. O yazıdan sonra köşemi iptal ettiler. Ankara’daki gelişmeler ışığında onlara bir şey mi geldi? Yoksa ‘bu bizim başımıza bela olur mu?’ diye düşünmüş oldular bilmiyorum. Benden kısa izlenimler yazmamı istediler. Gidiyordum seçim mitingi izliyor ama tek satır yazamıyordum. Bu arada periskop çıktı, Türkiye’yi dolaşırken periskopla yayınlar yaptım.

İlk Medyascope stüdyosunu odamda kurdum, imkanlarım genişti, vaktim boldu. Her türlü konfora sahiptim. Yayın yaptım, konuk aldım. Habertürk’teki varlığım sönümlendikçe Medyascope ortaya çıkmaya başladı. Gazeteyi yönetiyor olan kişiler, o sırada gazetenin başında Selçuk Tepeli var. Şu anda Fox’ta Fatih Portakal’ın yerinde olan arkadaş. O bana bir şey söylemiyordu. Bu arada ben Mehmet Görmez ve İsmail Kara ile söyleşiler yapmıştım. Sonunda Ocak ayında maaşımın yatmadığını öğrendim. 

‘KENAN TEKDAĞ, AHMET ŞIK RÖPORTAJIMDAN RAHATSIZ OLDU’

Ruşen Çakır, Habertürk’ün Fethullahçılarla ilişkisi hakkında ise şunları söylüyor:

‘‘Ahmet Şık’la bir söyleşi yaptım. 10 Ocak 2015’te yayınlanmış. Gazetenin yöneticisi, en üstündeki isim Kenan (Tekdağ) Bey bu söyleşiden rahatsız oldu. Bana "Bir tane de cemaatten birisiyle yap" dedi. Denge politikası. Ben çok yadırgadım. Sonunda Nazlı Ilıcak’la yaptım. Onunla yaptığım söyleşinin başlığı ‘Mahallem benden çok memnun’. Ahmet’le yapılan söyleşi 10 Ocak, Nazlı Hanım’la 13 Ocak. Bu Fethullahçılık meselesi ile ilgili Habertürk çok ilginçtir.

O dönem en çok Erdoğan ile Fethullahçıların kapıştığı dönemde televizyondaki programlara muhakkak bir Fethullahçı da davet edilirdi. Bir cesaret gösteriyordu Habertürk, tam anlamıyla Erdoğan’a yatırım yapmıyordu. Mesela o dönemde çıkanlardan Abdülhamit Bilici artık Türkiye’de değil, o sırada bunların Cihan Haber Ajansı’nın genel müdürüydü. İhsan( Yılmaz) o geliyordu akademisyen, sosyal bilimci, o geliyordu. Daha ötesinde Habertürk’te çalışan Abdullah Kılıç vardı. Habertürk’ün haber koordinatörüydü. Erdal Şen vardı Habertürk’ün Ankara Temsilcisi. Adil Öksüz’ü saklama iddiasıyla tutuklandı. Erdoğan’ın Akdeniz Bölgesi’ndeki bir mitinginde tanışmıştık ."

Öne Çıkanlar