Saldırıya uğrayan Kürt işçilerin iddianamesinde ‘ırkçılık’ görmezden gelindi

Saldırıya uğrayan Kürt işçilerin iddianamesinde ‘ırkçılık’ görmezden gelindi
'Sizi yakarım, burası benim memleketim, siz burayı Mardin mi sandınız?'

Sakarya’da geçen yıl ölümüne saldırıya uğrayan Kürt işçilerin soruşturmasını tamamlayan savcı, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan takipsizlik kararı vererek 3 sayfalık iddianameyi "kasten yaralama" üzerine tuttu. Avukat Kemal Erdem, saldırıda ırkçı yönünün kapatılmaya çalışıldığını söyledi. 
 
Mezopotamya Ajansı'ndan Ahmet Kanbal'ın haberine göre, Mardin’in Mazıdağı ilçesinden Sakarya’nın Kocaali ilçesinde çalışmak için geçen yıl giden tarım işçilerin 4 Eylül’de Kürt oldukları için uğradıkları saldırının soruşturmasını tamamlayan savcı, 3 sayfalık iddianame hazırlandı. Kocaali Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianame, Kocaali Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma önümüzdeki günlerde görülecek. 
 
ÜÇ SAYFALIK İDDİANAME 
 
Savcı, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan başlattığı soruşturmada takipsizlik kararı verilirken, "kasten yaralama", "tehdit" ve "hakaret" suçundan ceza istedi. İddianamenin bir buçuk sayfasında mağdur, müşteki ve sanıkların isimleri ile bilgilerine yer verildi. Diğer sayfasında ise savcının değerlendirmesi yer aldı. İddianamede 7 kişi mağdur olarak, diğer işçiler ise müşteki olarak yer aldı. 
 
TEHDİT VAR IRKÇILIK YOK!
 
Hazırlanan iddianamede 4 saldırgandan Hasan Cebecioğlu, Hüseyin Cebecioğlu ve Kenan Cebecioğlu’nun "kasten yaralama", "tehdit" ve "hakaret", Kadir Cebecioğlu’nun ise "kasten yaralama" suçlaması ile cezalandırılması istendi. Buna göre saldırganlar, "tehdit" suçundan 6 aya kadar hapis cezası ve adli para cezası, "hakaret" suçundan 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası, "kasten yaralama" suçundan ise 4 aydan 1 yıla kadar cezasıyla cezalandırılabilecek.
 
Savcılığın değerlendirme kısmında olay yaşanan olay anlatılırken, saldırganların işçilere dönük kullandığı "Sizi yakarım, burası benim memleketim, siz burayı Mardin mi sandınız", "Öldüreceğim onu, yakacağım", "Size bir saat veriyorum, ya buradan çıkar gidersiniz, ya da evi sizle beraber yakarım" ve "Sizin cesetlerinizi bu ocağın altına gömeceğim ve hiç kimsenin haberi olmayacak" ifadeleri yer aldı. 
 
UZLAŞMACI GÖREVLENDİRİLDİ
 
Savcılık, şüphelilerin üzerine atılı suçları işlediklerine dair, kovuşturmaya yeterli şüphe bulunduğunu ancak "suçun uzlaştırmaya tabi olduğu" gerekçesi ile uzlaştırıcı görevlendirildiğini ancak uzlaşmanın sağlanamadığını kaydetti. 
 
‘IRKÇI YÖN GİZLENMEK İSTENDİ’
 
Mardin Barosu adına mağdur işçilerin avukatlığını yapacak olan avukat Kemal Erdem, saldırının başından bu yana ırkçı bir saldırı olduğunu dile getirerek, savcılığın tüm delillere rağmen nefret suçları yönünden dosyayı soruşturmaktan kaçındığını belirtti. İddianamede yer verilen ve saldırganların kullandığı "Sizi yakarım, burası benim memleketim, siz burayı Mardin mi sandınız" ifadelerinin tek başına "Nefret suçu", "Ayrımcılık" ile "Halkı kin ve Düşmanlığa Tahrik" suçlaması yönünden ele alınması gerektiğini kaydeden Erdem, mevcut iddianame ile soruşturmanın eksik bırakıldığını ifade etti. Dosyanın başından bu yana kapatılmak istendiğini ve saldırının özellikle ırkçı yönünün kapatılmaya çalışıldığını kaydeden Erdem, "Mevsimlik tarım işçileri uzun zamandan bu yana gittikleri her yerde benzer saldırıya maruz kaldığını biliyoruz. Bu saldırıların ırkçı yönü her dönem olduğu gibi bir kez daha gizlenmek istenmiştir. Bu iddianamenin eksik olacağı henüz soruşturma aşamasında iken ortaya çıkmış, bu nedenle itirazlarımızı yaptık. Ancak buna rağmen itirazlarımız dikkate alınmadı. Biz dava aşamasında taleplerimiz ile birlikte bu saldırının her boyutunu ortaya koymaya çalışacağız" diye konuştu. 
 
NE OLMUŞTU?
 
Sakarya’da mevsimlik tarım işlerinde çalışmak üzere giden Mardin Mazıdağılı işçiler, köylüler tarafından 4 Eylül 2020’de ölümüne saldırıya uğradı. İşçiler aileleriyle birlikte saldırıya uğradıkları köyden can havliyle çıkarak, Mardin’e dönmüştü. Mardin’e dönen işçilerin köyü bir süre askerlerce giriş çıkışa kapatılarak, kimseyle görüştürülmedi.  

Öne Çıkanlar