Salgın her yerde bitmeden hiçbir yerde bitmeyecek

Salgın her yerde bitmeden hiçbir yerde bitmeyecek
ARTI TV'de ekrana gelen 'Söz Sırası' programının konuğu halk sağlığı uzmanı Profesör Doktor Onur Hamzaoğlu oldu.

Onur HAMZAOĞLU


ARTI GERÇEK- AKP-MHP iktidarı, Milli Eğitim Bakanlığı aracılığyla çocuklarımızın, gençlerimizin örgün eğitim hakkını gasp etmeye devam ediyor, haklarını çiğniyor. Bunun yanı sıra, yandaş vakıflar tarafından yürütülmekte olan yatılı Kuran kursları hep açık kaldı, pandemi gerekçesiyle bir gün bile kapatılmadı. Oysa UNESCO'nun bildirdiğine göre Türkiye'de okullar Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tam 47 hafta kapalı tutuldu. 

Haziranın ilk günlerinde Milli Eğitim Bakanı, yaz ayının telafi programıyla geçeceğini söylemişti. Yetersiz bulduğumuzu sizlerle paylaşmıştık. Doğru olmadığını, daha kapsamlı eğitime uygun olan koşulların sağlanması gerektiğini söylemiştik. Keşke söylemeseydik, pişman ettiler. Neden biliyor musunuz? Açıkladıkları programı bile uygulamıyorlar. Haftada iki kez öürencilerimizle öğretmenlerin buluşmasını sağlayacak hiçbir altyapı hazırlığı yapmamış durumdalar. Ve de pandeminin başından beri eksik bilgilerle, yanlış bilgilerle korkutulan veliler, öğretmenler, öğrenciler maalesef eğitimi gerektiği talep edemez hale geldiler.    

Oysa bu yeni yaşam biçiminin dayatmasına dikkat ederek, karşı çıkarak eğitim hakkımızı geri almak adına sahip çıkmamız gerekiyor. Gençlerimizin, çocuklarımızın hem eğitimi hem sağlığı için okullar yaz döneminde tam olarak açık olmalı. Bununla ilgili gerekli tedbirler alınmalı. Korkunun yaratmış olduğu çekingenlikten, korkunun yaratmış olduğu durağanlıktan bir an önce çıkmalı ve eğitim hakkını talep etmeliyiz.    

15 Haziran 2021 tarihi itibariyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde 287 aşı çalışmasının devam ettiğini, bunlardan 102'sinin klinik düzeyde olduğunu, Türkiye'den de 4 çalışmanın klinink düzeyde olmasına karşın yalnızca birinin Faz-2 aşamasında olduğunuı söylüyor. Ve yine bu araştırmacıların kamuoyu ve DSÖ ile paylaştığı bilgilere göre, bu çalışmanın süresi 2022'nin Nisan ayında dolacak. Yani o zaman kullanılabilecek, eğer herhangi bir aksaklık olmazsa. Sağlık Bakanlığı bize bu konuda da gerekli açıklamaları maalesef yeterince yapmıyor.   

15 Haziran 2021 tarihi itibariyle dünya genelinde yaklaşık 2 buçuk milyar insan tek doz aşıya ulaşabilmiş oldu. Ancak en zengin ülkelerdeki aşıya ulaşan nüfusun oranı yüzde 41 iken, yoksul ülkelerde yaşayanlar için bu oran binde 8 civarında. Arada 50 bin kat fark var. Oysa hem bilimsel bilgiler, hem de tarihsel deneyimlerimiz gösteriyor ki, salgın her yerde bitmeden hiçbir yerde bitmeyecek. Dolayısıyla bu eşitsizlikler devam ettiği sürece bu sorun yaşanır halde kalacak. 

Bu nedenle sadece kendi ülkemzi için değil, dünya halkları için de bu mücadeleyi sürdürmemiz gerekiyor. Sağlık Bakanlığı önemli, gerçekten atması gereken adımları attı ve dün itibariyle iki doz aşı olanların nüfustaki payı yüzde 17'lere yaklaştı. Ancak, altını çizelim, bu çok da büyük bir başarı değil. Dünya sıralamasında, 50'nci sıradayız. Bu aşı çalışmalarıyla Sağlık Bakanı salgının yenileceğini iddia ediyor. Hayır, aşılar sayesinde daha az hastalanacağız, yoğun bakım gereksinimi ve ölüm sıklığı çok daha azalacak; aşı bunları sağlayacak. 

Ancak salgının ortadan kalkabilmesi için yaşam alanlarının, toplu taşımanın, sosyal alanların tümünün, salgının etkinliğinin özelliklerine göre yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Oralara yönelik herhangi bir şey yapmadan salgın sonlanamaz. Hele ki turizm hedefiyle yürütülmekte olan faaliyetler bilzere mütareke günlerindeki gibi ortamlar yaşatmamalı. Dışarıdan gelecek turistlere bir döviz kaynağı gerekçesiyle ülkemizin salgın risklerini artırmamalıyız.  

Bütün bunları dikkate alarak, evet, aşılamayla ilgili atılan adımlar kıymetlidir, önemlidir, sahip çıkmalıyız. Ancak aşı, salgının kontrol altına alınabilmesi, hele ki sonlanması için tek başına yeterli değil. Bunu unutmadan bu taleplerimiz her gün, her gün, her gün ısrarla sürdürelim...               

Öne Çıkanlar