Sancar: Seçimde bu iktidarı göndereceğiz

Sancar: Seçimde bu iktidarı göndereceğiz
Şimdi 3’üncü yol zamanı diyen Sancar, ‘Türkiye’de HDP’nin öncülüğünde, emekçiliğinde oluşmakta olan Demokrasi İttifakı’nın zamanıdır’ dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Örgütü, Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde "Şimdi Kazanma Zamanı" şiarıyla 4’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Birlikte yürümek için güçleniyoruz, güçlendikçe değişim daha da yaklaşıyor. Sizlerle bütün bedel ödeyen cezaevindeki yoldaşlarla birlikte şimdi değişimi başlatmak zamanıdır" dedi. Şimdi 3’üncü yol zamanı diyen Sancar, "Bu yol demokratik ve sosyal cumhuriyete giden yoldur. Bu yol halkların özgürlüğüne, inançların eşitliğine giden yoldur" vurgusu yaptı.

‘ŞİMDİ HDP ZAMANIDIR’

Ankara’ya üniversite okumaya geldiğinde Cebeci Kampüsü’nün etrafının panzerlerle çevrili olduğunu dile getiren Sancar, "Ankara’nın sokaklarında gri karaya dönüşmüştü. Askeri darbenin etkisi biraz gözlerden kayboldu yıllar içinde o kara biraz griye döndü. Ankara esasen devletin o asık suratlı gri rengiyle bütün topluma baktı. Ama biz biliyoruz Ankara bu renkten ibaret değildir. Ankara özgürlüğün mavisi, eşitliğin beyazı, dayanışmanın kızılını da içeriyor. İşte biz bütün bunları bir araya getirmek için şimdi HDP zamanıdır diyoruz" diye konuştu. 

‘GÜÇLENDİKÇE DEĞİŞİM YAKLAŞIYOR’

 Birleşerek, ortak mücadele ile bu ceberut düzeni, tekçiliği savunan aklı ve zihniyeti değiştirmek için yollarda olduklarını dile getiren Sancar, şunları söyledi: "Birlikte yürümek için güçleniyoruz, güçlendikçe değişim daha da yaklaşıyor. Sizlerle bütün bedel ödeyen cezaevindeki yoldaşlarla birlikte şimdi değişimi başlatmak zamanıdır.

‘RENKLERİ TEKE İNDİRMEK İSTİYORLAR’

Bir tek birinci Ankara var, karşılarında bütün toplumsal kesimleri kapsayan koca bir Ankara var. O Ankara emekçinin, yoksulun, halkların, farklı inançların Ankara’sıdır. Burada bir tek merkez kaldı birinci Ankara yani o da Saray’dır, onun etrafıdır. Onlar bütün ülkeye Ankara başta olmak üzere bütün memlekete hükmetmek istiyorlar. Renkleri teke indirmek istiyorlar. Bütün kaynakları kendilerine ve yandaşlarına peşkeş çekmek istiyorlar. Bütün diğer halklara ezilenlere reva gördükleri yoksulluk ve sefalettir. İşte bunu değiştirmek için şimdi HDP zamanıdır diyoruz.

‘BİZ BU ÜLKENİN BÜTÜN RENKLERİYİZ, İNANÇLARIYIZ’

Bizler ‘Ankara, Ankara seni görmek ister her bahtı kara’ dizesinin statükonun bir ifadesi olduğunu biliyoruz. Sevgili Kemal yoldaşım az önce bana iletti bu notta. Biz ise Türkiye’yi ve Türkiye halklarını bu bahtı karalıktan kurtarmak, eşitlik, özgürlük ve adaletle örülmüş bir yaşama kavuşturma için mücadele ediyoruz. Onun için ödeniyor bedeller, onun için büyüyor, inanç, büyüyor kararlılık.  Bizler HDP’liler olarak Hüseyin Gazi’de Alevi, Çinçin’de roman, OSTİM’de emekçi, Haymana’da Kürt’üz. Biz bu ülkenin bütün renkleriyiz, inançlarıyız. Emek veren, emeğiyle yaşayan, emek için hayat için ter döken bütün kesimleriz. HDP budur, HDP’nin büyütmek istediği demokrasi ittifakının da temeli budur. Ankara’yı anlatırken benim öğrencilik yıllarım burada geçti. Ankara’da yaşam ve Ankaralı olmak da kolay değil. Ankara’nın bir de şairlerin ifade ettiği yüzü vardır. Biz öğrenciyken öğrendik ki, mesela Ahmet Arif Amed’lidir ama Ankara’yı en iyi anlatan şairdir. Karanfil sokağı şiirini bilmeyen var mı? İşçi sınıfının devrimcilerin ozanı Enver Gökçe Kemaliyelidir ama Ankara’yı en iyi anlatan da Enver Gökçe’dir. İşte HDP de budur. Nereden gelirsek gelelim nerede olursak olalım hep birlikte bu güçlü dayanışmayı birlikteliği demokrasi emek adalet özgürlük mücadelesini yürütmek için buluştuğumuz yer hepimiz bu ülkenin şairleri yazarları hamalları boyacıları duvar işçileriyiz.

‘İKTİDARI GÖNDERMEYE AHDETTİK, ANT İÇTİK’

Bugün Ankara için HDP zamanı dedim. Türkiye için de HDP zamanıdır. Türkiye’de büyük barışı ve kalıcı demokrasiyi güçlü demokrasi kalıcı adaleti sağlamak için yürüyoruz, mücadelemizi büyütüyoruz. Türkiye’de halkların alternatif bekleyişi vardır, inandırıcı bir seçenek istiyor halklarımız. Sadece kuru kağıtlarla boş mesajlarla ne iktidar kolay kolay gider ne de düzen değişir. İktidarı göndermeye ahdettik, ant içtik. Bunun yolu halklara gerçek bir alternatif sunmaktan geçer. Bizler HDP olarak demokrasi ittifakını halklar için gerçek alternatif haline getirmeye çalışıyoruz. Biliyoruz ki 20 yıl iktidarda kalan hiçbir güç bu nimetleri bırakmak istemez. Arkasında koca bir suç sicili vardır, ondan korkar. Hem nimetleri bırakmak istemez hem de kaybetme korkusu yerini sarar. Böyle bir iktidara karşı mücadeleyi halka gerçek alternatifler sunarak ancak kazanabiliriz.

‘ŞİMDİ 3’ÜNCÜ YOL ZAMANIDIR’

Seçim gününü bekleyerek, sonucu ulaşmanın mümkün olmadığını buradan tekrar hatırlatalım. Seçim bir gündür, mücadele her gündür. Onun için biz diyoruz ki, demokrasi ittifakını ortak mücadele üzerine kuruyoruz. Seçim birlikteliğini de bu zeminde inşa edeceğiz. Çünkü seçim de ancak her gün yürütülen bir mücadelenin parçası haline getirilirse başarılı sonuçlara yol açabilir. Yoksa sadece sandıkların kurulduğu günü mücadelenin tek alanı olarak görürsek kazanmamız mümkün olmaz. Biz o nedenle birlikte hep birlikte demokrasi güçleriyle, halklarla, emekçiler, yoksullarla bütün inanç gruplarıyla en geniş demokrasi ittifakını ortak mücadele temelinde inşa ediyoruz ve büyütüyoruz. Şiarımız ortak mücadele, her gün yeniden başlayan büyük mücadele kararlı inanlı yürüyüş. Elbette böyle yürürsek göreceksiniz seçimde bu iktidarı da göndereceğiz bu düzeni de değiştireceğiz. Tek şansımız, tek seçeneğimiz budur. O nedenle diyoruz ki şimdi Türkiye’de HDP zamanıdır. Türkiye’de HDP’nin öncülüğünde, emekçiliğinde oluşmakta olan Demokrasi İttifakı’nın zamanıdır. Şimdi 3’üncü yol zamanıdır."

‘BU YOL DEMOKRATİK VE SOSYAL CUMHURİYETE ÇIKIYOR’

Bu yol nereye çıkıyor? Bu iktidarın ve düzenin uygulamalarının tam tersi olan bir düzene çıkıyor. Bu yol demokratik ve sosyal cumhuriyete çıkıyor. Yoksulluk ve açlık, bütün ülkede kol gezerken nüfusun yüzde 90’ından fazlası açlık ve sefalet içinde yaşarken sosyal adalet, emek için mücadele eşit yaşam için mücadele bizim tek seçeneğimizdir. Yani ekmek ile özgürlük mücadelesini birleştirmek zorundayız. Özgürlük olmadan ekmek, ekmek olmadan özgürlük olmaz. İşte o nedenle inançlara, halklara, özgürlük, emekçiye onurlu yaşam mücadelesi mutlaka buluşmak zorundadır. Ekmek ve özgürlük mücadelesini buluşturacağız, bütünleştireceğiz.

‘BARIŞ BORCUMUZ VAR’

Demokrasi olmadan sosyal adalet de olmaz. O nedenle diyoruz ki sosyal adalet mücadelesini demokrasi mücadelesi ile bütünleştireceğiz. Ekmek özgürlük sosyal adalet ve demokrasi işte bunların üzerine kuracağımız şeyin adı da büyük barıştır. Büyük barıştır. Bu barışı bu ülkede borçlu olduğumuz milyonlar var. En başta Ankara’da 10 Ekim’de katledilen o güzel insanlara borcumuz var. Onlara bu borcumuzu ödemek, Kürt sorununda demokratik çözüm ve bunun üzerine inşa edilecek büyük barışı gerçekleştirme borcumuz var.

‘EKMEK, ÖZGÜRLÜK ADALET VE DEMOKRASİ ZAMANI’

Bu ülkede 40 yıla yakın zamandır devam eden çatışmalarda hayatını kaybeden her kesimden insanlarımıza borcumuz var. Demokratik çözümü büyük barış, bu bizim borcumuz sözümüzdür. Yeniden inşanın da en büyük hedefidir. O nedenle şimdi HDP zamanı, büyük barışı ve güçlü demokrasiyi inşa etme zamanı. Şimdi ekmek, özgürlük adalet ve demokrasi zamanı. Yani şimdi HDP zamanıdır. İşte bu nedenle iktidar korkuyor. En çok da iktidarın Ankara’daki mikro temsilcileri korkuyor. Her etkinliğe en sert şekilde müdahale ediyorlar. Kongre salonuna gelirken de aynı şeyi yapmışlar. Sebebi nedir biliyor musunuz? Sebebi korkudur. Sizden korkuyorlar, HDP’den korkuyorlar. Gelmekte olandan korkuyorlar. Korkuyorlar çünkü bu düzeni değiştirecek gücün nerede olduğunu biliyorlar, halklarımız da biliyoruz. Bu yüzden yükümüz ağır sorumluğumuz büyüktür.

‘MART’IN NEWROZ’UN VE 1 MAYIS’IN KARDEŞLİĞİDİR’

8 Mart’ta kadın mücadelesinin görkemli şölenlerinde kararlığı gördük. Yolumuz açan o güçlü yürüyüşü hep birlikte yaşadık. Ardından Newroz geldi. Newroz’da milyonlar meydanları doldurdu. Newroz’da milyonların bir araya gelmesinde asıl meselenin ne olduğunu anlamayanlar bir kez daha dinlesinler. 8 Mart’an Newroz’a özgürlük, eşitlik, adalet, barış iradesi geliyor. Newroz’da meydanlar ‘İrademizi asla terk etmeyiz, boynumuzu eğmeyiz, yürüyüşümüzden vaz geçmeyiz’ dediler. ‘Kürt sorununda demokratik çözüm ve barış için ne gerekiyorsa yapacağız, bu hedeften bir milim şaşmayacağız’ dediler. Şimdi önümüzde 1 Mayıs var. 8 Mart, Newroz’la buluştu, Newroz’da buluşan o büyük dereler şimdi 1 Mayıs’a akacak. İşte ekmek ve özgürlük, adalet ve demokrasi dediğimiz şey bu. 8 Mart’ın Newroz’un ve 1 Mayıs’ın kardeşliğidir. Bunları birleştireceğiz. Bu değişimi kimsenin durdurmaya gücü yetmeyecektir.

 ‘GENÇLER DEĞİŞTİRECEK’

Bunun adı Üçüncü Yol’dur. Bu yol tekrar söylüyorum, demokratik ve sosyal cumhuriyete giden yoldur. Bu yol halkların özgürlüğüne, inançların eşitliğine giden yoldur. Ankara’dan devrimci gençliğin büyük bedellerle yarattığı miras bugün bir sahiplenme, bir canlandırma bekliyor. Gençliği bezdiren umutsuzluğa sevk eden ülkeden kaçma planları yapmaya mecbur eden bu düzeni değiştireceğiz. Gençlerle değiştireceğiz, gençler değiştirecek. Ankara’nın bu ruhunu bu dönem hep birlikte canlandırma zamanıdır. O nedenle HDP zamanıdır diyoruz. Hem Ankara’da hem Türkiye’de HDP zamanı, değişim zamanı, yeniden başlangıç zamanıdır. Umutsuzluğu yer yok."(MA)

 

Öne Çıkanlar