Savaşın tali kayıpları: Rusya’daki Batı yanlısı Putin muhalifleri

Savaşın tali kayıpları: Rusya’daki Batı yanlısı Putin muhalifleri
'Vladimir Putin kendi halkına, en azından ondan her zaman nefret eden azınlığa karşı da savaş veriyor.'

Financial Times Berlin Büro Şefi Guy Chazan, yaptırımların devreye girmesi, seyahat yasakları ve dünyandan izole edilmeyle karşı karşıya olan Moskovalı bir arkadaşından aldığı mesajı okurlarıyla paylaştı: ​​

Geçen hafta bir Moskovalı arkadaşımdan, "Lena" diyeceğim, bir veda mektubu aldım. "Muhtemelen birbirimizi bir daha asla görmeyeceğiz" diye yazdı, "Bu yüzden sadece iki şeyi bilmeni istiyorum: Birincisi, seni çok seviyorum. İkincisi, burada bunu asla istemeyen bir çoğumuz var."

Bir hafta önce Rusya, Ukrayna'yı işgal ederek, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bir Avrupa ülkesine yönelik en büyük askeri saldırıyı gerçekleştirdi. Batı, Rusya'yı izole etmek ve ekonomisini felç etmek için bir dizi yaptırımla karşılık verdi. Bunun sonucu olarak bir grup liberal entelektüel olan Lena ve arkadaşları, hayatlarının alt üst olduğunu gördüler.

İşgalin başlangıcından bu yana, uluslararası dikkat, haklı olarak, savaşta yakalanan Ukraynalıların kötü durumuna odaklandı: Kiev, Harkiv ve Mariupol sakinleri acımasız Rus bombardımanına maruz kaldı. Yardım grupları, neredeyse ortaçağ barbarlığının kuşatma taktiklerini anlatıyor. Bunun sonucu 2 milyon kişi ülkeden kaçmak zorunda kaldı.

Yine de Vladimir Putin kendi halkına, en azından ondan her zaman nefret eden azınlığa karşı da savaş veriyor. Batı yanlısı Ruslardan oluşan bu güç durumdaki grup, savaşın tali hasarları. Onları dünyadan tamamen koparabilecek yeni bir demir perdenin arkasında kaybolma riskiyle karşı karşıyalar.

"Sovyetler Birliği'nde büyüdüm ve sadece normal bir hayat yaşamak istedim. Çalışmak . . . seyahat etmek, lezzetli şarap içmek" diye yazmıştı Lena, 150 kelimelik ​​Facebook mesajında:  "Tanrı biliyor ya, bunlar pek çılgınca hevesler değildi. Ama şimdi onlar bile benden alındı . . . Dünyam çökerken ve roketler Kiev'e inerken korku ve utançla kaskatı kesilmiş halde izliyorum. . . Nerede yanlış yaptık? Bizim suçumuz mu? Sadece bilmiyorum."

Moskova'da Kremlin'in sıkıyönetim ilan etmeye ve Rusya'nın sınırlarını kapatmaya hazır olduğuna dair söylentiler dolanırken yazıyordu. "Sahte haber" yaymaktan 15 yıla varan hapis cezalarını tehdit eden yeni bir yasa yürürlüğe girdi. Bu, gerçeği bildirdikleri için hapse girmekten korkan hem Rus hem de yabancı gazetecilerin ülkeden hızla çıkışına yol açtı.

Başka korkular da vardı, hükümetin yakında savaşan yaştaki tüm erkekleri askere almaya başlayacağı gibi. Lena'nın arkadaşları çılgınca oğullarını güvenli bir yere, Gürcistan'a, Letonya'ya, İstanbul'a göndermeye çalışıyorlardı. "Yaşlı annemi nasıl terk edebilirim, buradan ayrılamam.. Çocukları ve torunları gerekli evraklara sahip değiller. Onları yanında götüremezse, gitmez" diye yazdı…

Lena'yı 30 yıldan fazladır tanırım. Sovyetler Birliği'nin hala var olduğu 1991'de Moskova'da tanıştık ve hızla yakın arkadaş olduk. Kendi kuşağının tipik bir örneğidir: Komünizm altında büyümüş ve demokrasinin getirdiği özgürlüklerden yararlanmaya kararlı, canlı, zeki, meraklı bir insan. Çok seyahat etti, dünyasını genişletti.. O dünya şimdi yeniden daralıyor gibi görünüyor. "Saf Orwell" diye yazdı.

Başka bir arkadaş, ona Dima diyelim, Batı Avrupa'ya kaçtı. 1990'larda Moskova'da gelişen bir hizmet şirketi kuran başarılı bir iş adamı, artık asla geri dönmeyeceğini söylüyor. Firmasının ve müşterilerinin parası, yaptırımlar altında bankalara hapsolmuş; borçlarını ödeyemez durumda ve muhtemelen iflas ilan etmek zorunda kalacak.

"Her şeyimi kaybettim ve hayatıma burada sıfırdan başlamak zorundayım" diye yazdı bana. Dima yaptırımlardan yana olduğunu ve Putin'in cezalandırılmasını görmek için kişisel bir bedel ödemeye hazır olduğunu söylüyor. Ancak bunların iki ucu keskin bir kılıç olduğunu ve  en çok da her zaman Putin'e karşı olan Rusların yüzde 20'sine zarar verdiğini ekliyor.

Rusya'yı 21. yüzyıl hayatının pek çok nimetinden uzaklaştıran kurumsal boykot dalgası hakkında, "Sürekli Avrupa'ya seyahat eden, Spotify kullanan ve Netflix izleyen Avrupalılaşmış Ruslar en büyük darbeyi alıyor. Sıkı Putin seçmenleri Netflix'in ne olduğunu bile bilmiyor" diyor.

Ukrayna'nın batısındaki Lviv'den bu savaşı izlerken, bu savaşın yarattığı dehşeti anlatmakta zorlanıyorum. Ama aklımın bir köşesinde, Moskova'daki arkadaşlarım, özellikle de Lena ve ailesi  ve karşılaştıkları felaket hakkında sürekli endişeleniyorum.

"Biliyorsun, ben paniğe meyilli biri değilim," diye yazdı bana. "Ama garip olan şu ki, bu günlerde kendimi sürekli hasta hissediyorum. Sanki bir kabusun içindeyim. Ve uyanamıyorum."

Öne Çıkanlar