Sedat Ergin: Türkiye’nin Kabil’deki rolü konusunda top Taliban’ın sahasında

Sedat Ergin: Türkiye’nin Kabil’deki rolü konusunda top Taliban’ın sahasında
'Türkiye yeni dönemde havalimanında rol alması halinde ister istemez Taliban rejimiyle yakın bir mesai içine girecektir.'

Hürriyet yazarı Sedat Ergin, ABD'nin çekilmesi sonrası Afganistan'da yönetimi ele geçiren Taliban'ın ardından Türkiye'nin dış siyasetine ilişkin bir yazı kaleme aldı. "Türkiye’nin Afganistan’da oynayabileceği rolün sınırları önemli ölçüde Taliban’ın bundan sonra atacağı adımlarla da yakından ilişkilidir." diyen Ergin Türkiye'nin bir dizi rasyonel karar alması gerektiğini dile getirdi.

Ergin'in Hürriyet'te "Türkiye’nin Kabil’deki rolü konusunda top Taliban’ın sahasında" başlığıyla yayımlanan bugünkü yazısıNIN BİR KISMI ŞÖYLE: şöyle:

Afganistan’daki krizin bütün hesapları altüst ederek erken bir Taliban zaferiyle sonuçlanması bir dizi kritik meseleyi Türkiye’nin dış politika gündemine yerleştirmiş bulunuyor.

TÜRKİYE’NİN YENİ REJİMİ TANIMASI GÜNDEME GELİNCE...

Tabii Türkiye’nin bu rolü üstlenebilmesi, zaten temas içinde olduğu örgüte dönük bir dizi adım atmasını da gerektirebilecektir. Örneğin, öncelikle önümüzdeki dönemde açıklanacak yeni yönetimin resmen tanınması buna dahildir. Bu noktada uluslararası camianın tanıma konusunda nasıl bir tutum alacağı da önem kazanıyor.

Vurgulanması gereken bir husus, Ankara’daki karar vericilerin Afganistan’da beliren yeni durumu Batı ile ilişkisinde Türkiye’yi önemli ve işlevsel gösterecek bir fırsat olarak değerlendirmek istemeleridir. Batı faktörü dışında, Ankara’nın muhtemel bir göç dalgasının kontrolü açısından da Afganistan denklemi içine girmek istediği düşünülebilir.

Bu sırada Batı dünyasından da Türkiye’nin genelde mülteci meselesi de dahil olmak üzere Afganistan konusunda oynayabileceği role sıcak bakan bazı mesajlar gelmekte oluşu not edilmelidir. Almanya Şansölyesi Angela Merkel, önceki gün muhtemel bir sığınmacı dalgasından söz ederken "Türkiye ile yakın çalışılması gerektiğini" söylemiştir. Belli ki Almanya, Afganistan’dan kaynaklanacak yeni bir sığınmacı dalgasının Avrupa kapılarına kadar gelmesi ihtimalinden kaygılıdır ve bir kez daha Türkiye’yi bu tehlikenin engellenmesi açısından kritik görmektedir.

Bir başka gelişme, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın önceki gün NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrel ve İngiltere Dışişleri Bakanın Dominic Raab’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu da aramasıdır. ABD Dışişleri Sözcüsü’nün açıklamasına göre, Blinken AB, NATO, Türkiye ve Birleşik Krallık’a Afganistan’daki çabalarından dolayı "derin takdirlerini" iletmiştir.

TÜRKİYE’NİN ÜZERİNDE YÜRÜYECEĞİ İNCE ÇİZGİ

Türkiye’nin Afganistan’da oynayabileceği rolün sınırları önemli ölçüde Taliban’ın bundan sonra atacağı adımlarla da yakından ilişkilidir. Yirmi yıl sürdürdüğü bir savaşı kazanan Taliban şimdi Afganistan’ı yönetmek durumundadır. Bu da mantıken bir dizi rasyonel karar almasını gerektirecektir.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun dün Ürdün’de yaptığı açıklamada Taliban’ın şu ana kadar yabancılara, diplomatik misyonlara ve kendi halkına yönelik verdiği mesajları "olumlu karşıladıklarını" söylemesi dikkat çekicidir. Çavuşoğlu, "Umarım eylemlerde de bunu görürüz" diye konuşmuştur.

Rejimin kendi ideolojisini yansıtan katı uygulamalarını sürdürmesi, uluslararası camianın, özellikle Batı dünyasının Kabil’de şekillenecek yeni rejimle ilişkilerini ciddi bir baskı altına alacaktır. Bu noktada insan hakları ihlalleri ve kadınların maruz kalacakları sistematik baskıların ve kötü muamelenin devamı potansiyel olarak en sorunlu alanların başında beliriyor. Taliban’ın terör örgütleri karşısındaki himayeci tutumu bir başka sorunlu alandır.

Türkiye yeni dönemde havalimanında rol alması halinde ister istemez Taliban rejimiyle yakın bir mesai içine girecektir. Ancak Türkiye burada son derece ince bir çizginin üzerinde yürümek durumundadır. Bununla, muhtemel bir işbirliğinin Taliban’la hissedilir bir mesafe korunarak yürütülmesi ihtiyacını kastediyorum.

Tabii Taliban’ın Türkiye ile işbirliğine kapılarını kapatması da önümüzdeki senaryolardan biridir. O takdirde ele aldığımız ihtimallerin çoğu gündemden düşecektir.

 

Öne Çıkanlar