Ayşegül Karakülhancı

Ayşegül Karakülhancı

Sel felaketinin ardında bıraktığı çamur Almanya siyasetinde hala kurumadı

Almanya’da yaşanan sel felaketi Laschet’in siyasi kariyerini bitirirken şimdi de Kuzey-Ren Vestfalya (NRW) çevre bakanının ve Federal Aile Bakanı’nın istifasına neden oldu.

2021 yılının Temmuz ayı ortasında Almanya 135 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketi ile sarsılmıştı. Özellikle Rheinland Pflaz eyaletini ve Kuzey-Ren Vestfalya (NRW) eyaletini etkileyen sel felaketi Almanya’da eylül ayında yapılacak olan genel seçimler öncesi meydana gelmişti.

Bu felaket esnasında Hristiyan Demokrat Birliği’nin lideri aynı zamanda NRW eyaleti Başbakanı olan Armin Laschet Birlik partilerinin (CDU/CSU) de şansölye adayıydı. Laschet sel felaketinin yaşandığı bölgeye yaptığı ziyaret esnasında dilini çıkararak kahkaha atmış bu anının fotoğrafı da basına yansımıştı.

Laschet bu nedenle çok sert eleştirildi. Laschet’in bir insan olduğu, sinirlerine hakim olamayıp o esnada ona anlatılan bir konu hakkında güldüğü söylense de bu kabul edilebilir bir mazeret değildi. Yeşiller de dâhil diğer partiler, medya ve kamuoyu Laschet’i sert biçim de eleştirmeye devam ettiler. Haklı ve doğru bir eleştiriydi. Armin Laschet şansölye adayı ve sel felaketi yaşayan eyaletin başbakanı olarak sinirlerine hakim olmalı, soğuk kanlı durmayı becermeli ve felakete uğramış insanlarla doğru dürüst empati kurmalıydı. Bu hatasını halk da ona muhalif olanlar da affetmedi ve belki de bu olay Laschet’in seçimleri kaybetmesine, siyasi kariyerinin küçülmesine neden oldu.

Sel felaketinin yaşandığı yerlerde yaralar sarılmaya çalışılırken seçimler yapıldı. Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) yeni bir koalisyon hükümeti kurdu. Bu yaşananların ardından bir yıl geçip gitti. Ancak selin geride bıraktığı çamur bir türlü temizlenmiyor.

CDU’LU NRW EYALET ÇEVRE BAKANI DA İSTİFA ETTİ

Geçtiğimiz hafta perşembe günü de NRW eyaletinin eski çevre bakanı Ursula Heinen-Esser'in sel felaketinin ardından diğer hükümet üyeleri ile birlikte İspanya'nın Mayorka (Mallorca) adasında doğum günü kutlamasına katıldığı, dokuz günlük bir tatil yaptığı ortaya çıktı.
Bu olayın ardından NRW eyalet parlamentosundaki Yeşiller grubu, CDU’lu Çevre Bakanı Ursula Heinen-Esser'i sel felaketiyle ilgili olarak parlamentoya ve halka yalan söylemekle suçladı. NRW Yeşiller Partisi lideri Verena Schäffer, perşembe günü Düsseldorf eyalet parlamentosunda yaptığı konuşmada, Esser’i gerçeği "parçalar halinde ve ortaya çıkan araştırmadan sonra doğan zorunluluktan" dolayı kabul etmekle eleştirdi. NRW’deki eyalet seçimlerinden beş hafta önce, Yeşiller lideri, Esser’e karşı yaptırımlar için çağrıda bulundu:

"Eyalet Başbakanı Hendrik Wüst (CDU) kabinesinin bakanlarının, mecliste doğruyu söylememeleri ve yemin törenini ciddiye almamaları konusunda ne gibi adımlar atacağını açıklamak zorunda" dedi. Yeşiller için NRW hükümetinin dört üyesinin, eyalet tarihinin en büyük sel felaketinin ortasında Mayorka'da Heinen-Esser'in kocasının doğum gününü kutlaması inanılmazdı. "Ursula Heinen-Esser'in görev anlayışı tam anlamıyla vahim" denildi.

Başka partilerin her hatası söz konusu olduğunda çok net olan haklı olarak o partilerden ciddi adımlar atılmasını bekleyen, doğru muhalefet yapan, başkalarını eleştirmekte maharet sahibi olan Yeşiller ne yazık ki aynı açıklığı ve beceriyi kendilerini eleştirmekte gösteremiyorlar.

ANNE SPİEGEL DE FELAKET ESNASINDA TATİL YAPMIŞ

Daha düne kadar Yeşiller partisinden Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanı olan Anne Spiegel de yüzyılın en büyük sel felaketi esnasında selden büyük zarar gören Rheinland-Pfalz eyaletinin çevre bakanıydı. Selin hemen ardından ailesi ile birlikte dört haftalık Fransa tatiline gittiği ortaya çıktı. Spiegel’in kamuoyunun dikkatini ve tepkisini çekmemek için, tatili sırasında iki günlüğüne sel bölgesine gittiği, yardım ve enkaz kaldırma çalışmalarına katılıyormuş gibi pozlar verdikten sonra, Fransa’ya geri döndüğü belirlendi. Ayrıca bakan izindeyken Rheinland-Pfalz'daki kabine toplantılarına katıldığını iddia etmiş ancak toplantılara da katılmamıştı.

Anne Spiegel, geçtiğimiz pazar akşamı bir basın toplantısı düzenleyerek, hatalı davrandığını söyledi ve kamuoyundan özür diledi. Ancak istifa etmeyi düşünmediğini, o günlerde yaşananların kendisini yorduğunu ve ailesiyle tatil yapma ihtiyacı konusunda kamuoyundan anlayış beklediğini ifade etti. Ancak üzerinde kamuoyu ve siyasi baskılar artınca Yeşiller partili Federal Aile Bakanı Spiegel, pazartesi günü görevini bıraktığını açıkladı. Anne Spiegel, Berlin'de yaptığı açıklamada, "siyasi baskı nedeniyle Aile Bakanlığı görevinden ayrılmaya karar verdiğini" söyledi. Spiegel, bu kararı, "büyük siyasi zorluklarla karşı karşıya olan makamın zarar görmesini engellemek için aldığını" belirtti.

YAKINLARINI KAYBEDENLERLE; PANDEMİDE ACI ÇEKEN DİĞER ÇOCUKLARLA KİM EMPATİ YAPACAK?

Spiegel’in kocası 2019’da felç geçirmişti. Ailesini kurtarmaya çalışıyordu. Elbette bu özür Spiegel sel felakete uğramış bir bölgenin çevre bakanı olmasa oldukça anlaşılır hatta çok rahat empati kurulabilir. Ancak Spiegel’in arkasına sığındığı aile hikâyesi onu ne kadar insan yapıyorsa Laschet’in sinirlerine hakim olamayıp gülmesi veya NRW eyaletinin eski çevre bakanı Ursula Heinen-Esser’in kocasının doğum gününe katılması da en az onun ki kadar insani.

Fakat Spiegel de sorumluluk almış bir politikacı olarak ailesini kurtarmakla uğraşırken 135 kişi ölmüştü. İnsanlar evlerini, iş yerlerini kaybetmişti. Spiegel’in bir diğer tatil bahanesi çocuklarıydı. Çocukları pandemi nedeniyle acı çekmişti. Peki ya sel felaketinde evsiz kalan çocuklar ne olacaktı? Pandemiden acı çeken, bahçesiz, balkonsuz küçücük sosyal konutlarda oturan ve az kazançla sınırda yaşayan ailelerin hiç tatile gidemeyen çocukları ne olacak? Spiegel kişisel acısı ne yazık ki gerçeği eğip bükmeye yetmiyor. O halde Laschet de insandı onun da kişisel hikâyesini bilmek gerekiyordu eleştirmeden önce veya Esser veya Serap Güler liste uzayıp gider.

HEP HAKLI ÇIKAN YEŞİLLER

Seçimler zamanında Baerbock’un öz geçmişinde kimi gerçeği yansıtmayan güzelleştirmeler yapmasına da anlayış göstermeliydik, kazancını geç beyan etmesine de. Çünkü Baerbock deneyimsiz bir politikacıydı, feminist bir dış politika diyordu, bu nedenle küçücük hatalar büyütülüyordu.
Savaş zamanı Almanya, Putin gibi bir diktatörden, savaş suçu işleyen bir adamdan elbette gaz alamazdı. Ancak ülkesinde insanları idam eden Suudi Arabistan ile ittifak yapan, Yemen savaşında binlerce sivilin ölmesine sebep olan, küçücük çocukların açlıktan ölmesine göz yuman Katar’dan petrol alınabilirdi. Bu nedenle Yeşiller Ekonomi Bakanı Habeck’i de eleştiremeyiz. Onun da cevabı malum reel politika, başka acil çözüm üretmeleri lazım.

Siyasetçilerin bir durum veya sorun karşısında aldıkları ahlaki tavırları parti gözeterek değerlendiremeyiz. Bunu yaparsak demokrasi nerede kalır? CDU'lunun tavrını eleştirirken bir benzerini Yeşiller'den, Sol Parti'den veya SPD'den biri yapar da eleştirmezsek demokrasi adına doğru bir tutum almış olmayız.

Bu nedenle Spiegel’in hasta kocasını, çocuklarını kullanarak bakanlığı esnasında dört hafta tatile çıkması sert eleştiriyi hak ediyor. Üstelik herhangi bir görevde de değil. Çevre bakanıyken yani en çok sorumluluk duyması gereken bir bakanlıktayken bu görevi yerine getirmemiştir. Bu durumu neden anlayışla karşılamalıyız? Yeşiller iyi insanlar diye mi? Yeşiller hatasız insanlar diye mi? Barış yanlısı ve en iyi iklim aktivistleri diye mi? Çok entelektüel ve kültürlü oldukları için mi? Herkes eleştirilir ve siyaset şımarıklık kaldırmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ayşegül Karakülhancı Arşivi