Sinan Aygün: FETÖ'cülerin parasını devlet bankasına yatırdım, devlet de onlara ödedi

ARTI GERÇEK - Ankara Büyükşehir Belediyesi meclis üyelerinin kendisinden 25 milyon TL rüşvet istediğini iddia eden iş insanı ve CHP eski milletvekili Sinan Aygün CNN Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programında Ankara Büyükşehir Belediyesi ile aralarında anlaşmazlık nedeni olan ve mühürlenen Togo kulelerinin inşaat süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın; kaçak gökdelenler diktiği iddiası hakkında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Sinan Aygün, kulelerle ilgili bütün belediye başkanları döneminde yapılan denetimlerde onay alındığını ve hiçbir kaçak yapılaşmaya gitmediğini, Togo kulelerinin imar planına, ruhsata ve diğer gerekli izinlere sahip olduğunu vurguladı.

Sinan Aygün, "FETÖ"ye finans sağladığı ve kara para akladığı, "FETÖ"cülerin arsalarını satın aldığı iddialarını da cevapladı.

Sinan Aygün darbe girişimi öncesi "FETÖ"cülerle ortak bir proje yürüttüğünü, bu kişilerin darbeden sonra firari duruma düştüğünü ve kendisinden projedeki hak paylarını talep ettiklerini söyledi.

Aygün, kendisinden istenen parayı yüksek bulduğu için ödeme yapmadığını bunun üzerine söz konusu kişilerin mahkemeye başvurduğunu, mahkemenin belli bir miktara karar vererek kendisine ödeme tebligatı çıkardığını anlattı.

Bunun üzerine söz konusu parayı devlet bankası olan VakıfBank'a yatırdığını ve bu paranın daha sonra firari "FETÖ"cüler tarafından çekildiğini söyleyen Sinan Aygün bu noktada kendisinin masum olduğunu, bir kişi "FETÖ"cü ise kardeşinin "FETÖ"cülükle suçlanamayacağını, her şeyin didik didik incelendiği bir dönemde paranın devlet bankası olan Vakıfbank'tan çekildiğini burada sorumluluğunu devlete olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun süreçten bilgisi olup olmadığı yönündeki soru üzerine Aygün şöyle konuştu: "Ben cumartesi günü suç duyurusu dilekçesini yazdım. CHP üyesi olduğum için parti disiplinine uydum, Genel Başkan’a bilgi verdim. Genel Başkan’ın önüne de savcılık dilekçesini koydum. Aldı, okudu. ‘Dur’ dedi, Bülent Kuşoğlu’na yönlendirdi. Sonra aramadı. ‘Bülent Kuşoğlu sizi Mansur Yavaş’la görüştürür’ dedi. Pazartesi sabah 10’da mühürleme geldi. Salı günü bir daha gittim. Dedim ki ‘Bakın bana dur dediniz, beni disipline veriyorlar niye veriyorlar bilmiyorum’. dedi ki 2 kişi daha görevlendireceğim onlar Mansur Bey’le konuşsun".