Siz güvenir miydiniz?

Beşiktaş ‘kötü’ oynuyormuş, Beşiktaş’ın bir şey oynadığı yok ki ‘kötü’ oynasın…

Geçmiş zamanda ulusal takım kampında bir takım arkadaşının kafasına silahıyla vurup diğerinin ağzına aynı silahı sokan bireyle takım arkadaşı olsanız o’na güvenir miydiniz? Yetisi ve deneyimi sınırlı, futbolun ‘geleni içeri alıyor’ jargonuyla bütünleşen genç file bekçisi kaledeyken sahada ürkmeden, gönül rahatlığıyla mücadele edebilir misiniz? Saçları ‘kavun sarısı’ savunma elemanı yeşil zemin üzerinde futboldan başka her şeyi oynarken kendinizi futbolu verebilir misiniz? Takımın en eskisi hata üzerine hata yaparken ne düşünürdünüz? Pişmesi için en az 10 fırın ekmeğe gereksinimi olan genç futbolcu kanatta görev yaparken ondan orta bekleyebilir misiniz? Daha önemlisi ‘kötü’ oynadığınızda sizi kadro dışı bırakacak veya satış listesine koyduracak bir teknik adam için tüm benliğinizi sahaya aksettirir misiniz?

Beşiktaş ‘kötü’ oynuyormuş, Beşiktaş’ın bir şey oynadığı yok ki ‘kötü’ oynasın… Ortada birbirine güven duymayan ‘kozmopolit’ yapının ‘lejyonerleri’ mevcut, ‘takım’ değil... Birbirlerinden kopuk, uyumsuzlar topluluğunun ‘takım’ olabilmesi için epeyce uğraşı ve emek harcamak gerekiyor. ‘Alalım, alalım, alalım…’ Cinsine, rengine, kıvamına bakmadan alın ve bir ‘futbol mozaği’ oluşturun elbette yedirecek birisini bulabilirseniz! Sizi, dilimizin döndüğünce uyardık! Dedik ki futbolda deneyim, ki siz bunu ‘pratik’ olarak okuyabilirsiniz, sahibi olmayanlar mutlaka ‘çuvallarlar’ lakin siz en başında çuvalı başınıza geçiriverdiniz… Bunu nasıl becerdiniz? Aklı selimlere değil ‘tribünlere kulak vererek’ tabii ki… ‘Sergen, Sergen, Sergen…’ Tezahüatlarına kayıtsız kalamadınız zira tribünlerin istemine ‘evet’ dediğinizde koltuklarınızda rahat, rahat oturacağınızı varsaydınız. Sergen Yalçın’ın ‘bıkkın ve sıkkın ve de isteksiz’ ruh halini görmezden geldiniz ama bu haliyle işinize geliyordu. Önve tribünleri sustur ve olası sorunların önüne geç…

Sergen Yalçın, Beşiktaş’ta başarılı olabilirdi ancak istediği tüm oyuncuların takımda olması kaydıyla! Sergen Yalçın, taktiği belirleyecek arada da oyuncuları motive edecekti işte o zaman yaşama geçebilirdi sizin fantaziniz! Zaten Sergen Yalçın da sezon başlamadan itiraf etmişti, mevcut kadroyla işinin çok zor olduğunu ancak burada da ikilem söz konusu.  Şöyle ki, Sergen Yalçın kimseyi yönlendirmek ve yetiştirmek için çaba harcamıyor, harcayacağa da hiç benzemiyor. Hazır ve kusursuz elemanlar istiyor. Tembelliğin uzun anlatımı oldu!

Sergen Yalçın’ın mevcut haliyle Beşiktaş’a bir şey vermesi ya da katkıda bulunması olası gözükmüyor…Ancak altını özenle çizmeli; Bu sorumluluk Sergen Yalçın’a ait değil, ‘tutanacak tek dal’ olarak Sergen Yalçın’ı belleyenler kötü çuvalladılar. İsimlerini tek, tek saymayalım ama başta ‘ağlak başkan’ Ahmet Nur Çebi olduğunu da açıkça belirtelim. Beşiktaş, seyircisiz maçta Gençlerbirliği’ne 1-0 yenildi ve başkent ekibi ligin dördüncü haftasında ilk yengisini Beşiktaş karşısında aldı. Ayrıca Gençlerbiliği dört haftadan bu yana ilk ve tek golünü de Beşiktaş’a attı. Futboldur her sonuç ‘normal’ sayılmalı ve kabullenilmeli. Ne var ki Beşiktaş’ta sorun başka! 7’den 70’e futbolla azıcık ilgisi olar her birey biliyor ki Beşiktaş’ın mevcut kadrosu tek tek irdelendiğinde kimi bireysel yetilerin lig mücadelesi için yeterli olduğu ortada. Yapılması gereken bu yetileri bütün haline getirmek ve dağınık lejyoner topluluğunu ‘takım’ yapmak. Anc ak bunu becerecek isim kesinlikle Sergen Yalçın değil. Sergen Yalçın yaşamı boyunca kendisi için bir şey yapmadı ki Beşiktaş’ta forma giyen oyuncular için parmağını oynatsın!.. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi