Son hızla duvara sürmeye karar verdiler
Can DÜNDAR
ARTI GERÇEK-HDP’ye yönelik bugünkü operasyon, iktidarın hukukla son kalan zayıf bağını da kopardığını gösteriyor. Sadece gözaltıların kanunsuzluğundan değil; operasyonu yürüten savcının, Saray ziyaretinden sonra hemen düğmeye basmasından… Buradaki emir-komuta ilişkisini açıkça göstermek istediler. Tıpkı Adliye’de kurdukları infaz ekibiyle bütün muhaliflere savaş açtıkları gibi… Hem de tam İçişleri Bakanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı’na, tutuklama nedeni olabilecek "FETÖ’cü" suçlaması yapmışken…
Olup biteni hukukla açıklamaya, kendimizi hukukla savunmaya çalışmanın anlamı yok artık… Kanun defteri tamamen kapandı.
Ancak işin daha da zor yanı, iktidarın hukuksal alandan sonra, siyasal alanı da tamamen işgal etmeye kalkışması… Kürt siyasetini tümden muhasara altına alıp "ovada siyaset"in kapılarını sıksıkı kapatması… Halka, "Sizin oyunuz geçerli değil" derken, seçilmiş siyasetçilere de "Size siyaset yasak" demesi…
Hukuksal alanda yaptıklarının adı "Fetullahçılık"tır.
Siyasal alanda yaptıklarının adı; "darbecilik"…
Ekonomide, siyasette, diplomaside, sağlıkta, eğitimde tam köşeye sıkışan iktidar şunu diyebilirdi: "Toplum çok gerildi, insanlar keskinleşiyor. Biriken öfke patlayabilir. Biraz tansiyonu düşüreyim". Ama hayır! "Durursam devrilirim" diye düşündüler ve sonuna kadar gaza basmaya karar verdiler. Arabayı son hız duvara sürme kararının, elbette hem sürücü, hem de ezdikleri açısından çok ciddi sonuçları olacaktır. Sonuç biraz da ezilenlerin tavrına bağlı… Eğer CHP ve diğerleri, yargının yok edilmesine, siyasetin işgaline ses etmezse yarın polisin kendi kapısını çalacağından emin olmalıdır. Gün, hukuksuzluğa karşı adaletin, zulme karşı dayanışmanın ipine sarılma günüdür.
Gün, eski hesaplaşmaları bir yana koyup "O varsa ben yokum" demeden ve hemen, yükselen faşizme karşı, en geniş demokratik cepheyi inşa etme günüdür.
Gezi’nin duvarlarında yazdığı gibi:
"Artık ya hep beraberiz, ya hiçbirimiz…"
