'Soyadım Nesin, bundan başka ne yaptım ki onlara!'

'Soyadım Nesin, bundan başka ne yaptım ki onlara!'
Leelavati Ödülü'nü kazanan Prof. Dr. Ali Nesin, TÜBİTAK’ın Matematik Köyü'ne destek vermemesi hakkında konuştu.

Uluslararası Matematikçiler Birliği'nin verdiği Leelavati Ödülü'nü kazanan Matematik Köyü'nün kurucusu Prof. Dr. Ali Nesin Habertürk TV Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtladı. 

Matematik Köyü için TÜBİTAK’ın destek vermemesine üzüldüğünü belirten Nesin, "Ben onlara ne yaptım ki? Soyadım Nesin, bundan başka bir şey yapmadım ben onlara" diye konuştu.

Nesin, "Yüz kişilik, küçük bir köy istiyordum. Lisans ve lisansüstü öğrencilere odaklanmak istiyordum. O zamanlar hesaplamıştık, bize 30-40 bin lira yetiyordu. 30-40 bin lira para değil ki; vermediler. Bunu bizden esirgediler. Çok üzüldüm. Kendim için değil; ülke için üzüldüm. TÜBİTAK gibi bilimi, eğitimi desteklemesi gereken bir kurum, buna destek vermezse neye destek verir? Kusura bakmasınlar ama belli bir konuma ve yaşa gelmiş, kitaplar yazmış, saçı sakalı ağarmış birisiyim. Güle oynaya birisi geliyor, "Ben eğiteceğim, yapacağım" diyor ve sen "Hayır" diyorsun. Korkunç bir şey, hainlik bu. Ben onlara ne yaptım ki? Soyadım Nesin, bundan başka bir şey yapmadım ben onlara" dedi.

"DEVLETE KIZGINIM"

Nesin, Kübra Par’ın "Devlete kırgın mısınız?" sorusuna ş cevabı verdi: "Kırgın değilim kızgınım. Buna hakları yok. Ben bu ülkenin düşmanı değilim. Farklı düşünebilirim, farklı inançlara sahip olabilirim ve yaşam biçimim farklı olabilir; ama ben kimsenin düşmanı değilim. Ben bu ülkeye bir şey yapmak için geldim. Ne arabam ne evim var. Hiçbir şeyim yok. Bir tek kitaplarım var, onları da köye bağışladım. Hiçbir şeyim kalmadı, çocuklarım var o kadar. Daha kötüsünü söyleyeyim; Nesin Vakfı’nın önünde vızır vızır işleyen bir yol ve viraj var. "Dikkat! Çocuk" tabelası koydurmam 15 yılımı aldı. 15 yıl boyunca reddettiler. Ve 15 yılın sonunda birinin torpiliyle aldık." 

"BABAMLA SİYASİ KONULARDA ANLAŞAMAZDIK"

"Farklı bir şey söylüyorum. Eleştirilmem önemli değil. Çok düşmanca saldırıyorlar. Tamam, aynı düşünmüyoruz da niye bana düşmansın? Ben babamla da aynı düşünmezdim. Yıllar boyunca babamla tartışmışızdır" diyen Nesin, Kübra Par’ın "Aziz Nesin’le Ali Nesin hangi konularda ayrışırlardı?" sorusu üzerine şunları şöyledi: "Siyasi konularda anlaşamazdık. O, 27 Mayıs’a sadece son yıllarında karşı çıktı. Ama daha önce 27 Mayıs’ı hep korurdu. Ben 27 Mayıs’a karşıydım. Başlangıçta ben de herkes gibi düşünürdüm. Bir zaman sonra ben de 27 Mayıs’ın doğru bir şey olmadığını anladım. Ama o, 27 Mayıs’a uzun süre karşı çıktı. Özal zamanında 141,142 ve 163. Maddeler kalkacaktı. Babam 163’ün kalkmasını istemiyordu. Ben, onun da kalkması gerektiğini düşünüyordum. Aramızda çok kaliteli ve yıllar süren tartışmalar geçerdi. Bazen babamı köşeye sıkıştırırdım. Ses çıkarmazdı, uzaklaşırdı. "Allah Allah" derdim. Üç gün sonra, yanıma koşarak gelirdi, tartışmaya kaldığı yerden devam ederdi. Çok hoştu onunla tartışmak." 

"ATATÜRK’E HAKARET SUÇ OLMAMALI, ANITKABİR’DEKİ KIZIN TUTUKLANMASI YANLIŞ"

Anıtkabir’de Atatürk’e hakaret eden Safiye İnci’nin tutuklanmasına da tepki gösteren Nesin; "Bir insan bundan dolayı tutuklanmaz. Tamam, suç. Ama bu, tutuklanması için bir neden olamaz ki. Tutuklandı değil mi? Olacak iş mi yani? Bence, hiçbir hakaret suç olmamalı. İftira suç olabilir. Bir hakaret sana zarar vermez ki. Hakaretin suç olmaması gerekir. Ama bu toplum böyle. Yoksa insanlar kendi hesaplarını kendileri görürler, adaleti kendi ellerine alırlar. Tamam, hakaret suç. Ama birine hakaret ettin diye bir insan tutuklanmaz ki. Olmaz ki bu. Ben hukuk adamı değilim. Ama bu kadarını da biliyorum sanki" diye konuştu.

"CHP ZİHNİYETİ BU HALKA ÇOK EZİYET ÇEKTİRDİ"

Prof. Dr. Ali Nesin, CHP’ye yönelik eleştirilerini de yineledi. "Çok şey yaptılar, bu halka çok eziyet çektirdiler. CHP değil; o zihniyet ve bakış açısı. Cumhuriyet boyunca işadamlarından başka kimse Cumhuriyet’ten faydalanmadı ki. Solcular mı, ülkücüler mi, Aleviler mi, Müslümanlar mı, Kürtler mi faydalandı? Hangi zümre buradan bir şey kazandı? Siyasetçi değilim ki ben. Eğer bir parti, bir düşünce seksen yıl boyunca kaybediyorsa, "Ben nerede yanlış yapıyorum?" diye düşünmesi lazım. Ben, nerede yanlış yaptıklarını düşünüyorum. Onlar kendileri düşünsün "Biz nerede yanlış yaptık?" diye. Bir yerde yanlış yaptıkları bariz değil mi? Hep emperyalistler mi yanlış yapıyor? Her şey emperyalistler ya da yobazlar yüzünden mi? Suç hep başkasının mı? Biz hiçbir şeyi yanlış yapmadık mı? Benim yanlışımdan bir şey kazanmazsınız; ama benim doğrumdan çok şey kazanırsınız. "Ali Nesin nerede yanlış yapıyor?" diye düşünmesinler; "Ali Nesin nerede doğru söylüyor?" diye düşünsünler" dedi.

"RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN KAZANACAĞINI GÖRDÜM; AMA FACEBOOK’TA YALAN SÖYLEDİM"

Nesin, "Recep Tayyip Erdoğan’ın kazanabileceğini gördüm, Facebook’ta yalan söyledim. Daha önceki seçimlerde de gördüm. Yalan söylemedim aslında; inanamadım. Hesap kitap yaptım. Yüzde 49, yüzde 50 çıkıyordu. Yüzde 52’yi bulamadım. Gördüm ve hatta İnce’yi Facebook sayfamdan uyardım. "Birisi söylesin, yanlış siyaset güdüp, yanlış propaganda yapıyor" dedim.

"MUHARREM İNCE’NİN ERDOĞAN’A ‘DİPLOMASI YOK’ DEMESİ ÇOK YANLIŞTI"

Ali Nesin, "Apoletlerini sökerim" ve "Diploması yok" söylemleri çok yanlıştı. Türkiye’de diploması olmayan milyonlar var. AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yüzde 50’ye yakın belli bir oyu var. Ondan oy çalmaya çalışmadıkça bir yere gelemezsin ki. Ortak aday çıkarmadınız; ama AKP’den oy çalmak lazım değil mi?" diye ekledi. (Habertürk)

Öne Çıkanlar