Soylu’nun kapanan iştahı

Soylu’nun kapanan iştahı
'Bu, İçişleri Bakanı ile Anayasa Mahkemesi Başkanı arasında kişisel bir tartışma değil; bu, polis devleti ile hukuk devleti arasında bir rejim tartışması…'

Can DÜNDAR


ARTI GERÇEK- Türkiye’nin bir polis devleti olmasını isteyenler ile hukuk devletine sahip çıkanlar arasında bir kavgaya tanıklık ediyoruz.

Polis devletini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu temsil ediyor; hukuk devletini Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan…

Argümanları çok klasik:

İçişleri Bakanı, güvenlik ihtiyacının hukuktan önce geldiğine inanıyor. Mart ayında yüksek mahkeme, polisin fişleme yetkisini iptal edince Bakan Süleyman Soylu, "Mahkemenin bazı kararları Türkiye’ye değil, Norveç’e ait kararlar" demişti. "Norveç’in etrafında İran, Suriye yoktu ki? Orada 15 Temmuz olmamış, terör tehdidi yaşanmamıştı"

Yani?

"Norveç demokrasisi, Türkiye’ye bol gelir" demek istiyordu Bakan Soylu… Komşuları değişmeyeceğine göre Türkiye ilelebet bir polis devleti olarak kalmak zorundaydı. Aynı konuşmada, "Anayasa Mahkemesi’nin kararları iştahımızı kabartıyor" demişti. Neyin iştahı olduğunu hemen anladık tabii…

Son tartışma ise karayollarında toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağından kaynaklandı. Hükümetin koyduğu yasağa Anayasa Mahkemesi karşı çıktı. Bakan Soylu bu kez de, "Sokağa çık da görelim" tadında bir açıklamayla Mahkeme Başkanı’nı hedef aldı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı ise Soylu’yu, "okuduğunu anlamamak"la suçladı. Üslubunu eleştirdi. Mevlana’nın "İnsan, dilinin altında gizlidir" sözünü anımsatarak kibarca Soylu’nun dilinin altındaki saldırganlığı eleştirdi.

Başa dönüp tekrarlayalım:

Bu, İçişleri Bakanı ile Anayasa Mahkemesi Başkanı arasında kişisel bir tartışma değil; bu, polis devleti ile hukuk devleti arasında bir rejim tartışması… Eğer Arslan’ın savunduğu hukuk devleti, Soylu’nun iştahına yenilirse, asıl o zaman, ne Anayasa Mahkemesi Başkanı, ne yandaş olmayan herhangi biri özgürce sokağa çıkabilir.

Madem "dünya Türkiye’yi kıskanıyor", Norveç’te kimin ne hakkı varsa, aynısını Türkiye halkı için istiyoruz.

 

Öne Çıkanlar