‘Sözde kapanma’ya şükretmek lazım

Fenerbahçe şampiyonluk umutlarını sürdürmek hedefiyle çıktığı maçta, yine bir sezon sonu faciası yaşarken büyük ölçüde Şampiyonlar Ligi biletini de kaptırdı.

Fenerbahçe bir sezon sonu faciası daha yaşadı. Durumu özetlemeye pek de gerek yok. 

Fenerbahçelilerin düşü, hedefi, rüyası tekti: Beşiktaş Karagümrük’e yenilecek, kendileri kazanacak ve son haftaya elinde avantajla şampiyon olmak için çıkacaktı.

Evet, Beşiktaş yenildi. Böyle bir avantaj yakalayan Sarı Lacivertliler, sahasında Sivasspor’a 2-1 yenildiler…

Şaka gibi 2 sonuç… 

Fenerbahçe adına diyecek o kadar çok şey var ki… 

Ama öncelikle Fenerbahçe taraftarını öne koymak lazım. Her yerde her türlü desteği veren, yaşamını bu renklere uyarlayan Fenerbahçe yandaşlarının yaşayacağı daha ne kaldı, merak etmemek elde değil. Yazık… Çok yazık..

Gün içinde bayan basket takımının şampiyonluğuyla teselli bulan Ali Koç, lokomotif branş futbolda tarihin en kötü başkanı oldu. Paralar döküyor, transferler yapıyor ama sürekli yanlış kararlarla hedefe yaklaşamıyor bile. Herkesin parasızlıktan belinin bükük olduğu, transfer yapamadığı sezonda kurduğu takımla yine Şampiyonlar Ligi’ne bile gidemeyecek duruma düşmesi, bu işi yönetemediğinin resmidir. 

Keza futbolcular…. Ve Emre Belözoğlu…

Tüm bu isimler ülke genelindeki ‘sözde kapanma’ya şükretsinler. Bu maçta tribünler dolu olsaydı, gece çok uzun ve trajik olurdu…
Emre Belözoğlu’na dönelim…

Sezona sportif direktör başladı, teknik direktör kapadı. Teknik direktörlüğe oturduğunda ‘1 yıl içinde futbolcu – sportif direktör – teknik direktör’ serisinin Fenerbahçe için çok erken olduğunu düşünenlerdendim. Ama imasında bile her türlü hainlikle suçlananlardan oldum. 
Sezon başı Erol Bulut için oluşturulan transfer listesinde Emre’nin istediği çok sayıda isim vardı. Keza devre arasında da... Yani bilmediği bir takıma gelmedi.

Geldikten sonra neler oldu? Derbiler bitmişti, nispeten kolay maçlar kalmıştı. Onları kazandığında genelde tek farklı, rahat olmayan skorlarla kazandı. Bu arada form grafiği düşen oyuncular vardı, görmek isteyenlere… Gustavo, Pelkas, Szalai, Osayi giderek ilk zamanlarını aratmaya başladılar. Ancak Emre hocaya inananların yarattığı havaya göre Fenerbahçe şaha kalkmıştı! 

Sivasspor maçı Emre Belözoğlu’nun ilk kritik sınavı oldu… 

Beşiktaş’ın yenik duruma düştüğü haberi geldiği anda Fenerbahçeli futbolcular, uzun süre çarşafa dolanmış gibi oynadılar. Bu süreçte sahayı toparlayamadı, değişikliklere yöneldi. 

Maçın daha başında İrfancan sakatlanınca Mert Hakan’ı sahaya sürdü. Kendisine sıcak baktığı herkesce biliniyor ama geldiği günden beri daha dibine bir kez bile ışık veremeyen Mert Hakan’ın böyle kritik bir maçta ilk tercih olması düşündürücü oldu.

Fenerbahçe’yi bu sezon yakmaya doyamayan Tisserand ikinci yarı sahada kalırken Szalai’yi oyundan aldı. Ardından sürekli kilit açan, dönemin en formda ismi Ozan’ı kenara çekiverdi. Kısaca böyle bir maçta etkisini gösteremedi.

Gökhan Gönül’e yine büyük sabır gösterdi. Yaşı gereği enerjisinin bittiği, sürekli hakem ve rakiple uğraşmasından belli olan Gökhan’ı sezon başı ‘abi’ olarak düşünen Emre, bu maçtaki  Gökhan’a nasıl sabretti, açıklarını göremedi, anlaması zor.

Bir de Mesut Özil’e değinelim. Ayağına topun çok yakıştığı herkesce bilinen Mesut, zamanın yıldız oyuncusu konumunda oynamaya devam etti. Böyle bir dünya yıldızı, oynadığı hiçbir maçta kurtarıcılığa soyunamadıysa ve takımı şampiyonluktan uzaklaştıysa, bu transfer hatalıdır!

Elbette gelinen noktanın tek sorumlusu Emre Belözoğlu değildir. Planlamayı yapan, onca transfer ve milyon Eurolar karşılığında hala bir ‘takım’ oluşturamayan yapının başındakiler suçludur. Çünkü büyük emek harcanmıştır ama boşa gitmiştir. 

Emre hoca konusunda sıkıntı, kanımca Fenerbahçe’nin Emre hocayı da kaybetme yoluna girdiğidir. Bırakın siz, ‘Emre hocayı yedirmeyiz, arkasındayız, o camianın çocuğu’ çığırtkanlığı yapanları… Emre Belözoğlu yola yanlış başlamıştır. İyi futbolcu olmak, çok şey görmüş olmak iyi de teknik direktör olunacağı anlamı taşımaz. İyi bir ismin yanında staj, uygun kulüplerde denemeler sonrası olursa Emre Belözoğlu Sarı Lacivertlilerin sürekli büyük hocası olabilir. Ama bu başlangıç bu işin sonunu getirir…

Futbolculara denecek bir şey yok. Artık forma için oynayan oyuncu olmadıkça bu ruhsuzluğa herkes alıştı…

Ali Koç’u yine zor bir yaz bekliyor. Gerçi kolayı da var belki.. Müsaade de isteyebilir. Ama koltuğa oturanlardaki tüm hırs görüntülerini sergilediğini düşünürsek, o zor ihtimal!

Ve şampiyonluk beklerken ikincilikten de olan Fenerbahçe’nin taraftarı… 

Artık biraz daha farklı gözle bakmak gerekmiyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi