Tarım işçileri: Hayatımız boyunca rezillik çektik

Tarım işçileri: Hayatımız boyunca rezillik çektik
Zor koşullarda çalışan, çadırlarda yaşayan tarım işçileri 'Her şey zamlanıyor ama bizim yevmiyeler senelerdir aynı. Hayatımız boyunca rezillik çektik' diyor.

Yaz aylarıyla birlikte Urfa, Adıyaman, Diyarbakır, Siirt gibi illerden yola çıkarak Türkiye'nin batısına çalışmak için gelen mevsimlik işçiler için zor çalışma koşulları da başladı. Tarım işçileri her sene olduğu gibi bu sene de sağlıksız koşullarda, düşük ücretle yoğun çalışma ve barınma sorunlarıyla karşı karşıya. Bursa'nın Yenişehir ilçesi de mevsimlik tarım işçilerinin duraklarından biri. Her yıl binlerce tarım işçisi bu topraklarda ekmek mücadelesi veriyor.

Mezopotamya Ajansı'ndan Bilal Seçkin, Yenişehir'deki mevsimlik tarım işçileriyle çalışma ve yaşam koşullarını konuştu.

10 yıldır mevsimlik tarım işçisi olan Mehmet Ali Özarpacı da ekmek mücadelesini vermek için Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinden Yenişehir'e, aynı aileden 8 kişi ile birlikten gelenlerden.

'HER ŞEY PARAYLA'

Özarpacı, kendisini tanıttıktan sonra yaşam koşullarını, "Her şeyimiz parayla" sözleriyle özetliyor. Etrafında bulunan bir kaç derme çatma çadır ve kokusu burun deliklerini sızlatan dereyi göstererek ‘yaşamındaki her şeyin parayla’ olduğu sözlerine açıklık getiren Özarpacı, "Elektriğimiz, suyumuz, yakacağımız hepsi parayla. O yetmiyor, bizi buralara kadar getiren patronların arabaları da bizden yol parası alıyor. Yani kısacası her şey parayladır" diyor.

 KENDİSİ 53, ÇOCUĞU 13 YAŞINDA ÇALIŞIYOR

Yevmiyelerinin 60 lira olduğunu ancak bunun 5 lirasını aracının aldığını aktaran Özarpacı, 13 yaşındaki çocuğunun da tarlada çalıştığını söyleyerek, "Ben de 53 yaşındayım, çalışıyorum. Bizim burada yolumuz da yok. Bir yağmur yağdığında çamur altında kalıyoruz. Ama mecburuz. Buraya kadar geldik ekmek parası için. Çok şikayet de edemiyoruz, onlar isterlerse bizi çalıştırmayabilir de. Mesela biz Yenişehir'e çalışmaya geldik ama bizi dolmuşlarla ya da pikaplarla başka yerlere de gönderebiliyorlar" dedi.

HER ŞEY ZAMLANDI AMA YEVMİYELER YILLARDIR AYNI

Kendilerinin de ekonomik krizden etkilendiğini dile getiren Özarpacı, her şeyin pahalı olduğunu ancak yevmiyelerinin senelerdir aynı olduğunu söylüyor. Özarpacı, "Ramazan ayı dolayısıyla sabah 7.00'de gidiyoruz, 15.00'te çadırlarımıza geliyoruz. Ama Ramazan'dan sonra sabah 6.00 ila akşam 20.00 arasında çalışıyoruz. Yaklaşık 6 ay memleketten uzak kalıyoruz" dedi.

'URFA'DA İŞ OLSAYDI BURALARA GELMEZDİK'

Erdem ailesi, Yenişehir'e Urfa'dan gelmiş. 7 yıldır mevsimlik tarım işçiliği yaptığını söyleyen Mehmet Erdem, "Biz buraya gelmeden bize su, elektrik bedava olduğunu söylediler ama hepsi parayla, cebimizden çıkıyor. Urfa'da iş yok. İş olsaydı buralara bu eziyeti çekmeye gelmezdik" diyor. Yevmiyelerinin en az 80 lira olması gerektiğini belirten Erdem, Urfa'dan Bursa’ya kadar 55 lira almak için gelmek zorunda olduklarını anlatıyor.

'ARTIK AKP'YE OY VERMİYECEĞİM'

Konuyu seçimlere getiren Erdem, "Kürtler de artık rahat etsin istiyoruz. Şu an Kürtler bir eziyet içerisinde. Ben daha önceki seçimlerde Tayyip Erdoğan'a oy vermiştim. Ama bu seçimlerde ona vermeyeceğim. HDP'ye vereceğim. Erdoğan'a niye vermiyorum? Çünkü her şeyi pahalı yaptı. Eve yağ alacağız 100 lira civarında. Çayı 50 liraya alıyoruz. Mazotu 6 liraya alıyoruz. 6 liraya nasıl mazot veriyorlar anlam veremiyorum" diyor.

'GEÇİNEMİYORUZ'

60 yaşında olduğunu söyleyen Celal Doğan Viranşehir'den ailesiyle gelmiş. "Geçinemiyoruz. Biz burada 60 lira yevmiye alıyoruz. Yevmiyemiz 100 lira da olsa bizi kurtarmıyor. Tarım işçiliğini öldürdüler. Bugün Türkiye'de en ölü iş tarımdır. Şimdi 100 lira ile çarşıya gitsem birkaç saat dışarıda gezsem cebimde beş kuruş olmadan eve gelirim" diyor.

'HAYATIMIZ BOYUNCA REZİLLİK ÇEKTİK'

"Hepimiz krizdeyiz. İşçilere sahip çıkılsın istiyoruz" diyen Doğan, yaşam koşullarını şu sözlerle özetliyor:

"Hayatımız boyunca rezillik çektik. Yağmuru var, çamur var. Bu naylonun sabah akşam güneşin altında olduğunu düşün, içerisi yaşanmaz bir hal alıyor. Hiç rahat edemiyoruz. Bize konteyner vermeleri gerekir. Ama bizi bu çadıra koyup hiç ilgilenmiyorlar. Sesimizi de duyan yok. Bu koşullarda çabuk hastalık kapıyoruz. Bazen yevmiyelerimizi hastalanan çocuklarımızın masrafına verip eve eli boş dönüyoruz."

'TOPRAĞIN ALTINDA OLSAK DAHA İYİ'

Doğan, "Mevsimlik tarım işçisi yerin altında olsa daha iyidir. Aldığımız parayla çay içiyoruz, yemek yiyoruz. Bu yemek et değil. İnancın olsun çadıra bir tavuk alana kadar canımız çıkıyor. Buradaki işçilerin hepsi öyle, aynı sıkıntıyı yaşıyor" diyor. 

Öne Çıkanlar