Taşdemir: Kadınların itirazları ile buluşmak istiyoruz

Taşdemir: Kadınların itirazları ile buluşmak istiyoruz
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, iktidar ile erkekliğin ortak bir sözleşmesi söz konusu olduğunu belirterek, kadınların itirazları ile buluşmayı hedeflediklerini söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 4. Büyük Olağan Kongresi’ne hazırlanıyor. HDP, 23 Şubat Pazar günü toplayacağı kongrede, yeni dönemi göğüsleyecek kadrolarını ve yeni dönem politikalarını belirleyecek.

Kongrenin odağında; 'Türkiyelileşme', 'demokrasi ittifakı', 'Kürdistani partilerle ittifak' gibi bir dizi tartışma konusu bulunuyor. İstanbul’da 31 Mart yerel seçimleri ile yenilenen İstanbul seçiminde kritik bir rol oynayan HDP’nin Kongre’de alacağı kararlar da karanlık günlerden geçen Türkiye siyaseti bakımından önem taşıyor.

Artı Gerçek olarak, HDP içinden aktörlerle HDP’nin yeni dönem politikalarını konuştuk. Farklı siyasi çevrelere ise "nasıl bir muhalefet" sorusunu yönelttik.


Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- HDP Kadın Meclisi, 4. Olağan Kongreye güçlü bir kadın katılımının sağlanmasını için çalışmalarını sürdürüyor. Kongreye bölge ve merkezi konferanslarla hazırlanan HDP’li kadınların gündeminde temel olarak savaş, yoksulluk ve kadına yönelik şiddet bulunuyor. 

Bu konularda ciddi tartışmalar yürüttüklerini söyleyen HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, "Bugün bir cins kırımı yaşanıyor, kazanımlarımıza el konulmaya çalışılıyor. Kadınlar bu siyasete itiraz ediyor, biz de bu itirazlarla buluşmak, beraber yol almak, mücadeleyi güçlendirmek isteriz" diyor. 

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir’in Artı Gerçek’in sorularına verdiği yanıtlar şöyle:

HDP’nin 4. Kongresi nasıl bir kongre olacak, nasıl bir kongre hedefliyorsunuz? 

Partimize yönelik özellikle son 5 yıldır çok ciddi yok etme siyaseti izleniyor. HDP’nin fikriyatı, muhalefeti, toplumsal ve demokratik değerleri, siyaset arenası dışına çıkarılmaya çalışılıyor. Sistematik bir saldırı konsepti ile karşı karşıyayız. HDP bütün bu saldırlar karşısında gittikçe güçlenen bir mücadele yürütüyor. Binlerce yoldaşımız, vekillerimiz, eşbaşkanlarımız tutuklandı, belediyelerimiz gasp edildi ama hakikatin de direnmek gibi bir özelliği var. HDP, tüm bu saldırı hamleleri karşısında kendini koruduğu gibi 31 Mart, 24 Haziran seçimlerinde olduğu gibi izlediği stratejilerle varlığını bir kez daha açığa çıkardı. Ama geldiğimiz aşamada saldırılar karşısında sadece direnen, kendini koruyan bir parti değil savunduğumuz demokratik değerleri ülke geneline yayan, içinde bulunduğumuz savaş, kriz, kaos ortamından çıkacak, Kürt sorununa çözüm üretecek, açlık yoksulluk, kadınların yaşadığı sorunlara çözüm üretecek, demokratik çevrelerle buluşan ve genişleyen, sözünü daha fazla toplumsallaştırdığı, bir anlamda iktidara yürüyen bir HDP hedefliyoruz. İşte kongreye de böyle bir anlam biçiyoruz. Sadece direnerek var olan değil sorunlara çözüm sunan bir kongre örgütlemeye çalışıyoruz. 

‘İKTİDAR İLE ERKEKLERİN ORTAK SÖZLEŞMESİ VAR’

Siyasi iktidarın geliştirdiği baskı ortamından kadınlar nasıl etkileniyor?

AKP’nin iki stratejik siyaseti öne çıkıyor. Biri; Kürt karşıtlığı, Kürt düşmanlığı üzerinden geliştirilen iç ve dış siyaset. İkincisi de kadın bedeni, kadın emeği, kadın kazanımlarının yok edilmesi üzerinden yeni bir rejim inşası. Dünyanın her yerinde diktatörlüklerde kadın üzerinden tahakküm kurulmaya çalışılır. Nafaka hakkı gasp edilmeye çalışılıyor, sık sık tecavüz yasası gündemimize geliyor, eşbaşkanlık yani eşit temsiliyet hedef haline getiriliyor, kadın örgütleri kapatılıyor, feministler öcü olarak lanse ediliyor, kadınların en basit hak talebi bile şiddetle karşılanıyor. İşte kadınların dansı neredeyse milli güvenlik meselesi haline getirildi. Kadına yönelik şiddet biçim değiştirdi; sadece yakınlarımız değil sokakta kıyafetimizi beğenmeyen erkek de saldırıyor. Erkekler kadınların saçını, eteğinin boyunu ya da türbanını beğenmeme hakkını kendinde görüyor. Bu kişisel tanımlanacak bir durum değil. İktidar ile erkekliğin ortak sözleşmesinden söz etmek mümkün. Topyekun kadın mücadelesine, kadınların özgürlük talebine, özgürleşme meselesine saldırıyorlar. Bir ideal kadın formatı var, bu çizginin dışına çıkan, itiraz eden kadınlar hedef alınıyor. Kürt kadınları tutuklanıyor, feminist kadınlar marjinal gösteriliyor. Topyekun bir kadın mücadelesine saldırı ile karşı karşıya kaldık. HDP’li kadınlar ise daha direkt hedef haline geldi. Sadece kadın kurumlarımız kapatılmadı, bu iktidar eşit temsiliyeti sadece tutuklamalarda uygulandı. 

‘EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ ERKEK EGEMENLİĞİ ZAYIFLATIYOR’

Bu dönemde eşbaşkanlığın da özel olarak hedef alındığını gördük… 

AKP-MHP iktidarı, demokratikleşen, kadınların eşitliğinin geliştiği bir toplumu yönetemeyeceklerinin farkındalar. Kadınların özgürlük mücadelesi sadece kadınların kendi var etme mücadelesi ile sınırlı kalmıyor, bir bütün olarak toplumu değiştiriyor. Kadınların eşitlik mücadelesi demokrasiyi, çoğulculuğu da geliştiriyor. Sultan olmak isteyen bir kişi çeşitlilikten, çoğulculuktan, farklılıklardan hoşlanır mı, elbette ki istemez. Bu iktidar, sorgulayan bir toplum istemiyor, biat etmeyi yaşamın her alanında kurmak istiyor. Eşbaşkanlık sistemi kadınları güçlendiriyor, erkek egemenliği zayıflatıyor. Erkek egemen iktidarın zayıflaması, erkeğin de değişmesi demek. Özgürlükçü demokratik bir toplum demek. Diktatörlükler demokratik bir toplumda kendilerini var edemezler. İşte bu yüzden kadın mücadelesi bu kadar hedefte. 

Kongreye kadınlar nasıl hazırlanıyor? 

Kadın Meclisi olarak kadın örgütlerinin de görüş ve önerilerini dahil ederek kongreye giderken kimi tartışmalar yürüttük. Bu ülkede bir savaş var. Ekonomik kriz var. Yaşamın her alanına erkek egemen anlayış hâkim. Kadın cinayetleri artık cins kırımına dönüşmüş durumda. Ve bütün bunları besleyen bir iktidar odağı var. Biz kadınlar hem kazanımlarımıza sahip çıkmak hem de yeni bir yaşamı inşa etmek için işin merkezinde olmalıyız. Kadın partisi olma fikrini Türkiye siyasetine yaymaya çalışıyoruz. Bir yandan da iç siyasetimizde mücadele ediyoruz. Evet, kazanımlarımız var ama erkek egemen anlayışlarla da karşılaşıyoruz. Biliyorsun, bizde eşit temsiliyet var. PM’de ve parti kurullarında eşit temsiliyeti sağlamaya yönelik bir çalışma yürütüyoruz. Kongreye güçlü bir kadın katılımı için de çalışmalarımızı yürütüyoruz. 

HDP içinde hâlâ erkek egemen yaklaşımlarla karşılaşıyor musunuz?

Elbette hiçbir erkek erkeklikten muaf değildir. HDP’deki bütün erkekler özgürleşmiş, kendini aşmış, hiçbir meselede sorun olmuyor diyemeyiz. Bu çok ütopik bir söylem olur, gerçekçi değil. Ama HDP içinde yer alan erkek arkadaşlarımız en azından bir sorgulama süreci yaşıyor. Kadın hukuku karşısında nerede duracağını biliyor. En azından hukuk ihlalini çok yaşamıyoruz, girişimler olsa da müdahale ediyoruz. Ama sadece pratikte değil erkeklik bir düşünce biçimidir. Eşitsizlik erkekleri rahatsız etmesi gereken bir durum. Erkekler, ‘egemen olmak neden beni mutlu etsin’ diye kendisini sorgulamalıdır. Tabi ki parti içinde kendisi ile mücadele eden erkek yoldaşlarımız da var ama bu en nihayetinde bir zihniyet ve değişim kolay olmuyor. Bundan arınmak uzun süreli bir mücadeleyi gerektiriyor. Kadınlar bu kazanımları kolay elde etmedi, kimse eşbaşkınığı, eşit temsiliyeti bize bahşetmedi. Direnerek kazandı ve bu siyasetin öznesi olduk. 

‘ORTAK DEĞERİMİZ DEMOKRASİ’

-Demokrasi İttifakı kongrede temel bir gündem olacak. Ama bu konuda farklı yaklaşımlar var. Sizin Demokrasi İttifakı tanımız nedir?

Bu ülkede temel sorunlardan bir tanesi demokrasi sorunudur. Yıllardır bedel ödeyerek var ettiğimiz demokratik değerler yok edildi ve tehdit altında. Bu ülke bir anayasasızlaşma süreci yaşıyor. Toplumu gittikçe kutuplaştıran ve kötülüğü örgütleyen faşist bloklaşma yaşanıyor. Faşizm kendini bu kadar örgütlerken, bu ülkede demokrasiye inanan, farklılıklarıyla yaşamak isteyenlerin de bir ortak değer üzerinden mücadele etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu ortak değer de demokrasidir. Her yerde çürümüşlük ve kötülük var. Tüm bunlar kendiliğinden gelişmiyor, özellikle örgütleniyor. Bu nedenle, daha demokratik, daha adil, paylaşım eşitlikçi bir ülkede yaşamak isteyenler de yan yana durmalı. 

‘KADINLARIN İTİRAZLARI İLE BULUŞMAK İSTİYORUZ’

Demokrasi İttifakı kapsamında kadınlar için özel bir plan var mı?

Bugün bir cins kırımı yaşanıyor, kazanımlarımıza el konulmaya çalışılıyor. Kadınlar bu siyasete itiraz ediyor, biz de bu itirazlarla buluşmak, beraber yol almak, mücadeleyi güçlendirmek isteriz. 

HDP’nin kongreden sonra kadınlarla ilgili politikaları ne olacak?

Kongre biz kadınlar olarak da konferanslar gerçekleştirdik ve önemli kararlar aldık. Savaş, yoksulluk, kadın katliamları temel gündemlerimi olacak. Kadın kazanımlarının korunması konusunda ciddi tartışmalar gerçekleştirdik. Kongre ile birlikte kurullarımız da değişecek, Kadın Meclisimiz de değişecek. Bütün bu tartışmaları yeni yönetimimiz politik hamlelere dönüştürecektir. 

Siz yeniden Kadın Meclisi sözcülüğü için aday olacak mısınız? 

Biz kadınlar birlikte tartışıp karar veriyoruz. Tartışmalar sonuçlanmadı henüz. Bugün Kadın Meclisi sözcüsüyüm ama yarın Kadın Meclisi üyesi olarak da çalışabilirim. Bizim için makamların önemi yok. 

DİLAN DİRAYET TAŞDEMİR KİMDİR?

Dilan Dirayet Taşdemir 1982 Ağrı doğumlu. Mersin Üniversitesi Sosyoloji ve Arkeoloji bölümlerini bitirdi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde Kadın Politikaları alanında danışmanlık yaptı. Ulusal ve uluslararası birçok platformda toplumsal cinsiyet ve kadın çalışmaları alanında temsil düzeyinde görevler aldı.

25 ve 26. dönemde Ağrı Milletvekili seçilen Taşdemir, HDP MYK üyesi.

*Söyleşi dizimiz yarın 24 Haziran seçimlerinde Ankara’dan milletvekili adayı olan Veli Saçılık ile devam edecek. 

*HDP'nin 4. Büyük Olağan Kongresi’ne ilişkin değerlendirmeleri görüş, öneri ve eleştirilerinizi [email protected] adresine iletebilirsiniz…

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar