'Tek Adam' rüyasında sona doğru

Erdoğan’ın yanında Bahçeli ve Perinçek olduğu sürece 28 Şubat propagandası buralarda tutmuyor...

Fikri Sağlar’ın türbanlı yargıçlara ilişkin açıklamalarıyla ülke yeniden 28 Şubat sathı mahalline girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sağlar’ın sözlerini tüm muhalefet partilerine mal ederek yeni bir başörtüsü kahramanlığına soyunma manevrası ise bu kez tutmadı.

Bu manevralara ilişkin en sert değerlendirme eski yol arkadaşı Ahmet Davutoğlu’ndan geldi:

"Başörtüsü istismarı" dedi, Erdoğan’ın bu çıkışları için.

Erdoğan’ı, başörtüsü kahramanlığından, başörtüsü istismarcılığına getiren süreç ise 28 Şubat’ın hafızalarımıza yer ettiği aktörlerin, bugün Erdoğan’ın iktidar ortakları olmasından kaynaklanıyor.

28 Şubat’ın ardından en cafcaflı günler… Fazilet Partisi’nden seçilen Merve Kavakçı’nın başörtüsüyle Meclis’e geldiği o anlar. Kavakçı’ya tepki gösteren sadece kürsüden seslenen dönemin Başbakanı Ecevit değildi. Koalisyon ortağı Devlet Bahçeli, o olaylı açılışın ardından Fazilet Partisi’nin karşısına dikilmiş, "FP kendisine çeki düzen versin" demişti. Bununla da kalmamış, başörtüsüyle seçilen MHP Milletvekili Nesrin Ünal’ın başörtüsünü çıkararak Meclis’te yemin etmesiyle övünmüştü.

28 Şubat’ın havasına kapılarak başörtüsünü açtıran MHP Lideri Bahçeli’ydi…

28 Şubat MGK kararlarını manşete taşıyıp, hararetle savunan da Aydınlık Gazetesiydi…

Dün Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile sohbetimiz, hafızalarımızı böyle tazelememize neden oldu. Davutoğlu, bu kadar ayrıntıya girmeden 28 Şubat’ın aktörlerini, "Başörtüsünü açtıran Bahçeli, 28 Şubat’ın ideoloğu da Perinçek’ti" diye tanımlıyor. Sonra da şunları söylüyor:

"Erdoğan’ın bunun muhasebesini yapması gerekirken 28 Şubat aktörlerine teslim olmuş durumda."

Hal böyle olunca, Erdoğan’ın yanında Bahçeli ve Perinçek olduğu sürece 28 Şubat propagandası buralarda tutmuyor …

Sadece 28 Şubat gündeme gelince değil, AKP-MHP ortaklığı hiçbir yerde tutmuyor, Davutoğlu bu koalisyonu "Dünyanın en bilinmez koalisyonu" olarak tanımlıyor.

Çok geriye gitmeye gerek yok. Henüz 5 yıl önce, 1 Kasım 2015 seçimlerinde MHP ve AKP kader ortaklığına girmeden hemen önce Erdoğan’ın Bahçeli’ye; Bahçeli’nin de Erdoğan’a söylediği sözler ortada. Bahçeli’nin Erdoğan’ı Yüce Divanlık yapmakla tehdit ettiği, oğlunu Emniyet’e davet ettiği o meşhur grup toplantıları kulağımızda çın çın çınlıyor.

Davutoğlu, bu dönüşüm için "Çin felsefesi gibi rüya mı gerçek mi?" sorusunu soruyor. "O eski ilişki mi gerçek, şimdi mi rüya?" diye soruyor, yanıtını da kendisi veriyor:

"Bence bugünkü rüya. Çünkü bugünkü ilişki tamamen çıkarlar üzerine kurulu."

İyi tamam öyle de;

Kimin çıkarı üzerine?

Davutoğlu’na göre burada roller de karışmış:

"Gerçekte kim iktidar? Kim etkin? Kim edilgen?"

HDP’nin kapatılma tartışmalarına "Parti kapatmak çözüm değil" diye yanıt veren AKP Grup Başkanı Numan Kurtulmuş’a Bahçeli’nin yaptığı ayarı, Erdoğan’ın sessiz kalmasına bakılırsa, asıl iktidarın kim olduğu ortada.

Davutoğlu, "Benim tanıdığım Erdoğan, Bahçeli’ye, ‘Kendi genel başkan yardımcına söyleyemediğin sözleri benim genel başkan yardımcıma söyleyemezsin’ derdi" diyor. Ya da "Kendisine hakaret dolu bir mektup yazan Trump’a ‘ey Trump’ diye çıkışırdı" diye örnekleri sıralıyor. Erdoğan’ın artık böyle çıkışlar yapamamasını da "bir sıkışmışlık, teslim olma" hali olarak tanımlıyor.

Önce DEVA Genel Başkanı Ali Babacan’ın ardından Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu’nun Türkiye’nin 90’lar ayarlarına döndüğü tespitleri dikkat çekici. Bu ortamda Babacan kürsüden kardeşinin ODTÜ’de başörtüsü yüzünden yaşadıklarını gözleri dolarak anlatmış, Davutoğlu da "28 Şubat’ta Erdoğan’ın asıl yanında olanlar bizlerdik" demişti.

Erdoğan’ın eski yol arkadaşlarının söyledikleri çok açık,

Erdoğan "eski Türkiye’nin" ayarlarına döndü.

"Biz ise hala eski AKP ayarlarındayız!"

Bu nedenle de 28 Şubat çıkışları, türban çıkışları hatta darbe senaryolarına karşı duruşu kendi tabanını şaha kaldıramıyor.

Erdoğan’ın önceki gün Devlet Bahçeli’ye yaptığı ziyaretin sırları da burada yatıyor. Hiçbir senaryo tabanını büyülemeyince, Erdoğan’ın elinde kalan tek sihirli değnek Seçim Kanununda değişiklik yaparak, elini güçlendirmek. Ona da Bahçeli’yi ikna edemiyor. Önceki gün gerçekleşen sürpriz ziyaret de Daraltılmış Bölge Sistemine ilişkin bir ikna ziyareti olarak yorumlanıyor kulislerde. Dar bölge ile iyice daralacak olan MHP’ye, AKP’nin teklifi MHP milletvekillerinin AKP listelerinden seçime girip, Meclis’te girdikten sonra yeniden grup oluşturmaları… Ama MHP bu teklife hiç güvenmiyor.

Ne eski yol arkadaşlarından, ne yeni ortaklarından Erdoğan’a kısa vadede hayır yok,

Erdoğan’ın tek adam rüyası, böyle böyle yalnız adam kabusuna doğru yol alıyor…

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sibel Hürtaş Arşivi