Tekel işletmecileri alkol zammı ve yasakları değerlendirdi: Bu politik bir tavırdır

Tekel işletmecileri alkol zammı ve yasakları değerlendirdi: Bu politik bir tavırdır
Tekel işletmecileri alkol satışlarının hafta içi 20:00'dan sonra, hafta sonu ise tamamen yasaklanmasına, 'Bizi bitirmek mi istiyorlar?' diyerek tepki gösterdi.

Emre CAKA


ARTI GERÇEK- Alkollü içkilerden alınan Özel Tüketim Vergisi'ne (ÖTV) yüzde 17.07 oranında ocak ayının hemen başında zam yapıldı. Covid-19 önlemleri kapsamında akşam 20.00'dan sonra alkol satamayan, haftasonları ise dükkanları açılması yasaklanan tekel bayi işletmecileri ile konuştuk.

Pandemi döneminde yaşanan ekonomik krizden kaynaklı çalıştığı dükkanın kapanmasıyla işsiz kalan Batu Bostancı ise "Gençlerin parayı nereye harcadığına bakmak yerine, neden harcadığına baksınlar. Kendi gerçekliğimizden uzaklaşıp, kendimizi kandırıyoruz" dedi.

'HALK, HAKLI OLARAK KAÇAK ALKOLE YÖNELİYOR'

Bizim toplumda bir-iki hafta, hatta üç hafta psikolojik bir tepki oluyor diyen tekel bayi işletmecisi Ergun Uçar, "'Bu kadar zammı olur, bu kadar yapılır mı' diye tepkiler olur. Sonrasında ise alışılıyor o yüzden tüketim pek düşmüyor" dedi. Uçar, halkın haklı olarak kaçak alkole yöneldiğini söyledi.  

Uçar, "Zamların en büyük olumsuz yanı, şurada: Toplum alkolünü içiyor ama aynı zamanda da kaçak alkol aramaya başlıyor. Çünkü ucuza içmek istiyor. Çok para verdiğinin farkına varıyor, kaçağa yöneliyor. Ölümler oluyor, zehirlenmeler oluyor, kör olmalar yaşanıyor... Zamların en büyük olumsuz yansıması toplumda bu şekilde oluyor. Şunu da tekrar belirteyim insanlar haklı olarak kaçak alkole, ucuz alkole yönelmiş durumda. Ben satıcıyım, alıcı olsam gerçekten ucuza alkole bulmaya çalışıcam, kendim üretmeye çalışıcam. Bunu yaparken kendime zarar da vermiş olucam ama bunun sebebi zamlar ve fahiş fiyatlar" ifadelerini kullandı.

İNSANLAR ARAYIŞ İÇERİSİNDE

İnsanların bir arayış içerisinde olduğunu söyleyen Uçar, "Pandemi döneminde bu psikolojiyi, bu sıkıntıyı alkolle atmak istiyorlar, zihinlerini uyuşturmak istiyorlar" dedi.

'DEVLET YÜZDE 85 ORTAĞIMIZ ONUN TEZGAHTARLIĞINI YAPIYORUM'

'Dünyanın her tarafında alkol satılıyor, iyi kötü takip ediyoruz' diyerek Türkiye'deki alım gücünün düştüğünü söyleyen Uçar, "Hiç bir ülkede bu kadar yüksek vergi, alım gücüne göre bu kadar yüksek zam yapıldığını görmedim. İnsanın alım gücü bir sene önce 100 liraya 10 tane bira oluyorsa, şimdi 100 liraya 4 tane alıyor. Ama başka bir ülkede yine 10 tane alabiliyor.

Burada politik olarak hükümet tamamen insanların sırtından vergi toplayarak yaşamayı tercih ediyor. Bu ürünlerin tamamı zaten vergi. Firmaların da çok kazancı yok. Devlet artırıyor vergiyi, firmalar da mecburen artırıyor, son olarak da biz artırıyoruz maalesef.

Devlet, kar olarak kazançlı oluyor. Yüzde 80-85 bize ve firmalara ortak durumunda devlet. Şu anda onun tezgahtarlığını yapıyorum ben. Çünkü çalışıp vergi ödüyoruz başka hiç bir şey yok. Alırken vergi, satarken vergi, dükkanı açınca vergi..." diyerek Türkiye'de ki vergi yüküne dikkat çekti. 

'ALKOL SATAN ESNAFLARA KARŞI POLİTİK YAKLAŞIM'

Alkol fiyatlarına yılda iki defa zam geldiğini söyleyen Uçar, "Alım gücü çok düşüyor zamlara karşı. Asgari ücrete yılda iki defa zam olmuyor. Bu sadece alkole karşı değil, gıda ürünlerinde de öyle. Alkol satan esnafı bitirmek mi istiyorlar, bitirmeye mi zorluyorlar diye düşünüyorum. Çünkü yanıbaşımızda da büyük marketler açılıyor. Biz onlara karşı burada savaşmaya çalışıyoruz, benim toptancıdan 1 liraya alıp 2 liraya satmam gereken malı o 1 liraya satıyor. Çünkü onun alım gücü yüksek, firma ona iskonto yapabiliyor. Biz hem buna karşı savaşıyoruz, hem de iş yapacağımız saatlerde kapattığımız için ayakta durmaya çalışıyoruz. Devletin burada bizi koruması gerekiyor. Saatlerimizin esnek olması lazım, her sokakta büyük bir marketin açılmaması gerekiyor. Bunu politik bir yaklaşım olarak görüyorum" diyerek AKP iktidarının alkollü noktalara karşı politikasını eleştirdi.  

'BUNUN ADI İFLASDIR'

İş yaptığı saatlerde kapalı olduklarını söyleyen Uçar, "Benim iş yaptığım saatler 8'den sonra ve haftasonudur. Haftasonu da kapalı olunca dükkanı kapatmak zorunda kalıyorsun zamanla. İflasdır bunun adı. Çünkü senin gelir kaynağını kesiyorlar" dedi.  

'KEŞKE BİZ DE KAPATMALARDAN HABERDAR OLMASAYDIK'

14 yıldır tekel bayii işlettiğini söyleyen Gökhan Asil, "Diyorlar ki esnaf kepenk kapatmadı bu dönemde. Keşke biz de kapatmalardan haberdar olmasaydık da arkadaşlarımızın hayatlarının ne hale geldiğini görmeseydik" dedi.

4-5 sene öncesine kadar yılda bir defa zam yapıldığını söyleyen Asil, "Şimdi yılda iki zam oluyor. Müşteriyi yeni fiyatlara, kendimize ise para üstünü öğretene kadar yeni zamlar geliyor. İnsanların sabırları ile oynuyorlar. Gelen bir çok müşterim her defasında 'Şu kadarcık şeye ödediğimiz paraya bak' diye isyan ediyor. Mahalle esnafı olmak demek, mahallenin yaşam biçimini de bilmektir. Hangi müşterinin işleri iyi, hangisinin durumu kötü aldığı ürünlerin adet ve markalarından dahi anlaşılıyordu. Şimdi ise herkes kapalı kutu, herkes en alt seviye ürünü alıp çıkıyor" dedi. 

'NE YAPSIN İNSANLAR?' 

'Bu durumda ekonomik krizden bahsedebilir miyiz?' sorusunun cümlesi bitmeden, "Kriz falan değil kardeşim iflas bunun adı, iflas" diye sitem ediyor Asil.

Kendisinin de eskisine nazaran adet olarak olmasa da gün sayısı olarak daha çok alkol tükettiğini söyleyen Asil, "Önceden dost sohbetlerinde, düğünlerde, dışarı çıkıp yiğenime dükkanı bıraktığım zamanlarda içerdim. O günlerde de gerçekten çok içerdim. Şimdi ise adet olarak eskisi kadar içmesem de her gün içiyorum" diyor. Eve erkenden gittiklerini, haftasonları dükkanlarını açamadıklarını söyleyen Asil, "Evde düşün düşün kafayı yiyor insan. Biraz unutmak, biraz alkolün verdiği cesaret ile 'Halledeceğim' diye kendime gelen özgüvenden kaynaklı ve en önemlisi de uyumak için içiyorum" diyor. 

'GERÇEK İLE YÜZLEŞMEK ZOR GELİYOR'

Kısıtlamalarda çalıştığı dükkanın kapanmasıyla işsiz kalan şimdi ise yeni bir iş yerinde deneme süresinde olduğunu söyleyen Batu Bostancı, "'İçecek para bulursunuz' diye sitem edenler oluyor. Evet içecek para buluyorum. Elimize geçen para ile ya mutfağa bir akşamlık yemek malzemesi koyacak, ya da o geceyi evde bir film açıp bir bira ile kendimizi bu sefalet durumdan uzaklaştıracağız. Aslında kendi gerçeğimize karşı kendimizi kandıracağız. Genelde kandırmayı tercih ediyoruz. Çünkü yüzleşmek artık zor geliyor" diyor.

'ÜÇÜNCÜ BOYUTTA YAŞAMAK...'

Türkiye'deki gençlerin ciddi anlamda uyuşturu ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Bostancı, "İnsanların parasını nereye yatırdıklarına bakmak yerine, gençlerin gelecek kaygısı ile, aile sorunları ile, toplumdan kopuklukları ve işsizlikleri ile ilgilensinler. Sokaklarda binlerce genç 'Tinerci' olarak tanımlanıyor, binlerce genç uyuşturu bağımlısı. Gençlerin parayı nereye harcadığına bakmak yerine, neden harcadığına baksınlar. Bunlarda mı ellerine geçen parayı 'Keyif' için oraya yatırıyorlar? Yoksa bu gerçek hayatla yüzleşmemek adına, üçüncü bir boyutta yaşamak için mi bu maddeleri kullanıyorlar" dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar