Teröristan

Can DÜNDAR

Fatma Elarslan, 2016’da İdil’de sokakta öldürüldü. 7. sınıf öğrencisiydi. Henüz 13 yaşına girmemişti. Şırnak savcılığı kovuşturmaya gerek olmadığı kararı verirken, gizli tanık ifadesine dayanarak Fatma’nın "terör örgütü üyesi" olduğunu önesürdü;

"Güvenlik güçlerine karşı silahlı faaliyet gösterdiği esnada güvenlik güçlerince öldürüldüğü değerlendirilmiştir" dedi.

Tekrar edeyim: 12 yaşında bir kız çocuğundan söz ediyoruz.

O yaşta kız çocuklarının derneğe üye olma ya da oy verme hakkı yok; ama iki şey olabiliyorlar: Çocuk gelin ya da örgüt üyesi…

Biz Türkiye’nin "örgütsüz bir toplum" olduğunu söyleyip duruyoruz, ama devlet hiç öyle görmüyor. Sadece geçen haftadan birkaç örnek vereyim:

T24’ün Yayın Yönetmeni Doğan Akın, bir tweet’i haberleştirdiği için "terör örgütüne yardım"dan yargılandı; neyse ki beraat etti.

Ertesi gün, Uluslararası Af Örgütü’nün Onursal Başkanı Taner Kılıç, silahlı terör örgütü üyeliğinden 6 yıl 3 ay ceza aldı. Hangi örgüt? İddianameye göre hak savunucuları, FETÖ-PDY, PKK-KCK ve DHKP-C’ye üye olmuşlar; artık üyelik formlarını nereden buldularsa…

Bizler için suçlama yeni değil, ama 15 Temmuz’dan sonra örgüt üyeliğinden adli tahkikata uğrayan 500 bin Fetullahçı ile birlikte Türkiye dünyanın en kalabalık terör örgütüne sahip ülkesi haline geldi. Meclis’teki ikinci büyük muhalefet partisinin liderleri de, Bank Asya’nın müşterileri de, ÖSYM sınavına Mabel Matiz sorusu yerleştiren de, barış için imza veren de terörist sayılıyor.

Mustafa Yeneroğlu’nun çalışmasına göre "2016- 2018 arasında 1 milyon 56 bin kişi, terör örgütü üyeliğinden soruşturmaya uğramış." Sadece çekirdek aile üzerinden hesap etsek en az 4 milyon insan eder. Bir de "üye olmamakla birlikte destekleyenler" var tabii…

Ben rakamın daha yüksek olduğunu tahmin ediyorum. Başkanlık referandumunda "hayır" diyenlerin sayısı 23 milyon 777 bindi. Son anket sonuçları, "Teröristan"da "terörist"lerin çoğunluğa geçtiğini gösteriyor. Devletin acilen terörle arasına mesafe koyması gerekiyor.