TRT’deki yapısal değişiklikler ve tartışmalı atamalar ne ifade ediyor?

TRT’deki yapısal değişiklikler ve tartışmalı atamalar ne ifade ediyor?
Yeni atamaları değerlendiren Bildirici, 'TRT'nin daha da şahin bir politika izleyeceğini' belirtirken, Eren de 'TRT AKP trollerinin arpalığı haline geldi' dedi.

Ayşegül BAŞAR


ARTI GERÇEK- AKP’nin iktidarda olduğu 19 yıl boyunca adeta parti propagandası yapan bir yayın organına dönüşen Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT), yapısal dönüşümü ve yönetimdeki üst düzey değişikliklerle yeniden gündemde.

Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle, 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu'nun (TRT) 'Yönetim Kurulu' başlıklı 536. maddesi yeniden düzenlenerek TRT’nin yönetim yapısında değişikliğe gidildi. Yeni düzenlemeyle, önceki yönetmelikte "Genel Müdür, Yönetim Kurulunun başkanıdır" ibaresiyle aynı isim tarafından yürütüleceği belirtilen TRT Yönetim Kurulu Başkanlığı ve TRT Genel Müdürlüğü fonksiyonları ayrıldı. Böylece Yönetim Kurulu Başkanlığı 'karar organı', Genel Müdürlük ise 'icra organı' olarak faaliyet yürütecek. Yapılan değişiklikle TRT Yönetim Kurulu üye sayısı 7’den 9’a çıkarıldı.

Yönetiminde sık sık değişikliklerin yaşandığı TRT’nin kadrolarında genellikle AKP’li ya da AKP’ye yakın isimlerin yer alması AKP iktidarı boyunca tartışmalara neden oldu. Son yapılan fonksiyonel değişikliler ve tartışmalı isimlerin yönetim kadrolarına atanmasıyla beraber devlet kanalı olan ve halktan toplanan vergilerle işletilen TRT’nin yapısal dönüşümü açısından geldiği nokta tepki çekti.

Artı Gerçek’e konuşan Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, yeni atama kararlarında TRT’ye yerleştirilen ‘dar kadro’da Fahrettin Altun’un etkili olduğu yönünde değerlendirmede bulundu, AKP’nin ‘çift maaş’ konusunda geri adım atmadığını belirtti.

‘TRT, AKP TROLLERİNİN ARPALIĞI HALİNE GELDİ’

TRT’nin yasada belirttiği gibi hiçbir zaman kamu yayıncılığı yapmadığının altını çizen DİSK Basın-İş Başkanı Faruk Eren de, bu durumun değişmesinin ancak iktidarın değişmesiyle, ülkenin gerçekten demokratikleşmesiyle mümkün olabileceğini vurgulayarak, "TRT bizim paralarımızla yayıncılık yapan bir kamu kuruluşu. Ama yasasında belirtildiği gibi hiçbir zaman gerçek bir kamu yayıncılığı yapmadı. Ancak AKP döneminde bu kuruluş tamamen bir parti organına dönüştü. Son atamalar da partizanlığı göz göre göre yapmak, inadına yapmak anlamına geliyor. TRT AKP trollerinin arpalığı haline geldi. Halkın parası izlenmeyen dizilere, AKP trollerine aktarılıyor. Bu durumun değişmesi ancak iktidarın değişmesiyle, ülkenin gerçekten demokratikleşmesiyle mümkün" dedi.

‘DAR BİR KADRONUN BURAYA YERLEŞTİRİLDİĞİNİ GÖRÜYORUZ’

TRT’nin yeni atamalarla daha da daralan bir kadro tarafından yönetileceğini söyleyen Bildirici, "TRT, zaten bir süredir bu iktidar döneminde bir propaganda ve bir tek parti yayıncılığı yapılıyordu. Şimdiye kadarki yöneticilerde zaten AKP’den kişilerdi şimdi daha da dar bir kadronun buraya yerleştirildiğini görüyoruz. Doğrudan Cumhurbaşkanlığı, yine ona bağlı SETA ve doğrudan AKP içindeki isimlerin atanması söz konusu. SETA’dan 3 kişi var, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığında, doğrudan Fahrettin Altun ile birlikte çalışan isimler var. Mesela, Zahid Sobacı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkan Yardımcılığı ve Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi görevlerine devam ediyor mu, istifa etti mi?" diye sorarak AKP’nin ‘çift maaş’ politikasına dikkat çekti.

‘TRT'NİN DAHA ŞAHİN BİR POLİTİKA İZLEYECEĞİNİ GÖSTERİYOR’

AKP’nin ‘çift maaş’ eleştirilerini umursamadan kendi etrafındaki ‘dar kadro’yu beslemeye devam ettiğini belirten Bildirici, "Bu atamalarda doğrudan Fahrettin Altun’un etkili olduğunu görüyoruz. Diğer isimlerle birlikte, Hilal Kaplan gibi hem pelikanın sözcülüğünü yapan hem iktidarın propagandasını yapan birinin, TRTnin daha şahin bir politika izleyeceğini gösteriyor. İktidar propagandasını yapmakta sınır tanımadıklarını görüyoruz. Buradaki isimler birden fazla yerden maaş alan isimler, bu siyasi iktidar birden fazla alan bürokratlar eleştirisini hiç önemsemiyor. Bir düzeltmeye de gitmiyor. Tam tersi bu dar kadroyu beslemeye devam ediyor. Bunu en ufak ahlaki kaygı taşımadan gerçekleştiriyor" ifadelerinde bulundu.

‘ERDOĞAN’IN SAHAYA İNME POLİTİKASININ KARŞILIĞI’

Erdoğan’ın seçim sürecinde TRT’yi ‘sahaya inme’ politikasının bir aracı olarak kullanacağının altını çizen bildirici, "Erdoğan, kendi yaptıklarını halka yeterince anlatamadıklarını ve muhalefetin eleştirilerine yeterince cevap veremediklerini sürekli dillendiriyordu. Ve teşkilatına tüm bunları halka daha çok anlatmaya, vekillerini ve parti yöneticilerini daha çok sahaya çıkmaya ve icraatlarını anlatmaya davet ediyordu. Bu yeni değişikliği bu saha çağrısının bir karşılığı olarak görüyorum. Önümüzdeki seçimlere TRT’yi kendini anlattığı ve muhalefeti karaladığı bir saha haline getirecek" ifadelerinde bulundu.

‘GELİR KAPISINDAN BAŞKA İŞLEVİ OLMAYACAK’

Bildirici, son olarak, TRT’deki yönetici sayısının 7’den 9’a çıkarılmasını AKP’nin kendi çevresine gelir kapısı yaratmaktan öteye gitmeyeceğini  belirterek "Başkanlık Sisteminin hayata geçirilmesinden bu yana, Cumhurbaşkanı kendi çıkardığı kararnameleri için bile yeni kararnameler çıkararak, 3 yıldan beri buraların yapısıyla oynuyor. Yönetim sürekli değişip duruyor ancak her zaman AKP’li isimler yönetime getiriliyor. TRT’deki yönetici sayısının artırmakla AKP çevresindeki bürokratlara yeni gelir kapısı yaratmaktan başka bir işlev hedeflediklerini düşünmüyorum" dedi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar