Türkiye'nin 'kulak dolgunluğu'

'Biz kurulduğumuzda çok dilli müzik üzerine araştırma yapanların korkak davrandığını gördük. Her şeyi Türkleştirmişler'

Kendi başına arşiv, tek başına koca bir vakıftı. Hasan Saltık'ı kaybetmişiz.

Türkiye'de çok dilli kardeş müziğin başı sağ olsun.

90'ların başından bu yana çok kültürlü müziğin Türkiye'de tekrar kendine ses bulmasında en önemli tuğlalardan birini koydu Kalan Müzik'le Hasan Saltık.  

Binlerce projeye imza attı, yüzlece sanatçıyı uyandırdı, ininden çıkardı, arşivleri açtı.

Tarih alanında Ermeniler için Taner Akçam neler yaptı ise Hasan Saltık da bir anlamda müzik alanında onu yaptı bizler için.

Sadece Ermeniler için değil, bu topraklarda üretmiş, söylemiş, yaşamış sonrasında unutturulmaya çalışılmış her tınıyı yeniden sahnelerde, plaklara doldurdu.

Türkiye ne kadar unutmak istediyse de karanlık dehlizlere gömülen o ezgiler tekrar sahnelerde seslendirilmeye başladı.

2019'da  bir röportajında eski yılları anarken; "Biz kurulduğumuzda çok dilli müzik üzerine araştırma yapanların korkak davrandığını gördük. Her şeyi Türkleştirmişler" diyordu.

Müziği de Türkleştirmişlerdi.

Bayrak, sancak, marş haline getirdikleri bir kültür yarattılar.

Anadolu'daki ezgileri arayıp derleme işine girenler, bu konuda konservatuvarlarda araştırmalar yapanlar, Halk dansları kıyafetleri ve adımları derleyenler, arşivleyenler, hepsi biliyordu aslında ne derlediklerini.

Kürt , Zaza veya Ermeni geleneksel kıyafetleriydi o.

Pontos türkülerinin baş tacı kemençeydi o çalan.

Ama adı Türk'tü yaptıkları araştırmalarda.

Önce albümler çıktı.

Uzun süre sonra kasetçalarlarda, cd çalarlarda Kınar Müzik Topluluğu'nu dinleme şansı oldu Türkiye'nin.

Bilmese de öğrendi.

Artık gizli değildi.

Sonrası da çorap söküğü gibi geldi.

Artık saklanamazdı o ezgiler daha fazla.

Daha fazla devşirilemezdi.

İMÇ kasetçilerinde her albüm çıkaran artık kendisini Kalan'dan çıkan albümlere göre hizalamak zorundaydı. Ya bir Rum şarkısı çalıp Türkü yapmışsa sanatçı, ya bir Ermeni şarkısı ise kendi albümlerinde çalınan.

Artık bir takipçisi, bir arşivcisi vardı bu davanın.

Sadece sessizlerin sesi olmadı Hasan Saltık, 1950'lerden sonra ülkenin kaset piyasasında görünmeyen şarkılara, projeleri tekrar piyasaya soktu.

Başkaları için 'satmayacak' işleri finanse etti.

Kimsenin Türkiye'ye getirip Türkiye'yi sanatçılarla çalıştırmayacağı isimleri çağırdı.

Civan Gasparyan ve Erkan Oğur'u birlikte onunla dinledik.

Sadece arşivlemek veya arşivleri güncellemekle kalmadı, Saltık'ın Kalan müziği yeni nesil müzisyenlere 'hala umut var' mesajını verdi.

Daha yeni Maral Ayvaz'ın albümünü dinledik ondan.

Collective Medz Bazar'ın -O-su Kalan'dan çıktı,

Şahan Arzruni'nin Alan Hovhannes'i,

Edgar Manas'ı,

Ara Dinkdjian'ı,

Vartanants Korosu'nu,

Lusavoriç Korosu'nu,

Mikail Aslan'ı,
Süryaniler, Gomidas...

Özel arşiv serileriyle albüm gibi kitaplar bastı.

Kitapçılarına gerçek kitap kadar özen gösterdi. Diline, tasarımına. Her albüm bir eğitim seti gibi oldu bugün iktidarın eğitmek istemediği halkına.

Hasan Saltık Türkiye müzik piyasasının hafızası oldu.

O piyasa unutmak istedikçe o hatırlattı.

Yeri geldi iktidarlar AB liderlerini uçaklarına uğurlarken onun şirketinden yayınlanan albümlerini hediye ettiler. "Bu ülkede güzel işler de oluyor" diyebilmek için.

Kim bilir belki de AB yolu biraz aralandı ise zamanında Hasan abi'nin de payı vardır...

O İMÇ'nin Yeşilçam'ında hep ikinci planda kalan 'azınlık' karakterler oyuncularını başrole tekrar taşıdı.
Adını değiştirip başkasının albümünde müzik yapmak zorunda kalan 'az'ları çoğalttı...

Türkiye'nin hafızasını tazeledi.

O gitti şimdi esleri o hafızayı taze tutacak.

Türkiye'de çok dilli kardeş müziğin başı sağ olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aris Nalcı Arşivi