Türkiye'nin yerli Taliban-IŞİD ve El Kaidecileri

'Her şeyin başı ABD' demeden önce kendi durumumuza hiç bakmıyoruz. Kapitalizmi savunanların emperyalizmle mücadelesi ne anlama geliyor, anlayan var mı?

Hiç can simidi kullanmak zorunda kaldınız mı, o anlık gerek duymasanız bile olasılık üzerinden yanınızda bulunması gereken bir alettir. 

Oldu ki tekneniz battı, kullanmak zorundasınız ama 20 bin kez vapura binseniz İstanbul’da karşıdan karşıya geçerken, hiç kullanmadan bakar ve düşler bile kurarsınız.

Allah da bir cankurtarandır esasında, zorda kaldığınızda yada aptallığınız sonucunda ya yardım ister yada suçu naif bir şekilde O’nun üzerine atarsınız. 

Sıkışık durumda, yani geçici de olsa çaresizken Allah’tan yardım ister ve O’nun sizi kurtaracağına inanır ama ufacık çocuğunuzu arabanın önüne oturtur ve kazada kaybederseniz Allah tarafından vadesinin o kadar olduğunu söyler, bilinçaltından O’nu suçlarsınız.

Dinler arasında sanırım tek tartışılmayan varlık Allah, gerisi aynı dinler ama değişik mezhepler arası bile yoğun tartışma içinde. 

Peki siyasette durum nasıl? Bence bütün dünya siyasette de ABD’yi siyasi Allah olarak betimlemiş ve olan her şeyi onun üzerine atıp, kendisini temize çıkartıyor.

İsrail’i, El Kaide’yi, IŞİD’i, Taliban’ı, Türkiye’deki darbeleri, hatta seçilmiş başbakanları ABD’siz tartışan var mı aramızda; ki buna ben de dahilim.

Bugünlerde konu Taliban ya, televizyona hangi Ord. Prof., kasteci yada mareşal bakışlı komutanlar çıksa Taliban’ın ABD eseri olduğunu söyleyip, hem kızıyorlar, hem de kızarken işbirliğini savunuyorlar. 

Gülen Hareketi dini bir yapılanma ve ‘Allah’ın Türkiye’ye bir lütfuyken’, birden ABD’nin kurduğu terörist bir örgüt oldu. 

Peki İsmailağa Tarikatı’nı kim kurdu? Henüz bildiğimiz kadarıyla bir ABD bağlantısı yok ama İzmir’de, Konak Mersinpınar’da ellerinde silahlarla halkı rahatsız etmeye başlamışlar ve tekel bayilerini içki satışı üzerinden tehdit etmeye başlamışlar. Ben şimdi kaçıncı dayak, yaralama ve cinayetten sonra İsmailağa’ya bağlı Sıla Vakfı’nın ABD maşası olacağını, onlar tarafından kurulduğunun söyleneceğini merak ediyorum.

Aynı günlerde yurtdışında yaşayan Afganlılara mektuplar gitmeye ve 'haçlılar için çalışan' olarak tanımladığı yurttaşlarına mektuplarla 'Ya teslim olun ya da ölün' mesajı vermeye başlamış. Kim yapıyor bunu, tabi ki ABD’nin yetiştirdiği Taliban. Esasında Afganistan o kadar demokratik bir ülkeydi ama ABD bundan rahatsız oldu ve dinci bir grup yarattı. 

Anlayacağınız, bu İslamiyet’e inanan çevreler hiç teşne değiller bu tür olaylara. Oysa tam tersi, ellerinde hıyar bekliyor alayı, hatta kimileri ellerinde acur ile öne geçmeye çalışıyor. 

Darbeyi ABD yapıyor ama ona "Emredersin" diyen komutanların, siyasilerin ve karşı çıkmadığı gibi alkışlayıp, oy verenlerin hiç mi hiç suçu yok. Kenan Evren’e ve 12 Eylül Anayasası’na %92 oy veren seçmen akıllı ama onu bu yola iten ABD suçlu. 

30 Ağustos resepsiyonunda Diyanet İşleri Başkanı, Genel Kurmay Başkanı’nın önüne geçmiş, hatta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de 9. sıraya yükselmiş. Ancak o an hemen orayı terk eden kimse yok, tavır koyan yok, halktan bir tepki yok, laik olduğunu sanan bu ülke halklarının pek umuru değil, çünkü işin içinde din var ve tartışılmamalıdır.

"Her şeyin başı ABD" demeden önce kendi durumumuza neden hiç bakmıyoruz acaba? Daha önce de yazmıştım, kapitalizmi savunanların emperyalizmle mücadelesi ne anlama geliyor, anlayan var mı acaba? 

Babamın çok sevdiği bir Karadeniz fıkrası vardı. Temel ile Dursun 60’larda ABD’nin 6. Filosu’nun geldiği sırada pavyondan çıkmışlar, çakır keyf gidiyorlar, bir de bakmışlar karşıdan bir Amerikalı denizci asker geliyor. Gençlerden öğrenmiş ya, hemen "Co home" diye diklenmiş. Diklenmiş ama yumruğu yiyip, yere de düşmüş. Tam kalkacak, bir yumruk daha, yine yerde. 3-4 devam edince Dursun sinirlenmiş, "Ula Temel, pıçağinu çekip neden furmayisun herifu" deyince, Temel anca tek gözünü açıp, "Furacağum, furacağum da tikine duramayrum" demiş. 

ABD bizden korkmaya başladı ya, birden aklıma geldi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi