'Türklerin şehit olacak çocukları, kimin kifayetsizliğinin bedelini sayılacak?'

'Türklerin şehit olacak çocukları, kimin kifayetsizliğinin bedelini sayılacak?'
'Başkalarının çocukları üzerinden şehit edebiyatı yapmak kolay bir iştir, onu geçerken belirtmiş olayım.'

T24 yazarı Mehmet Yakup Yılmaz, Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Yunanistan ve Fransa ile yaşadığı gerilime ilişkin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 'savaş' çağrısı üzerine bir yazı kaleme aldı. Bir çatışması sonrası yaşanan asker ölümleri hakkında yorumda bulunan Yılmaz, "Fransız ve Yunan halkları, yöneticilerinin yetersizliğinin bedelini çocuklarını kaybederek ödeyeceklerse; Türklerin şehit olacak çocukları, kimin kifayetsizliğinin bedelini sayılacak?" diye sordu.

Mehmet Y. Yılmaz'ın T24'te "Şehitleri kimin "kifayetsizlik" hanesine yazacağız?" başlığıyla yayımlanan bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, Doğu Akdeniz'deki gerginliğe de değindi.

"Yunanistan ve Fransız halkı, kifayetsiz yöneticileri yüzünden başlarına gelecekleri biliyor mu?" dedi.

Yunan ve Fransız halklarına başlarına gelecek şeyin ne olabileceğini de hemen ardından açıkladı.

"Biz mücadeleden kaçmayız. Biz bu mücadelede şehitler vermekten çekinmeyiz."

Bu sözlerden anlıyoruz ki Erdoğan mücadeleden kaçmıyor.

Bunun için şehitler vermekten çekinmiyor.

Başkalarının çocukları üzerinden şehit edebiyatı yapmak kolay bir iştir, onu geçerken belirtmiş olayım.

Mesela kendi çocuklarımızın "şehadet şerbetini içmelerini" Yüce Rabbimizden dilemek, o kadar kolay olmasa gerek!

Ben mesela, bunu yapamam, düşüncesi bile kötü geliyor.

Ama bizim çocuklarımız şehit olurlarken belli ki Yunan ve Fransız askerleri de ölecekler.

Bizim yöneticilerimizin bunu futbol maçı gibi görüp, "biz daha çok öldürdük" diye övündükleri de vakidir.

Erdoğan'ın sözlerini okurken "düşmanlarımızın" da kendilerine ait birer "şehitler tepesi" var mı acaba diye düşündüm.

Sonra araştırdım, evet, genç insanları savaşlarda ölmeye ve yakınlarını bu ölüm nedeniyle gururlanmaya teşvik etmek için Hristiyan inanışında da böyle bir mertebe varmış.

Dini inançları tartışamayacağımız için, hangi inancın şehidi daha gerçek şehit sayılır gibisinden bir tartışma da yapamayız. Adı üzerinde, inanç bu çünkü.

Bu durumda bir tuhaflık yok mu Erdoğan'ın konuşmasında:

Yunan ve Fransız çocuklarının kendi inançlarına göre şehit olmasının nedeni, kifayetsiz yöneticileri oluyorsa, Türk çocuklarının şehit olmasının nedeni kim oluyor?

Konuşmayı yazanları dikkatli olmaya bir kez daha davet ediyorum.

Fahrettin Bey, muhalefete laf sokuşturmak için twitter başında oturacağına, bu konuşmaları dikkatle okusa daha iyi olacak, benden söylemesi.

Zaten Türk, Fransız, Yunan, Alman, Çin, Senegalli, Arap, Perulu, İskoç ya da işte bütün dünyadaki insanların çocukları, şehit olmak zorunda kalıyorlarsa bunun sorumluluğu gerçekten kifayetsiz yöneticilerde aranmalıdır.

Yönetici sorumluluğunu üstlenenler, ülkelerinin sorunlarını birbirlerine dayılanarak değil, ortak çıkarlar zemininde konuşarak halletmeye çalışsalar kimsenin çocuğunun şehit olmasına da gerek kalmaz.

Doğu Akdeniz özelinde, bizim yöneticilerimizin kifayetsizliği, çıplak bir gerçek olarak önümüzde duruyor.

- İsrail ile kavga ettik? Türkiye, bu kavgadan ne elde etti? Filistinli çaresiz insanlara bu kavganın ne faydası oldu?

- Mısır ile kavga etmek, Türkiye'ye ne kazandırdı?

- Suriye'nin bugünkü perişan halinin ne faydasını gördük? 3 milyon 600 bin Suriyeli sığınmacıya bakıyoruz.

Suriye devleti bölgede ayakta kalabilmiş olsaydı, İsrail, Türkiye'nin karşısındaki ittifaklara girmekte bu kadar rahat davranabilir miydi?

Suriye'nin yıkılmasından kaynaklanan bölgesel istikrarsızlık kimin işine yaradı?

Suriye rejimini devirip, Müslüman Kardeşlerle Şam'da namaz kılmak hayaline kapılmasaydınız, Suriye yıkılmazdı, bölgesel dengeler böyle yerinden oynamazdı.

Türkiye, Suriye, İsrail ve Mısır ile iyi ilişkilerini koruyabilseydi, Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlar, ne kadar isterlerse istesinler, böyle bir Türkiye karşıtı ittifak oluşturabilirler miydi?

Doğu Akdeniz'in zenginlikleri yıllardan beri biliniyor.

Türkiye karşısında bu ittifak niye o zamandan beri yok da Türkiye'nin dış ilişkilerinin en kötü olduğu, Türkiye'nin yalnızlaştığı  bir anda gerçekleşiyor?

Şimdi soralım bakalım:

Fransız ve Yunan halkları, yöneticilerinin yetersizliğinin bedelini çocuklarını kaybederek ödeyeceklerse; Türklerin şehit olacak çocukları, kimin kifayetsizliğinin bedelini sayılacak?

 

Öne Çıkanlar