'Tutukluların direnişini büyütmeliyiz'

'Tutukluların direnişini büyütmeliyiz'
Tutukluların sürdürdüğü açlık grevi eylemini sahiplenme çağrısında bulunan siyasi parti temsilcileri, “Tutukluların başlattığı direnişi büyütmek boyun borcumuzdur” dedi.

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemleri 198’inci gününde devam ediyor. Açlık grevine giren tutuklulara yönelik ciddi hak ihlalleri yaşanırken, tutukluların talepleri de cezaevi yönetimlerince keyfi olarak, yerine getirilmiyor. Cezaevinde devam eden açlık grevine ilişkin konuşan siyasi parti temsilcileri, eylemlere sahip çıkma çağrısında bulundu. 

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) üyesi Yasin Yalçın, iktidarın Türkiye cezaevlerinde yürüttüğü politikalarla dışarının sesini bastırmak istediğini söyledi. Mevcut duruma karşı sesini yükselten herkese karşı bir saldırının hakim olduğunu ifade eden Yalçın, sesi çıkanların cezaevine gönderildiğini belirtti. Dışarıda ve cezaevindeki baskı ortamının birbiri ile bağlantılı olduğuna işaret eden Yalçın, "Cezaevlerinde de en meşru haklar dahi yok sayılıyor. Yaşamdan koparmaya dönük izlenen politikalar, nefessiz bırakarak ‘ölün’ emri veriyor. Bir tutuklunun telefon, aile görüşünü yapamaması hiçbir yasada yoktur. Her gün ölecekleri gerçekliği ile karşı karşıya olan tutuklar için cezaevleri ölüm evleri olmuştur. Tecridin kırılması için grevde olan tutukluların sesi dışarıda yankılanmalı" dedi.

FAŞİZME CEVAP OLAN AÇLIK GREVİ

Açlık grevi eylemlerinin yeteri kadar sahiplenilmediğine dikkati çeken SES üyesi Hanife Gedik, cezaevlerinde verilen mücadelenin onurlu olduğunu ifade ederek, "Onların içerideki direnişi bizim dışarıdaki sesimizle daha da anlam kazanır. Kısıtlı koşullarda, tecrit altında yürüttükleri mücadeleye dışarıda ses olmazsak bizler de onları ölüme terk etmiş sayılırız. Faşizme cevap olan açlık grevi eylemlerimiz iktidara korku salarken bizim sessizliğimiz süreci karşılamıyor" diye konuştu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi Doğan Çelik ise, cezaevlerinde insan hakları ve adaletin yok sayıldığını vurgulayarak, tecridin akıl almaz bir boyuta ulaştığının altını çizdi. 

Öne Çıkanlar