Kombo düşman yaratıldı: Hem Yahudi hem Ermeni

Siyasetçilerin kendilerine Yahudi, Ermeni veya Rum, Pontus denildiği için dava açtığı bir ülkede biz 'az'lar bizi savunan ve düşmanlık besleyenin aynı söylemi kullandığı bir yerde kalıyoruz.

Birkaç sene öncesine kadar elinde tabanca ile bir dayı bacanın yanına çıkıp Noel Baba kovalardı her sene. Ajanslar da haber geçerdi. Yok artık fark ettiniz mi?

Gitti mi, yoksa korona mı oldu bilmiyorum ama görünen o ki kendisine artık ihtiyaç kalmadı.

Artık alışveriş merkezlerinde Noel ağacı yıkan vatandaşlar var nihayetinde.

Ya da Türk vatandaşı olmuş Suriyelilerden kimlik kontrolü soran milletvekilleri.

Öte yandan ‘Noel siparişi işi gelirse almayın’ diyen bir Diyanet'in olduğu Türkiye'de silahlı Noel baba avcılarına pek ihtiyaç kalmadı.

Toplumun bir kesimi avcı oldu.

15 Temmuz'da silahlananlar da eklendiğinde yarı mafya yarı şeriat bir devletin durumdan memnun kullarıyla yaşadığı bir memlekete doğru gidiyoruz.

Sokak röportajları son dönemin en çok seyredilen sosyal medya videoları oluyor. E işi gazetecilik olan ana akım kanallar bunu yapmayınca, gençler kapıp mikrofonu sokağa çıkıyor. Youtube geliri de iyi.

Ama tehlikesi çok.

Daha yeni üç youtuber gözaltına alındı.

Bu sokak röportajlarını ben hep önemserim. Konuşanın kıyısında köşesinde duranlara iyi bakarım. İzler dinler duymaya çalışırım. Muhabir kendisine göre tutacak cümleleri keser verir bize çünkü. Ama arada kaynayanları anladığınız zaman sokaktakini de anlamışsınızdır.

Bir kere mikrofona konuşan kişi gönüllü konuşuyor demektir. "Hayır" diyebilirdi. Ama dememiş demek ki.

Derdi var demektir.

Sözü var demektir.

Tabii ki provokatör olabilir. Ama o da bir veridir.

ANASI YAHUDİ BABASI ERMENİ

Biz pazar akşamı Avlaremoz editörü avukat Betsy Penso ve Şalom gazetesinden sosyolog Pınar Kılavuz ile programda antisemitizm konuşurken, Kanal Dünya adında bir youtube kanalında sokak röportajlarında anamıza babamıza sövüyorlardı yine...

Tabii ki sosyal medyada röportajında konuşmanın bir kısmı alınıp Kılıçdaroğlu'na "TV'de dediler işte anası Yahudi, babası Ermeniymiş" diyordu amca.

Aradım buldum röportajın orjinalini. 

İmamoğlu'na da saydırıyor. "Amerikalı" diyor. Bu konsolide olmuş AKP seçmeni belli ki tek bir kanal izliyor. O kanal da muhalefete Yahudi ve Ermeni demiş.

Demesine der. Ama sorgulamadan buna inanan ve pazarlayan bir kesimin olması toplumda tehlikenin derinliğine de işaret ediyor benim için.

Sosyal medyada bu videonun altına "Aris takma bunlar yobaz, bilgisiz" diyenler benim, Betsy'nin ve Pınar'ın gördüğü gibi görmüyorlar olayları.

Biz köşeye bıraksak da 1909’da Adana katliamında her şeyin organize edilen bu tip 'amcalar'ı kullanarak yapıldığını görmüyorlar mı acaba yanımızda duranlar?

Ya da 6-7 Eylül 1955'te pogroma katılanların komşularımız olduğunu hatırlamıyorlar mı?

Çünkü tehlike böyle küçük röportajlarda çanlarını çalıyor...

Dedim ya arayıp buldun orijinal röportajı. 17 küsür dakika.

Sonlara doğru Kılıçdaroğlu'nu ve İmamoğlu'nu savunan yaşça daha genç bir dayı giriyor sahneye. Bizim 'yobaz amcayı' eleştiriyor.

"S.kdiniz memleketi" diyor.

Sonra da "böyle Ermeni diyerek aşağılayamazsın insanları" diyor...

Yani. Ne diyor?

Aşağıla da, "Ermeni diyerek aşağılama"

Yani ne diyor?

Ermeni ve Yahudi demek insanı aşağılamaktır. Diyor.

Siyasetçilerin kendilerine Yahudi, Ermeni veya Rum, Pontus denildiği için insanlara dava açtığı ve kazandığı bir ülkede biz 'az'lar şu anda bizi savunan ve bize düşmanlık besleyenin de aynı söylemi kullandığı bir yerde kalıyoruz.

Yani "küfür etme" diyen de Yahudi'nin ve Ermeni'nin bir küfür olduğunu düşünüyor.

E zaten sorun da bu değil mi?

Bakın bu sadece bir örnek.

Bunlardan yüzlerce var sosyal medyada ve hatta uyduda. Pandemi nedeniyle evlere kapanıldığında bu kanallar seyredildi. Seyredilmese o kanallar var olur mu?

O kanallardan insanların beynine işlendi ufak ufak...

Bakınız Diyanet diye bir tv var.

Hani eleştirilecekler diye kendilerine araba almaktan korkan, yeri geldiğinde iktidar için kılıç kuşanıp camilerde vaaz verenlerin kanalı.

Yüzbinlerce TL harcanıp yapılmış stüdyolarda çekilen programlarından birinde Noel için alışveriş yapmaya gelen Hristiyanlara hizmet edilmemesi, sipariş alınmaması isteniyor.

Diyanet'e soralım programında 22 Aralık'ta Yılbaşı ve Noel üzerine gelen soruları yanıtlıyor. 

Gelen bir soru şöyle:

"Gayrimüslimler için yılbaşı, bayram gibi özel günlerde kutlama pastası yapmak caiz midir?"

Aha bu da Diyanet İşleri Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Fatih Mehmet beyin cevabı:

"İslam'ın yasaklamış olduğu bir şeye alet olmak, destek olmak da caiz olmaz. Hristiyanlar kendi Noellerini kutlayabilir. Ama bir Müslüman onların Noellerine yardımcı olacak şekilde hareket etmemeli ve rızkını başka yerlerde aramalıdır."

Gel de çık işin içinden:

Araba alamayan Diyanet, faize haram deyip faizden kazananların evinde altından takımlarla yemek yiyen iktidar.

Suriye tezkerelerine destek çıkıp, sonra Suriyelilere kimlik kontrolü yapan, "niye dönmeyeceksin" diyen yeni yetme parti başkanları,

Yahudiyle Ermeni'nin kombosundan ultra düşmanlar yaratan zihniyet...

Ha bu arada Suudi Arabistan'da Noel ve yılbaşı kutlanıyor artık.

Kutlamaları da resmî bir heyet organize ediyormuş.

Alkol de yasallaşırsa şaşmayın.

Türkiye her şeyi geriden takip ediyor.

Dini bile...

Not: Bu arada her sene Noel mesajı yayınlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2021'de Noel geçti ama mesaj geçmedi. Bizimkiler İmamoğlu'nun Noel yemeğine katıldı diye kızdı mı acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aris Nalcı Arşivi