Uyandığımda sesim yoktu

+Gerçek TV’nin YouTube kanalında gazeteci Canan Kaya’nın hazırlayıp sunduğu "Lafı Dolandırmadan" programının bu haftaki konuğu tiyatro oyuncuları Burcu Görek ve Dilara Gül oldu. Baskı gören kadınların hikayesi "Uyandığımda Sesim Yoktu" oyununda "Cassandra" karakterine birlikte hayat veren Görek ve Gül, oyunla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Tiyatro oyuncuları Burcu Görek ve Dilara Gül, +Gerçek TV’de yayınlanan "Lafı Dolandırmadan programının bu haftaki bölümünde gazeteci Canan Kaya’nın sorularını yanıtladılar. Programda, tüm dünyada kapalı gişe oynayan ve Türkiye’de "Uyandığımda Sesim Yoktu" adıyla sahneye uyarlanan oyunda Cassandra karakterine hayat veren Görek ve Gül, oyunu modern kadının kafasındaki iç çatışmayı, ikircikli hali, fiziksel, grotesk, epik, dramatik tiyatro yaklaşımlarıyla ve akapella yardımıyla çağdaş bir anlatımla seyirciyle buluşturduklarını söyledi.

Görek ve Gül, Türkiye’de usta oyuncu ve yönetmen Tamer Levent rejisiyle seyircinin karşısına çıkan ve geçtiğimiz günlerde 5. Uluslararası Priştine Tiyatro Festivali’nden de ödülle dönen oyunla ilgili şu açıklamaları yaptılar:

Burcu Görek: Bu oyun, kanadalı iki kadın yazar tarafından yazıldı ve dünyanın birçok yerinde oynandı. Bence dünyanın birçok ülkesinde karşılık bulmasının temel nedenlerinden biri kadının yaşadığı şiddet var ama kadının kendine de uyguladığı bir baskı var. Aslında çoğu kez kendi kendimizi baskılıyoruz. Kendimiz kendimizin freni oluyoruz. Muhtemelen bu nedenle Balkanlar’da ya da diğer Avrupa ülkelerinde karşılık buluyor. Bireycilikte de öyle. Siz birey olarak her şeyi düşünüyorsunuz. Birçok kural koyuyorsunuz belki de kendinize hareket ederken. Ben, hikayenin bu kısmının önemli olduğunu düşünüyorum.

Kaya’nın, "Peki bu oyun neyi değiştirecek? Özellikle de kadın meselesiyle ilgili hangi değişimi vaat ediyor?" sorusuna Dilara Gül’ün verdiği yanıt ise şöyle oldu:

Dilara Gül: Geçtiğimiz günlerde iki beyefendi ilk tiyatro deneyimlerini bizim oyunumuzla deneyimlediler. Konuşurlarken şuna kulak misafiri oldum: "Hiç bu açıdan bakmamıştım" diyorlardı. İlk kez tiyatro izleyen iki kişi, üstelik bu kişiler erkek ve "Hiç bu açıdan bakmamıştım" diyorlar. Bu çok önemli bence. Yine geçtiğimiz günlerde oynadığımız sahnede çalışan bir başka erkek, "Bir erkek olarak bu benim çok hoşuma gitti. Bu oyunun erkek-kadın ayrımı yok. Yüze yüze, göze göze anlatmanız gerçekten başka yollar açıyor" dedi. Sanırım bu oyunu oynadıkça ve insanlar geldikçe, orada harcadıkları 1 saat, belki de hayatlarının sonraki döneminde 10 saate mâl olacak. Aldığımız bu geri dönüşlerle bir şeylerin değişmeye başladığın ve daha da değişeceğini görüyoruz. 

BAŞKALDIRI OYUNU

"Uyandığımda Sesim Yoktu" modern kadının kafasındaki iç çatışmayı, ikircikli halini, fiziksel, grotesk, epik, dramatik tiyatro yaklaşımlarıyla ve akapella yardımıyla çağdaş bir anlatıma kavuşturuyor. Bir sabah uyandığında annesinin öldüğünü öğrenen Cassandra, annesi için hazırlaması gereken anma konuşması üzerinden içine düştüğü yalnızlıkla birlikte kadına yönelik her türlü baskı ve şiddeti sorgulamaya ve özeleştiri yapmaya başlıyor.

Bastırılmış kişiliğinin yarattığı başkaldırıyla, erkeklerde normal görülen davranışların kadınlarda anormal görülebileceği tepkisini de gösteren oyun; açık bir şekilde baskı gören, örtülü bir baskının içinde kendini bulan, yaşadığı birçok korku ve toplumun ona dayattıklarından dolayı kendini ifade edemeyen, sesleri kısılmış, hırpalanmış, hatta canice öldürülmüş kadınların hakları için yazılmış bir başkaldırı oyunu.

Türkiye’de ilk kez 6 Şubat 2020 tarihinde gösterilen ve Kanada, Birleşik Krallık ve Amerika başta olmak üzere Avrupa’nın birçok ülkesinde kapalı gişe oynayan oyun, farkındalık sahibi Kanadalı bir kadının tepkisinin, Türkiye kadınından farklı olmadığının da kanıtı.

Oyun tarihleriyle ilgili detaylı bilgiye ve röportajın tamamına +Gerçek TV YouTube kanalından ulaşılabilir…