Veli-Der Başkanı Yılmaz: En az 700 bin çocuk örgün eğitim dışına çıktı

Veli-Der Başkanı Yılmaz: En az 700 bin çocuk örgün eğitim dışına çıktı
Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) 2021-2022 eğitim-öğretim yarıyılının değerlendirmesini yaparak okullarda sürü bağışıklığı sistemi uygulandığını vurguladı.

Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) 2021-2022 eğitim-öğretim yarıyılının değerlendirmesini yaptı. Veli-Der Başkanı Ömer Yılmaz, "Okullaşma oranlarında en ciddi düşüş okul öncesinde gerçekleşmiştir. 2020-2021 yılında 5 yaş grubunda kayıtlı öğrenci sayısı yüzde 24,8 azalmıştır. En az 700 bin çocuk örgün eğitim dışına çıktı" açıklamasında bulundu. 

Veli-Der Başkanı Ömer Yılmaz, pandemi nedeniyle okullara bütçe gönderilmesi, dersliklerin havalandırılması, sınıfların seyreltilmesi, hijyen koşullarının iyileştirilmesi ve aşı oranlarının artırılmasına dair taleplerimiz vardı. Birçoğunun gerçekleşmediğini görüyoruz" açıklamasını yaptı. Yılmaz, şu değerlendirmeleri yaptı:

'OKULLARDA SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI SİSTEMİ UYGULANIYOR'

Kış mevsimine girdik okulların cam ve kapıları doğal olarak kapalı tutulmakta, haliyle 30-40 kişilik dersliklerde yayılım daha hızlı olmakta. Okullarımızda hızlı test yapılmıyor, tamamına test yapıldığında bugünkü Covid verilerinin kat kat daha fazla olacağını söylemek mümkün. Destek ekipleri tarafından yeteri kadar yürütülen bir temizlik hizmeti yok.  Dersliklerin, tuvaletlerin, koridorların gün içinde belli periyodlarla temizlenmesi gerekiyor, bu yapılmıyor. Zaten maske-mesafe konusundaki duyarlılık kaybolmuş durumda. Daha dün Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasında; salgın bitmedi, yeni varyantlarla karşı karşıyayız diye uyarırken biz hem günlük yaşantımızda hem de okullarımızda salgın sona ermiş gibi davranıyoruz. Açıkçası okullarda sürü bağışıklığı sistemi uygulanıyor denebilir.

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ SAYISI SON YILLARIN EN DÜŞÜK SEVİYESİNE GERİLEDİ

2020-21 eğitim-öğretim yılında okulöncesi eğitimdeki öğrenci sayısı yüzde 24,8 azalarak 1.225.981 oldu. Zorunlu eğitim kapsamına alınması planlanan 5 yaşta ise okulöncesi eğitim net okullaşma oranı yüzde 71,2’den yüzde 56,9’a düştü.  

EN AZ 700 BİN ÇOCUK ÖRGÜN EĞİTİM DIŞINA ÇIKTI

Okullaşma oranlarında en ciddi düşüş okulöncesinde gerçekleşmiştir. 2020-2021 yılında 5 yaş grubunda kayıtlı öğrenci sayısı yüzde 24,8 azalmıştır. 2020-2021 eğitim öğretim yılında Türkiye genelinde ilkokullarda 5.193.546 çocuğun 143,861’i örgün eğitim dışına çıktığı görülmüştür. Ortaokullarda ise Türkiye genelinde 5.153.504 çocuğun yaklaşık 74,726’sı örgün eğitimin dışına çıktığı, Liselerde ise 4.948.853 çocuğun 457,274’ü örgün eğitimin dışında kaldığı görülmüştür. En az 700 bin çocuk örgün eğitim dışına çıktı. 

ÖZEL EĞİTİM GEREKSİNİMİ OLAN ÇOCUKLAR YALNIZ BIRAKILDI

Özel eğitim gereksinimi olan çocuklar salgından en çok etkilenen çocuklarımız oldu. 2019-2020’de 775.174 olan Rehberlik ve Araştırma Merkezleri’ne (RAM) yapılan başvuru sayısı 2020-21’de yüzde 53,1 azalarak 363,554’e gerilemesi dahi yaşanılan sorunların ciddiyetinin kanıtıdır.

LAİK, KAMUSAL, BİLİMSEL OKUL ÖNCESİ EĞİTİM HER ÇOCUĞUN HAKKIDIR

Diyanet İşleri Başkanlığı 2021 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu ile birlikte 5 yaşındaki çocukların okulöncesi eğitimin zorunlu eğitim çerçevesinde değerlendirilmesi için MEB’le görüşmelerin başlatıldığı açıklamaları yapıldı ve Şura’ dan kararlar çıkartıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sağlanan Kuran kursu eğitiminin sunduğu eğitimin müfredatı, içeriği okulöncesi eğitim kapsamında değerlendirilmesi için gerekli koşulları sağlamamaktadır. Bu kurslarda görevli kişiler Talim Terbiye Kurulu Başkanlığınca saptanmış pedagojik formasyon ve yüksek öğretim kriterlerini taşımamaktadır. Uygulamaya geçirilmek istenen eğitim hakkı ve çocuk hakkı ihlalidir. Örgün eğitim istatistiklerinde ‘toplum temelli kurumlar’, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 4-6 yaş kurslar, belediyelerce açılan kreşler, derneklerce açılan kreşleri kapsıyor. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı 2020 Yılı Faaliyet Raporu’nda 4-6 yaş grubuna yönelik kurslarda 181.808 öğrencinin öğrenim gördüğü paylaşılmasına rağmen MEB istatistiklerine göre 2019-20 eğitim-öğretim yılında ‘toplum temelli kurumlar da’ öğrenim gören öğrenci sayısı 113,762’dir. Açıklanan resmî belgelerde dahi açıklanan veriler yaşanılan çocuk hakkı ihlallerinin boyutunu ortaya koymaktadır.

KAPATILAN KÖY OKULLARI AÇILMALIDIR

 Köy Okulları Değişim Ağı’nın yaptığı çalışmaya göre, salgınla birlikte köylerde yaşayan çocuklarda örgün eğitim dışına çıkış ve artmıştır. Açıklanan son verilerle okulöncesinde yüzde 32,1, ilkokulda yüzde 3,7, ortaokulda yüzde 11,5, ortaöğretimde yüzde 17,3 azalma gerçekleşmiştir. 2020-2021 tarihleri yapılan araştırmada görüşme yapılan köylerde uzaktan eğitime ulaşamayan öğrencilerin oranının yüzde 45,2 olduğu, köylerin yüzde 26,5’inde sık sık elektrik kesintisi yaşandığı, köylerin yüzde 49,8’inde ise sabit internet bulunmadığı, salgında çocukların yüzde 53’ünün yüz yüze eğitime ulaşamadığı için tarımda veya hayvancılıkta çalıştırıldığı yer almıştır.

EĞİTİME YETERLİ BÜTÇE AYRILMALIDIR

 MEB bütçesinin her yıl olduğu gibi rakamsal olarak arttığı görülse de merkezi yönetim bütçesine oranı 2021’de yüzde 10,69 2022’de 10,79 olmuştur. MEB bütçesinin 2022 yılı milli gelire oranında ise 2021’e göre azalma olduğu görülmektedir. Bütçenin yüzde 81’i ise zorunlu olarak personel harcamalarına ayrılmaktadır. Ayrıca eğitim yatırımlarına ayrılan pay 2002 yılında yüzde 17,18 iken, 2022’de yüzde 7,69’a gerileyerek geçen yıla göre sınırlı bir artış gibi görünse de 19 yıl önceki oranın çok gerisindedir. Son 20 yılda eğitim bütçesinin milli gelire oranı OECD ortalaması olan yüzde 6’nın yarısına dahi ulaşmamıştır. En yüksek gelirli yüzde 20’lik kesimin eğitim harcamaları en du¨s¸u¨k gelirli yüzde 20’lik kesimin eğitim harcamalarından yaklaşık 20 kat fazlası olmuştur. Eğitime yeterli bütçe ayrılmamasının en ağır sonucunu başta yoksul ailelerin çocukları olmak üzere dezavantajlı tüm çocuklar yaşamaktadır.

TARİKAT YURTLARI KAMULAŞTIRILMALIDIR

Karaman’ dan Aladağ’a, memleketin yüzlerce yerinde tarikat yurtlarında çocuklarımıza yaşatılan acılar daha sıcakken, buraları artık sadece dogmatik düşüncelerin çocukların zihinlerine boca edilerek hayatlarının çalındığı yerler değil, aynı zamanda fiziki ve psikolojik şiddetin, cinayetin, tecavüzün kısaca her türlü vahşetin yaşandığı yerler haline gelmiştir. Muş’ta 12 yaşında bir çocuğumuzun Kuran Kursunda tuvalet kapısında asılı olarak bulunması, Antalya’da yine bir tarikat yurdunda gencimizin boğazı kesilerek katledilmesi ve son olarak Enes Kara’yı kaybetmemizle birlikte bir kez daha yüreğimiz parçalanmıştır. Eğitim kamusal bir haktır. Barınma hakkı da tüm çocuklarımızın en temel hakkıdır. Tüm tarikat yurtları ve özel yurtlar kapatılarak kamusallaştırılmalıdır.

SEÇMELİ DERSLERİ SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜ HAKTIR

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 4 Ocak 7 Şubat tarihleri arasında dini içerikli derslerin "seçtirilmesi" için yoğun bir çalışma sürdürülmüştür. Seçmeli dersler yalnızca çocuklarımızın alacağı dersleri değil aynı zamanda okulda bulunan öğretmen normlarını ve atanacak öğretmen kontenjanlarını da belirlemektedir. Hem çocuklarımız hem de öğretmenleri açısından haksızlıklara ve mağduriyete neden olmaktadır. Biz veliler ve çocuklarımıza rağmen ders seçenler, yönlendirmede, zorlamada bulunanlar suç işlemektedir. MEB’ in görevi çocuklarımızın ilgi ve yeteneklerine göre ders seçebilmesini güvence altına almaktır. Seçmek özgürlük ve haktır. 

ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU GERİ ÇEKİLMELİDİR

Öğretmenlik, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda ve Öğretmen Statüsü Tavsiye kararlarında da belirtildiği üzere özel ihtisas, uzmanlık mesleğidir. Başöğretmen, uzman öğretmen, aday öğretmen vb. isimler adı altında ayrıştırılamaz. İnsanca yaşayacak bir ücret, özlük ve mesleki hakların güçlendirilmesi tüm öğretmenlerin en temel hakkıdır. Biz veliler çok iyi biliyoruz ki hakları ile güçlü olan öğretmenler çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkının güvencesidir. Öğretmen kaybederse çocuklarımız kaybeder öğretmen kaybederse geleceğimiz kaybolur. Kapalı kapılar arkasında hazırlanan öğretmenlik meslek kanunu geri çekilmelidir."

 

Öne Çıkanlar