'Virüsü Batılılar yaşlı nüfusu tırpanlamak için çıkarmış'

'Virüsü Batılılar yaşlı nüfusu tırpanlamak için çıkarmış'
Koronavirüs salgınıyla ilgili komplo teorilerine Milat gazetesi yazarı Muhammed Özkılınç'ın iddiası da katıldı.

Milat gazetesi köşeyazarı Muhammed Özkılınç, koronavirüs salgınıyla ilgili ilginç bir komplo teorisi gündeme getirdi.

Muhammed Özkılınç, "Yaşlılara Corona budaması" başlıklı yazısında, "Bilindiği üzere corona virüs, daha çok yaşlıların ölümüne sebebiyet veriyor. Çünkü onu üretenlerin asıl hedeflerinde yaşlılar vardı. Neden mi? Çünkü son bir asırdır kendilerini yeryüzünün haşa ilahı (!) zanneden küresel derin zalimler, yedi buçuk milyar nüfusu dünyanın başına yük olarak görüyorlar. Bu sebeple de nüfusu tırpanlamak, her şekilde azaltmak çabasındadırlar" ifadelerini kullandı.

Muhammed Özkılınç'ın Milat'ta çıkan yazısının bir kısmı şöyle:

Bilindiği üzere corona virüs, daha çok yaşlıların ölümüne sebebiyet veriyor. Çünkü onu üretenlerin asıl hedeflerinde yaşlılar vardı. Neden mi? Çünkü son bir asırdır kendilerini yeryüzünün haşa ilahı (!) zanneden küresel derin zalimler, yedi buçuk milyar nüfusu dünyanın başına yük olarak görüyorlar. Bu sebeple de nüfusu tırpanlamak, her şekilde azaltmak çabasındadırlar.

Savaşlar çıkararak milyon milyon insan öldürmelerinin bir sebebi budur. Aşılarla, değişik ilaçlarla, pedlere yedirdikleri özel enzimlerle, cola vb. ilaçlara kattıkları katkı maddeleriyle ve daha nice yöntemlerle milyonlarca insanları kısırlaştırmaları, bunun içindi. Daha yetmedi, akıl almaz yöntemlerle insanları ikna ettikleri nüfus planlamasıyla nüfus kıyımı yapmaları da bundandır.

Sadece buda değil, bir zamanları insanları özendirdikleri sezeryanla doğum yöntemi bile, gizli bir nüfus planlamasıdır. Çünkü ameliyatla doğum, ister istemez doğum oranını düşürmektedir. Daha önce üçten fazla ameliyatla doğum, hayati tehlikedir diyorlardı. Şimdi bunu dörde çıkarmış gibiler ki, bu bile şüphelidir. Belki de bir kadın eskiden olduğu gibi, ameliyatla sekiz on doğum da yapsa, hiçbir tehlikesi yok. Ancak dünyanın efendileri (!) böyle istiyorlar.

Tüm bunlar yetmedi, kadını evden çıkarıp çalışmaya ikna etmek için ellerinden geleni yaptılar. Bunun için gizli aşikâr, tüm yöntemlerini cepheye sürdüler. "Kadına özgürlük" dediler, "aile bütçesine katkı" dediler, "ayaklarının üzerinde duran kadın (!)" dediler ve daha neler dediler. Bir şekilde kadının anne olmasını engellediler. Bu da doğal bir nüfus planlamasıydı. Hatta belki de en etkin nüfusu törpüleme yöntemi, kadının çalışmasıdır. Zira çalışan kadın, çocuğa bakamazdı. Bu sebeple de sadece annelik duygusunu tatmak için 1 ya da 2 çocuk yapabilirdi.

Çünkü kadın, fiziki yapısı itibariyle zarif olduğu kadar, zayıftı da. Dünya efendilerine köleliğin hakkını verebilmeleri için, doğumla falan meşgul olmaması gerekti. Çünkü her bir doğum; hamilelik ve emzirme dönemiyle beraber üç yıllık kayıp demekti. Böylece beş doğum, ortalama 15-20 yıl, kayba sebep olurdu. 10 doğum, bunun ikiye katlanması demekti. Bu da kadının hem zarif fiziğinden cinsel olarak faydalanmayı zorlaştırır, hem de kadının iş gücünü, yani kölelik manevralarını zayıflatırdı.

Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.

 

Öne Çıkanlar