Erdoğan'ın 27 Mayıs ve Yassıada hassasiyeti!

Erdoğan'ın 27 Mayıs ve Yassıada hassasiyeti!
Türkiye 12 Mart muhtırası ve 12 Eylül darbesini de gördü. Ancak Cumhurbaşkanı her zaman ve sadece 27 Mayıs 1960 darbesine vurgu yapıyor. Peki bu hayranlığın sebebi ne?

Leyla Kasım ÜNAL


ARTI GERÇEK- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Adnan Menderes ve dönemine olan hassasiyeti sayısız kez gündeme geldi. Erdoğan, 27 Mayıs’ı ‘milli iradeye karşı bir darbe' örneği olarak sık sık dile getirdi. Gezi eylemlerinde, cumhurbaşkanlığı seçimlerde Turgut Özal’ın ve Adnan Menderes'in fotoğrafları çok kez Erdoğan'ınkinin yanında yer aldı.

Şimdi de 27 Mayıs mağdurlarına hazineden tazminat verileceği gündeme geldi. Öyle ki zarar görenlerin tazminat taleplerini görüşecek olan komisyon çalışmalarına başladı. Son başvuru tarihi ise 24 Mayıs 2021 olarak belirlendi. Başvurucular komisyon kararını takip eden dört ay içinde tazminat alabilecek.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin Yassıada'ya olan hassasiyetini değerlendiren Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, "Demokratik hukuka uygun, inandırıcı bir yaklaşım değildir. Buradaki konu AKP’nin sadece sorunları başka bir gömlek giydirerek, başka bir slogan üreterek saklama ve kendi baskıcı yönetimini de demokratik bir yönetim izlenimi vererek yine saklama amacıdır. Bunun hukuki karşılığı ne olabilir ki? Siz kanun çıkarırsanız, kanunla belli koşulları belirlerseniz, kime istiyorsanız bir tazminat verebilirsiniz. 12 Mart muhtırası var. 12 Eylül’de insanlar neler neler neler yaşamış ve o insanlar hayatta. Onlara ne için tazminat ödemiyorsunuz derim ben." dedi.

'TÖRENE CİNDORUK ÇAĞRILMADI AMA TÜRKEŞ SAYGIYLA ANILDI'

Erdoğan'ın Menderes ve dönemine ilişkin hassasiyeti tazminatla sınırlı değil. Bir de yassıada düzenlemesi vardı. Yargılamaların yapıldığı ada 2019 yılında yenilendi. 500 milyon lirayı aşan bir harcama yapıldı.

Turgut Kazan’a göre bu da sadece rant için yapılan bir durum: "Yassıada’ya, ‘Demokrasi adası oldu’ deniyor. Keşke öyle olsaydı. Yemyeşil bir alana bile beton döktüler, Araplar’a pazarlamak için. Akp için gerçekten demokrasi vurgusu bile o kadar önemli değil rant her şeyin önündedir. Daha da beteri şu; 27 Mayıs 1960 darbesinin canlı tek tanığı Hüsamettin Cindoruk’tur. Yassıada’daki demokrasi törenine çağırılmamıştır. Ancak 60 darbesinin önde gelen ismi Alparslan Türkeş o törende saygıyla ile anılmıştır. Bu nasıl bir tezattır. Herkes buradan bir ders çıkarsın derim."

27 MAYIS’A VAR AMA 12 MART VE 12 EYLÜL'E TAZMİNAT HAKKI YOK

Türkiye’nin bir de 12 Eylül askeri darbe gerçeği var. 12 Eylül mağdurlarından biri de Seza Mis Horuz. Horuz’da hem o dönem yaşadığı mağduriyeti hem de sonrasındaki süreci anlattı:

"12 Eylül’den kısa bir süre sonra, otobüsle Elazığ’a gidiyordum. Yolda indirildim. Örgüt üyeliği gerekçe gösterilerek gözaltına alındım. Devrimci görüşe sahiptim bunu kabul ediyorum. Ancak yaşadıklarım bir mağduriyeti. 12 Eylül’ün işkenceleri çok yoğundu. En çok elektrik veriyorlardı, falaka çok fazlaydı, askıya alıyorlardı. Meydan dayağı vardı, soğuk su tutuyorlardı.

"Sırayla insanları götürüyorlardı. Ancak bitmiyordu. En son hastaneye kaldırıldım. 12 Eylü ile bağlantılı olarak, 3 kez cezaevinde kaldım. Bir defasında 9 yıl cezaevinde kaldım.

"Avukatım benim adıma müracaat etti. Ancak dikkate alınmadı. Hatta, ‘bu davayı takip edersen müvekkilin gibi sana da işkence ederler’ demişlerdi o dönem. Bütün müracatlarımız, açtığımız davalardan hiçbir hak kazanamadık. Sadece ben değil o dönem başvuran hiç kimse alamadı. Şimdi kendi kendime soruyorum; neden 1960 darbesi mağdurlarına veriliyor bu hak ya da neden bize verilmedi."

Öne Çıkanlar