Yeni 100’lüklerde ve 200’lüklerde yeni imza

Artık altın para döneminde değiliz, cüzdanımızda kağıt paralar var ve bu kağıt paraların değerini sadece üzerinde bulunan imzaların prestiji, inanılırlığı, güvenilirliği belirliyor.

Türkiye’de yaşamıyorum, bu nedenden paraları görmedim ama basından öğrendiğim kadarı ile Merkez Bankası yeni 100 ve 200 yüz TL’lik banknotlar bastırıyormuş ve bu banknotların altında Merkez Bankası yeni Başkanı Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’nun imzası varmış.

Ne diyelim, hayırlı olsun.

Ortada kanımca iki tuhaf durum var.

Birincisi, Türkiye gibi kayıtdışı ekonominin bu boyutlara ulaştığı bir ülkede, bir ekonomide iki yüz TL’lik banknotların tedavülde olmasının sadece ve sadece kayıtdışı işlemleri kolaylaştırıyor olması.

Yapılması gereken tüm işlemleri kayıtdışı ile mücadeleyi kolaylaştırmak için kredi kartları ya da banka çekleri üzerinden gerçekleştirmeye yöneltmek iken iki yüz TL’lik, hatta yüz TL’lik banknotların tedavülde oluşunun yanlışlığı.

İkincisi ise imza meselesi.

Anlayabildiğim kadarıyla yeni banknotlarda Merkez Bankası yeni, son dört senede tayin edilen dördüncü Başkanının imzası bulunacak.

Merkez Bankası yeni Başkanı Şahap Kavcıoğlu çok tartışılan bir Başkan maalesef.

Melih Bulu vakası gibi, Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu’nun doktora tezinin hakkında da intihal (plagiarisme) iddiaları var (tezi görmedim, ben bir görüş belirtmiyorum), tezini savunduğu Marmara Üniversitesinde tez hakkında bir Komisyonun kurulduğu ve tez ile ilgili görüş belirtileceği haberi basında yer aldı.

Tez ile ilgili intihal iddiası üzerine Prof. Kavcıoğlu bizzat kendisi bir Komisyon kurulup durumun aydınlatılması başvurusunu yapabilse idi bu yazıyı yazmaz idim.

Avrupa Birliği Komisyon Başkanı von der Leyen’in tıp fakültesi bitirme tezi hakkında da Almanya’da bir sivil toplum kuruluşunun intihal iddiası var idi, von der Leyen bizzat kendisi mezun olduğu tıp fakültesine başvurdu, o dönemde Almanya Savunma Bakanı idi, bir komisyon kurulup tez ile ilgili iddianın araştırılmasını talep etti; kurulan Komisyon tezde intihal olmadığını açıkladı ve böylece de von der Leyen AB Komisyon Başkanlığına (AB Başbakanlığı gibi bir görev) kadar yükseldi.  

Artık altın para döneminde değiliz, içinde kıymetli maden bulunduran paralar kullanmıyoruz, cüzdanımızda kağıt paralar var ve bu kağıt paraların değerini sadece üzerinde bulunan imzaların prestiji, inanılırlığı, güvenilirliği belirliyor.

TL sürekli olarak ABD doları karşısında değer kaybediyor, bu sürecin çok sayıda nedeni mevcut ama bir neden de, kanımca da en önemlisi, imzaların mukayeseli önemi.

Bir dönem önce ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Janet Yellen idi (şimdi Hazine Bakanı), çok önemli bir iktisatçı, eşinin ekonomi Nobel ödülü var.

Şimdiki FED Başkanı Jerome Powell Georgetown Üniversitesi Hukuk fakültesi mezunu bir hukukçu, eski ABD Başkanı Donald Trump ile ciddi gerginlikler yaşamış yani saygın bir Başkan, FED bağımsız bir kurum.

Bu çerçevede iki banknot karşı karşıya geliyor piyasalarda, iki banknottan birinin altında Jerome Powell’ın yani gerçekten bağımsız, ABD başkanlarının kurumsal olarak görevden alamadığı bir Başkan var, ikincisinde ise dört sene zarfında dört kere oturanı değişmiş bir Merkez Bankası koltuğunun şimdiki sahibi var.

Türkiye’de Merkez Bankası başkanları için fıkralar üretiliyor: "Merkez Bankası Başkanı yanına annesini, babasını alıp kız istemeye gitmiş ama kızın babası "Başkanın sürekli, güvenli bir işi yok" diye kızı vermemiş.

Kıymetli madeni paralar döneminde mesela Osmanlı İmparatorluğu’nda ekonomik bunalım dönemlerinde madeni paraların itibari ya da nominal değeri (face value) sabit iken içlerindeki kıymetli maden miktarı düşürülerek tahşiş (debasement) edilirlerdi ve böylece kötü para iyi parayı kovardı piyasalardan (Grasham kanunu).

Şimdi aynı tahşiş işlemi dört senede dört Merkez Bankası başkanı değiştirerek yapılıyor, bunun sonucunda da kötü para iyi parayı piyasadan kovuyor, vadeli mevduatlar dolar cinsinden sürekli artış gösteriyor, insanlar TL’lerini sürekli harcıyorlar, piyasaya sürüyorlar.

Piyasalardaki canlılığın bir nedeni de bu kötü para paradoksu olmasın sakın.

Çok şirin bir enflasyon tanımı vardı: "Enflasyon güzel memleketimizde üretilen mal ve hizmetlerin sadece bir kağıt olan Merkez Bankası ürettiği paranın karşısında sürekli değer kazanmasıdır".

Tüm vatandaşların Kurban Bayramını kutluyorum.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi