Yeni parti Deva’nın kurucuları: Programımızda güçlü yerinden yönetimlere vurgu var

Yeni parti Deva’nın kurucuları: Programımızda güçlü yerinden yönetimlere vurgu var
Kurucular Kurulu üyesi M. Emin Ekmen 'Kürtler işe girmekte zorlanıyor, işe girenler kariyer basamaklarını yürüyemiyorlar. Bunlar da programda ifade edilen hususlar.' dedi.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK - Ali Babacan’ın başkanı olduğu Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA), bugün düzenlediği toplantıyla program ve tüzüğünü kamuoyuna açıkladı.

Bilkent Otel’deki toplantıya 90 kişilik Kurucular Kurulu ile birlikte yüzlerce kişi katıldı.

Kurucular Kurulu’nun dün akşam yaptığı toplantıda başkan seçtiği Ali Babacan, salona eşi Ülkü Zeynep Babacan ile birlikte geldi. Babacan’ın sağ tarafında eski bakanlar Sadullah Ergin, Nihat Ergün ve Selma Aliye Kavaf eşleriyle birlikte yer aldı.

Kısa bir sinevizyon gösteriminin ardından Babacan kürsüye çıkarak, parti programında yer alan temel ilkeleri aktardı. Türkiye’deki demokrasi sorunlarına dair çözüm önerilerini sıralayan Babacan, parti içi demokrasi konusunda ise iddialı konuştu: "İddia ediyorum, Türkiye’deki bütün siyasi partiler içerisinde parti içi demokrasinin en iyi çalışacağı parti Demokrasi ve Atılım Partisi olacaktır."

Babacan, konuşmasında tüm alanlara dair partinin ilkelerini anlatırken, en fazla süreyi kendi alanı olan ekonomiye ayırdı.

Parti programında geniş yer ayrılmasına rağmen "Kürt sorunu" ve "Aleviler" ifadelerini kullanmadan genel hak ve özgürlüklere dikkat çekti.

Zaman zaman enerjisinin düştüğü gözlenen Babacan’ın konuşmasında en büyük alkışı ise "Dini kutsallarımızı günlük siyasete malzeme etmeyecek, siyasi propaganda aracı haline getirmeyeceğiz" cümlesi aldı.

Babacan’ın konuşmasının ardından Kurucular Kurulu üyeleri tanıtıldı. Program, aile fotoğrafı çekilmesiyle sonlandırıldı.

9 Mart’ta İçişleri Bakanlığı’na başvuru yaparak kuruluşunun ilk adımını atan Demokrasi ve Atılım Partisi, önümüzdeki günlerde yetkili organlarını belirleyecek. Kurucular Kurulu, Genel Merkez Yönetim ve Genel Merkez Yürütme Kurulu üyelerini seçecek. Bu toplantının tarihi ise henüz belli değil.

ŞAHİN: 780 BİN METREKAREYE EŞİT HİTAP EDECEK BİR KURUCULAR KURULU

Kurucular Kurulu üyesi İdris Şahin, Artı Gerçek’e yaptığı açıklamada, güzel bir başlangıç yaptıklarını söyledi.

Kısıtlı imkânlarla davet yapılmasına rağmen vatandaşların kendiliğinden akarak geldiğini ifade eden Şahin, "Ali bey, parti programından hemen her konu başlığına çok güzel bir şekilde dokundu ve salondakilerin de hangi konulara reaksiyon gösterdiğini kendiniz gördünüz. Özgürlükler, adalet, ekonomi, sınavda mülakatın kaldırılacak olması sözü ve Türkiye’de yaşayan her birey için eşit yurttaşlık söylemlerinin ilgiyle karşılandığını gördük. Ben toplantının son derece verimli geçtiğini düşünüyorum" dedi.

Şahin, Kurucular Kurulu konusunda ise "780 bin metrekarenin her tarafına eşit hitap edebilecek, kendi alanında son derece temayüz etmiş güçlü isimlerle yola çıktık. Tecrübe de var, gençlik de kadın da var. Farklı fikirleri kendi içinde barındıran arkadaşlarımız var. Genç girişimciler var. Bütün dünyada kendini kanıtlamış, marka olmuş isimler var. Gençlerimize, kadınlarımıza ve özellikle çocuklarımıza umut olacak her kanattan, ideolojik görüşten arkadaşlarımızı partimizde görebilirsiniz" diye konuştu.

‘SAYIN YENEROĞLU’NUN AĞIRLIĞI BİR GRUP KADAR VAR’

Şahin’e, Mustafa Yeneroğlu ile Meclis’te temsil edilecek olan Deva’nın yakın zaman için Meclis’te grup kurma planları olup olmadığını sorduk. Şahin, şöyle yanıtladı: "Sayın Yeneroğlu’nun özgül ağırlığı bir grup kadar var. Sayın Yeneroğlu özgür düşüncenin sembolü olmuş, hür iradesiyle hareket eden ve vekillik yapan bir arkadaşımız. Parlamento içinden parti programımız ve tüzüğümüzü gördükten sonra bizlerle birlikte olmak isteyen arkadaşlarımız olursa, yetkili kurullarda değerlendirmek üzere, çünkü Demokrasi ve Atılım Partisi’nin kendisine göre ilkeleri var, herkesi almak istemiyor bu ülkede gerçek anlamda özgürlükleri yaşatacak, adaleti tesis edecek, herkese eşit yaklaşabilmeyi özümsemiş insanlarla yol yürümek istiyor. Bu vasıflara sahip arkadaşlarımız olursa önümüzdeki süreçte değerlendirilebilir ama şu an itibariyle meclis çatısı altında görev yapan milletvekillerimiz üzerinde böyle bir çalışmamız yok."

HELÜN FIRAT: YÜZÜNÜ DÜNYAYA DÖNMÜŞ BİR KURUCULAR KURULU

Uzun yıllar AKP’de siyaset yapan, sonrasında HDP milletvekili olan Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kızı Helün Fırat, Kurucular Kurulu’nda kamuoyu bakımından sürpriz isimlerden birisi.

Bu durumu sorduğumuz Fırat, "Benim ailem, babam biliyorsunuz, siyasetçi bir aileden geliyorum. Ben, burada sorularıma tatmin edici yanıtlar aldığımı gördüm. Yanı sıra sadece kâğıtlar üzerinde nelerin yazıldığı değil, beraber çalışacağınız insanların da nasıl olduğunu görmek çok etkiliyor. Ben Kurucular Kurulu’ndan çok etkilendim. Enteresan yorumlar duyuyorum. Benim gördüğüm kadarıyla genç, dinamik, yüzünü dünyaya dönmüş, farklı backgroundlardan insanlar var. Bugünün Türkiyesi’nde sokakta bir araya gelemeyen insanlar Kurucular Kurulu’nda yer alıyor" dedi.

Çeşitliliğin Türkiye’ye güçlülük getirdiğine inandığını ifade eden Fırat, "Kurucular Kurulu’ndaki bu çeşitlilik de Deva’ya güçlülük getirecektir" dedi.

    

EKMEN: TÜRKİYE’NİN SORUNLARIYLA CESURCA YÜZLEŞEN BİR PARTİ

Kurucular Kurulu üyelerinden bir diğer isim, Batman eski Milletvekili Mehmet Emin Ekmen. Çözüm sürecinde Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan Ekmen, Deva’nın Türkiye’nin bütün sorunlarıyla cesurca yüzleşen ve somut, kalıcı, rasyonel çözümler üreten bir parti olduğunu söyledi.

"Çok mutluyuz, neredeyse bir yıllık yoğun çalışmalardan sonra tabelayı asmış olmak, bunu halkımızla paylaşıyor olmak mutluluk verici. Hakkari’den, Şırnak’tan, Ağrı’dan, Edirne’den, Tekirdağ’dan geldik diye kendini tanıtan gençleri görmek de beni ayrıca çok mutlu etti" diyen Ekmen, Kürt sorununa dair Artı Gerçek’e şu değerlendirmelerde bulundu:

"Çözüm sürecinin içinde bulunmuş birisi olarak ben Kürtlerin ruh halinin çok sıkışmış olduğunu, çok tedirgin olduğunu, devlet aidiyetinin maalesef çok zayıfladığını düşünüyorum. Partimizin Kürtlerin yüzünü bir ulusal siyasete, Ankara siyasetine, Türkiye siyasetine dönme fırsatı vereceğini düşünüyorum. Kürtlerde yaşanan bir başka değişim de şu: Türkiye’nin demokratikleşmesini esas alan temel yaklaşımları önceliyorlar. Yargı bağımsızlığı ve adaletin sağlandığı, özgürlük ve eşitliklerin geliştirildiği, parlamentonun kuvvetli bir denetleyici olduğu bir Türkiye istiyorlar. Zaten bu Türkiye’ye kavuştuğumuzda Kürtlerin sorunu kendiliğinden çözülmüş olacak. Ama bununla birlikte kendi kültürel kimliklerinin yansıması olan anadil hususu hem genel ilkelerde hem eğitim başlığında hem kültür politikalarında çok net olarak yer alıyor. Bu zannediyorum bölge partileri dışında Türkiye merkezli siyaset yapan partiler açısından çok önemli bir gelişmedir. Programımızda güçlü yerinden yönetimlere vurgu var. Kürtler artık işe girmekte zorlanıyorlar, işe girenler kariyer basamaklarını yürüyemiyorlar. Mülakat ve güvenlik soruşturması üzerinden ciddi haksızlıklara maruz kalıyorlar. Bunlar da programda ifade edilen hususlar."

19 YIL SONRA FARKLI BİR PARTİNİN KURUCUSU OLARAK AYNI SALONDA

Demokrasi ve Atılım Partisi Kurucular Kurulu üyesi Ahmet Faruk Ünsal, 14 Ağustos 2001 tarihinde bu kez AKP’nin Kurucular Kurulu üyesi olarak aynı salondaydı.

Ünsal, bugün neden Deva’da yer aldığını Artı Gerçek’e şöyle açıkladı:

"Türkiye’nin ayarı kaçtı. Bir devletin sahip olması gereken temel özellikleri Türkiye maalesef kaybetti. Hukuk, kanun önünde eşitlik diye bir şey kalmadı. Büyük bir ekonomik çöküntü var. İnsanlar liyakatın tamamıyla kaybolduğunu ve mülakat üzerinden elemelerin yapıldığın görüyor. Bu kamu kaynaklarının hem heder olması anlamına geliyor hem kamuda hizmet kalitesini düşürüyor. Bütün bu ihtiyaçlar başkanlık sisteminin mevcut yöneticilerine sağladığı bir imkan olarak görülüyor. Deva Partisi temel anayasal hedef olarak kendisine güçlendirilmiş parlamenter sistemi koydu. Bu programın gerçekleşebilmesi için toplumsal mutabakata ihtiyaç var. O yüzden bir toplumsal merkez partisi görüntüsü verecek bir kurucular heyeti ile yola çıktık. Heyetimizde çok farklı siyasal görüşlere ve geçmişe sahip insanlar var. Bu kadar farklı grubu bir araya getirerek ancak bu anayasal değişikliği yapmak mümkün. Bu, partide yer almak için çok önemli bir gerekçe benim adıma. Bir de siyasette nezaket ve üslubun kaybolduğu bir süreç yaşıyoruz. Halkın oyu ile iktidar gücünü elinde bulunduranlar halka hakaret etmekte, parmak sallamakta, ayar vermekte, muhalefet edenlerin kapısına polis göndermekte. Kutuplaştırmadan uzak, düşmanlaştırıcı olmayan bir dilin siyasette egemen olması çok çok önemli. Ben Ali beyin de kurucular kurulumuzun da Türkiye siyasetinde kaybolmuş olan nezaketi yeniden hâkim kılacağını düşünüyorum."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar