DEM Parti Kadın Meclisi'nden 25 Kasım açıklaması: Alanlarda olacağız

DEM Parti Kadın Meclisi, 25 Kasım dolayısıyla Çekmeköy'de düzenlendiği basın açıklamasında, 'Şiddetin Karşısında Eşitlik ve Özgürlük İçin Bir Aradayız! şiarıyla örgütlenerek, alanlarda olacağız' vurgusu yaptı.

DEM Parti Kadın Meclisi'nden 25 Kasım açıklaması: Alanlarda olacağız

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, İstanbul Çekmeköy'de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle basın açıklaması düzenlendi.

"Eşitlik ve demokrasi için bir aradayız" pankartının açıldığı eylemde, "Şiddetin Karşısında Eşitlik ve Özgürlük İçin Bir Aradayız! şiarıyla örgütlenerek, alanlarda olacağız" vurgusu yapıldı.

Bu yıl da 25 Kasım'da alanlarda olacağını açıklanan basın metninde "Evlerden mahallelere, köylerden ilçelere, kentlere dek kadına yönelik şiddet ve katliamlara karşı isyanımızı örgütleyerek Kelebekler’in özgürlük ruhuyla mücadelemizi yükselteceğiz" vurgusu yapıldı.

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:

"Bundan 65 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele ettikleri için katledilen Mirabel Kardeşler’in direnişi her daim bizlerin mücadele gerekçesi olmuştur. Nitekim o gün Mirabel Kardeşleri katleden erkek egemen sistem, bugün de tüm dünyada yükselen faşizmle, kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılarla, kadına yönelik şiddet ve katliamlarla varlığını sürdürmeye devam ediyor.

'MÜCADELEYİ BÜYÜTECEĞİZ'

Afganistan’dan İran’a, Lübnan’dan Suriye’ye tüm dünya kadınlarına yönelik gerçekleştirilen faşist saldırılar karşısında, örgütlü kadın mücadelemizi sınırları aşarak büyütmeye her zamankinden daha fazla kararlıyız. Afganistan’da kadınları kamusal alandan dışlayan, penceresiz odalara kapatan kadın düşmanı Taliban rejiminin, özgürlük mücadelesi veren kadınları idamlarla cezalandırmak isteyen faşist Molla rejiminin, Suriye’de çeteler tarafından Alevi kadınlara, Dürzi kadınlara yönelik saldırıların, yine yaşadığımız coğrafya da kadınlara, LGBTİ+’lara yönelik neredeyse her gün yeni bir hak gaspı gerçekleştiren AKP-MHP erkek egemen iktidarın kadın düşmanı uygulamaları karşısında bizler mücadelemizi büyütmeye devem edeceğiz.

'KADINLARIN YAŞAM GÜVENLİĞİ YOK'

Bugün bir kez daha burada katledilen, şiddete uğrayan kadınların sesi olmak, şüpheli ölüm denilerek katilleri yakalanmayan, örtbas edilmeye çalışılan kadın cinayetlerinin aydınlatılması için yetkililere ve kamuoyuna çağrıda bulunmak için toplandık. Bir yandan Barış ve Demokratik Toplum süreci devam ederken, diğer yandan kadınların haklarına ve kazanımlarına yönelik saldırıların sürümesi, bu ülkede kadınlara karşı yürütülen bir savaşın varlığını açıkça göstermektedir. Özellikle Kürt illerinde başlayıp ve bugün ülkenin dört bir yanına yayılan özel savaş politikalarının devam ediyor olması, kadınların yaşam güvenliğinin olmadığını açıkça göstermektedir.

'KATİLLER KADINLARIN UZAĞINDAN ÇIKMIYOR'

Katiller maalesef kadınların uzağından çıkmıyor. Katledilen kadınlar, çoğunlukla evli olduğu erkek, erkek arkadaşı yada aileden baba, kardeş erkek tarafından katledilmektedir. Kimi zaman da katiller, failler kimi kolluk görevlisi, kimi zaman bir çete üyesi, kimi zaman da devlet çalışanı olmaktadır. Özellikle devlet memuru ise katledilen kadınların failleri hiç bulunmamaktadır. Tıpkı Gülistan Doku’da, Nadira Kadirova da olduğu gibi. Rojin Kabaiş cinayeti kapsamında ortaya çıkan her yeni bilgi ise, bu ülkede kadın cinayetlerinin nasıl sistematik biçimde örtbas edildiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Rojin Kabaiş’in katilleri hala bulunamadı. Rojin’i katledenler birileri tarafından korunmasın, saklanmasın, bilgiler ve deliller saklanmasın. Gülistan Doku hala kayıp ve failleri hala bulunamadı. Suzan’ı katleden evli olduğu erkek Yunus Elik hala yakalanmadı. İstediklerinde zaman anında her bilgiye ulaşan devlet neden bu kadınların katillerine, bilgilerine ulaşamıyor? Aydınlanmayan her cinayet, yakalanmayan her fail, indirimli ceza alan her katil erkek, erkek aklın, erkek egemen zihniyetin her kurumda var olduğunu bir kez daha bize gösteriyor. Nitekim yılın ilk yarısında 136 kadın katledilmiş, 145 kadın ise şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmiştir. Yalnızca Eylül ayında 20 kadın cinayetlerinin nasıl sistematik biçimde örtbas edildiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Son iki bir ayda katledilen kadınlardan isimleri basına yansıyanlardan bildiklerimizin birkaçı Çekmeköy’de Suzan Elik, Arnavutköy, Kağıthane’de Nilay Kotan, Beykoz’da Aysel Karakoç. Bir de geçen hafta, biz kadınları bir kez daha derinden sarsan, Dilovası'nda parfüm fabrikasında yaşanan patlamada yaşamını yitiren 6 kadın. Denetimsiz, daha önce kaç kez şikayet edilmiş, çalışanların can güvenliği olmadığı, fiziki güvencesiz sosyal güvencesiz bir parfüm fabrikasında çalışan ve ihmaller sonucunda iş cinayetine kurban verdiğimiz 6 kadın. Hanım Gülek, Esma Dikan,, Şengül Yılmaz, Nisa Taşdemir, Tuğba Taşdemir ve Cansu Esatoğlu. Bu katledilen kadınlar gibi basına yansımayan onlarca yüzlerce kadın cinayeti var, kadın şiddeti var. İşlenen cinayetlerin, kadına yönelik şiddetin ve suçların cezasız kalması, faillerin bulunmaması ve iyi hal indirimiyle ödüllendirilmesi tüm bunlar kadınlara açılmış bir savaştır, fakat kimsenin kuşkusu olmasın biz kadınlar da bu saldırılara karşı bugüne mücadele ettik, mücadele etmeye devam edeceğiz.

'BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM ÇAĞRISINI SAHİPLENİYORUZ'

Kapitalist erkek egemen güçlerin özellikle Ortadoğu’ya yönelik güç ve paylaşım savaşları bugün kadınların haklarından, yaşamlarından çalmaya devam ederken Sayın Öcalan’ın 27 Şubat’ta yapmış olduğu çağrıyla birlikte başlayan Barış ve Demokratik Toplum süreci kadınlar cephesinden de büyük bir moral ve heyecanla karşılanmıştır. Erkek egemenlerin savaş ve şiddet politikalarına karşı gerçekleştirilen bu çağrı bizler açısından da kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinin çağrısıdır. Kadına karşı şiddet ve katliamların artması, kadın yoksulluğunun, işsizliğinin, sömürünün derinleşmesinin savaş siyasetinden bağımsız olmadığı gerçeğinden hareketle Barış ve Demokratik Toplum Çağrısını en güçlü şekilde sahiplenerek 25 Kasım’ı karşılıyoruz.

11. YARGI PAKETİNE TEPKİ

Bugün Meclis bütçe sürecine girerken, hangi bakanlığa ne kadar bütçe ayrıldığına dair rakamlar açıklanırken, bu bütçede kadınların payına düşen yine daha fazla yoksulluk, işsizlik, şiddet ve sömürü olmuştur. Kadınları güçlendirmeye yönelik politikalar yerine, kadınların sömürüldüğü ve hatta katledildiği aile kurumuna üç kat daha fazla bütçe ayrılması bunun en açık göstergesidir. İktidarın önümüzdeki 10 yılı “aile yılı” olarak ilan etmesi, aslında bu süreçte kadın cinayetlerini meşrulaştıracağını ve kadın yoksulluğunu ortadan kaldırmaya dönük hiçbir adım atmayacağını ilan etmesi anlamına gelmektedir. Bu da, kadınlara karşı sürdürülen savaşın önümüzdeki dönemde de devam edeceğinin açık bir ifadesidir.

Ayrıca kamuoyuna sızdırılan 11. Yargı Paketi, farklı cinsel yönelimleri ve kimlikleri hedef alarak nefret suçlarını körükleyeceğini göstermektedir. Bununla birlikte Diyanet eliyle hazırlanan ve Cuma hutbelerinde kadınların yaşam biçimlerini, giyimlerini ve haklarını hedef alan açıklamaların okutulması, kadın düşmanlığının iktidara bağlı tüm kurumlar eliyle sistematik biçimde yürütüldüğünü ortaya koymaktadır.

Özellikle Kürdistan’da başlayıp ve bugün ülkenin dört bir yanına yayılan özel savaş politikalarının devam ediyor olması, kadınların yaşam güvenliğinin olmadığını açıkça göstermektedir. Kolluk güçleri ve çeteler eliyle işlenen suçların cezasız kalması, faillerin “iyi hal” indirimiyle ödüllendirilmesi, kayyım rejiminin sürdürülmesi tüm bunlar kadınlara açılmış topyekûn bir savaştır. Ancak kimsenin kuşkusu olmasın; bu saldırılara karşı biz de topyekûn bir mücadele yürüteceğiz.

Bizler bu inanç ve kararlılıkla, Barış ve Demokratik Toplum çağrısını en güçlü şekilde sahiplenerek, kadına yönelik şiddet ve katliamlara, kadın emeğinin sömürülmesine, tecrite, savaşa, kayyım gaspına karşı Jin Jiyan Azadî felsefemize olan inancımızla 25 Kasım’da

Şiddetin Karşısında Eşitlik ve Özgürlük İçin Bir Aradayız! şiarıyla örgütlenerek, alanlarda olacağız." (HABER MERKEZİ)

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü DEM Parti Kadın Meclisi