Jineoloji editörü Seydaoğlu: Kürt kadınlar yerelden dünyaya yalın mücadele pratiği geliştirdi

Jineoloji editörü Seydaoğlu: Kürt kadınlar yerelden dünyaya yalın mücadele pratiği geliştirdi
Kürt kadın hareketinin erkek egemen sistemin hedefinde olduğunu belirten Jineoloji Dergisi Sayı Editörü Seydaoğlu, ‘Nagihan Akarsel suikastını özgürlük iddiasına saldırı olarak gören kadınlar, mücadelelerini büyüterek yaşatma sözü verdi’ dedi.

Artı Gerçek- Kürdistan Bölgesel Yönetmi'nin Süleymaniye kentinde 4 Ekim’de katledilen Nagihan Akarsel, kadın devriminin bilimi olan jineolojînin gelişmesi ve dünya kadınlarıyla buluşması için büyük emeklerle öncü bir rol oynuyor, Kürdistan Kadın Kütüphanesi’nin kurulması için çalışıyordu. Jineoloji Dergisi Sayı Editörü avukat Ruşen Seydaoğlu, kadınlara yönelik artan saldırılar ve bu saldırılara karşı dünyayı saran direnişe dair değerlendirmelerde bulundu.

Kürt kadın mücadelesinin tarihsel olduğunu belirten Seydaoğlu, özelikle 1990'lardaki köy boşaltmalardan bu yana Kürt kadınların kimliklerinin aşındırılmaya çalışıldığını ancak kadınların bunun karşısında politikleştiğine dikkat çekti.

Seydaoğlu, “Bu mücadelenin ne kadar önünü almaya çalışsalar da Kürt kadınlar, mahallelerden kentlere kendisini örgütlüyor. Bununla da sınırlı kalmayıp yerelden dünyaya yayılan bir mücadele pratiği geliştirdi. Bütün bunlar kolay olmadı” dedi.

‘KADINLAR, NAGİHAN’I MÜCADELELERİNİ BÜYÜTEREK YAŞATMA SÖZÜ VERDİ’

Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre Kürt kadın hareketinin bugün gelinen noktada özgür eş yaşam perspektifiyle yaşamın imkanlarını bulmaya çalıştığını ifade eden Seydaoğlu, bu anlamıyla Jineolojînin içinde bulunduğumuz çağın, savaş ve çatışma halinin neye dayandığı, bundan nasıl çıkılacağı sorularının yanıtlarını aradığını söyledi. Seydaoğlu, şöyle dedi:

“Neoliberalizmin kendisini kadın üzerinden geliştirdiğini ve adalet krizinin patriyarkal sistem içerisinde kendisini kadın üzerinden inşa ettiğini görüyoruz. Siyaset dediğimiz alan sadece siyasi partilerle sınırlandırılmış bir alan değil. Sokağın kendisi, ekoloji mücadelesi, ekonomi, emek, eğitim, sağlık alanlarının tamamı siyaset alanlarıdır. Bu alanların hepsi erkeklik aklıyla yönetiliyor. Bu krizi aşamadıkları için de şiddet zorunu her gün daha fazla kullanmaya, krizi bu şekilde aşabilecekleri gibi bir yanılgıya kapılıyorlar. Kürt kadın hareketi bütün bu alanların siyasete dahil olduğunu gören ve üretilen politikaların kadın karşıtı, kadın düşmanı olduğunu bilen bir yerden tüm bu politikalara müdahale ediyor. Aynı zamanda Jineolojî dergisi yayın kurulu üyesi ve Jineolojî Araştırma Merkezi Üyesi olan Nagihan Akarsel için kadınlar sokaklara çıktı. Nagihan Akarsel suikastını başta Kürt kadın hareketi olmak üzere, tüm dünya kadın hareketlerine, kadının bilgisine, kültürüne, direnişine ve özgürlük iddiasına saldırı olarak gören kadınlar, Nagihan’ı mücadelelerini büyüterek yaşatma sözü verdi.”

‘KADIN HAREKETİ DÜNYANIN HER YERİNDE YÜKSELİŞTE’

Kadınların özerk, özgün örgütlenme ihtiyaçlarının erkek egemen politikaların kırılması ve toplumun mevcut durumunun dönüştürülmesi gerektiğinden kaynaklandığı söyleyen Seydaoğlu, toplumsal hareketlerin motor gücü olan kadın hareketlerinin dünyanın her yerinde büyük bir yükseliş, isyan ve değiştirme potansiyeli olduğunun altını çizdi.

'ÖZGÜRLÜKÇÜ ÇİZGİ SÜRÜYOR'

Kadınların sadece hayatta kalmayı değil hayatı yeniden nasıl kuracağını, demokratik moderniteyi nasıl inşa edeceğini tartıştığını belirten Seydaoğlu, bu çabanın hayata geçirildiği Kuzey ve Doğu Suriye’de yaratılan mücadelenin uluslararası kadın konferanslarında nasıl önemsendiğini ve umut olduğunu gördüklerini söyledi.

Kürt kadın hareketinin hem savunma hem de örgütlenme anlamında ilham verdiğinin altını çizen Seydaoğlu şunları söyledi:

“Çünkü iddia ettiğimiz şey Rojava'da gerçekleştirildi. Bu da evlerden sokaklara tüm dünyaya her yere bu aklın bizler eliyle inşa edilebileceğini gösteriyor. Bu çok ciddi bir sorumluluk. Kürt kadın hareketi, sistemsel bir müdahalede bulunduğu için erkek egemen sistem vurmaya ve yok etmeye çalışıyor. Tüm ulus devletler bunun önünde tutuklama, gözaltı, infaz ve Jîna Amini’de olduğu gibi ahlakçılık gibi engellemeler çıkarmaya çalışsa da Kürt kadın hareketi, özgürlükçü, ekolojik ve demokrasiyi üretecek olan çizgisini sürdürüyor.”

‘KADIN ÖZGÜRLÜK PERSPEKTİFİYLE KURTULABİLİRİZ’

Ortadoğu’da bulunan farklı kültür, inanış ve halktan kadınların birbirlerini anlaması gerektiğini söyleyen Seydaoğlu, yatay bir siyaset üretmek için tanımak, ortaklıkları ortaya çıkarmak ve beraber tartışma zeminleri üretmek gerektiğini belirtti. “Lokal kalırsanız her zaman risk altında olursunuz” diyen Seydaoğlu, şöyle devam etti:

“Bugün Türkiye’de kadınların kazanılmış haklarının hepsi iktidar eliyle tek tek geri çekiliyor. Ama nicelik ve nitelik anlamında ne kadar büyürseniz o kadar kalıcı bir sistem oluşturabilirsiniz. Bundan inançla Ortadoğu’da kadın özgürlükçü, ekolojik, demokratik bir çizgide kendi kendini yöneten kadınların sistemini oluşturmak gerekiyor. Bu Kürt kadın hareketinin mevcut dönem krizi içerisinde ifade ettiği bir şey değil. Kendini örgütlediği ilk andan beri sistemsel bir sorun olduğunu ve bu yüzden sisteme kadın bakış açısıyla bakılması gerektiğini söylüyoruz. İran, Afganistan, Tunus açısından bu yangından kadın özgürlük perspektifiyle kurtulabileceğimizi en başından beri ifade ediyoruz.”

Öne Çıkanlar