İnci Aral'dan Fatoş Güney'e cevap

İnci Aral'dan Fatoş Güney'e cevap
'Sevgili' romanıyla ilgili yaşanan polemikte son perde: Fatoş Güney de bir kitap hazırlığındaymış. Benimki çıktıktan sonra 'şimdi bunu kimse okumaz' diye endişe etmiştir.

KÜLTÜR SANAT - Geçtiğimiz hafta gündeme gelen İnci Aral’ın Yılmaz Güney’in yaşamına ilişkin olarak kaleme aldığı romanı ‘Sevgili’ kendisi ile Fatoş Güney arasında davalık bir soruna dönüştü. Kitabın yayıncısı Kırmızı Kedi Kitapevi yaptığı basın açıklaması ile Güney’in iddia ettiği ve dava konusu olan kitabın öykülerinin kendisinden habersiz kendi bilgileri doğrultusunda kullanıldığı tezine itiraz etti. Bu gelişmeler doğrultusunda İnci Aral ile roportaj yapan DHA'nın haberine göre İnci Aral,  20 yıldır dost oldukları Fatoş Güney ile oluşan bu duruma karşılık üzgün olduğunu dile getirdi. 

Fatoş Güney’in en temel suçlaması olan kendisine verilen özel belgelerin romanda izinsiz kullanılmasına ilişkin yanıt veren Aral, "Eğer bir belge olsaydı daha önce dava açabilirdi. Beni filminin galasına da çağırmaz ve daha önce çıkardığı kitabını bana imzalamazdı" dedi.

Yaklaşık 20 yıldan bu yana dostluklarına değinen ve Tuncay Kurtis aracılığı ile tanıştıklarını belirten Aral, roman fikrinin de o yıllarda oluştuğunu söyledi. Bir senaryo çalışması olarak Güney ile birlikte başladıkları senaryo yazım sürecinde, ‘O zaman Yılmaz Güney hakkında bilinmeyen, henüz kamuoyunun çok fazla bilmediği, bazı özel saydığı bilgileri bana verdi senaryoda kullanmamız için. Bunlar bana sözlü olarak anlatılmış şeylerdi. Burada bir belge, mektup ya da iddia edildiği gibi bir senaryo taslağı, hiçbir şey yoktu. Ben önce 40-50 sayfalık bir film hikâyesi yazdım. Fatoş hanım okudu ve onun üzerine de bunu senaryo olarak çalışmaya başladık.’  dedi.

Senaryo çalışması sırasında Yılmaz Güney’in yaşamının roman konusu olarak da etkileyici olacağını fark eden Aral, Fatoş Güney’e roman yazmak istediğini belirtir, ‘O da bana 'Ben de yazacağım' dedi. 'Tamam, sen de yaz. Ben bir romancıyım. Ben bir roman olarak anlatmak istiyorum. Sen de ne tür istersen öyle yap. Farklı bakışlarımız olacaktır.' diye konuştuk. Hatta bunu şu salonda konuştuk. 'O zaman gerçek ismini kullanma' dedi. Zaten kullanmam, senaryoda bile kullanmamıştık. Ama hikâyenin bir Yılmaz Güney hikâyesi olduğunu biraz bilen herkes zaten görebilir, anlayabilir. Hiçbir romanımda da kullanmam ben gerçek isimleri.

Kitabı yazarken pek çok başka kaynaktan da yararlandığını belirten Aral, Yılmaz Güney varolan diğer kaynaklardan da yararlandığını belirtti.  Aral DHA’ya yaptığı açıklamada Fatoş Güney’i çok sevdiğini, böyle davranmasına bir anlam veremediğini söyleyip, ‘Niçin olduğunu şöyle yorumluyorum, kendisi de bir kitap hazırlığındaymış ama o kitap benimki çıktıktan sonra 'Şimdi bunu kimse okumaz. Elimde kaldı çöpe gidecek' diye endişe etmiştir. Bir telefon konuşması yaptık. Ben de öyle olmayacağını, onun benim dışardan bakarak anlattıklarımın çok çok fazlasını bildiğini söyledim… Bu bir roman. Herkes yazabilir. Yılmaz Güney üzerine zaten bir sürü araştırma var. Bir sürü görüş var. Kitaplar var. Ben bunlardan yararlandım ve 'Benim senaryomu çaldı, üzerine yazdı' gibi bir şey söz konusu bile değil. Senaryo da onun değil. Senaryoyu da ben yazdım zaten. Böyle çelişkilerle dolu bir ifade var ortada.’ dedi.

Öne Çıkanlar