Gitarist Mark Knopfler yola devam ediyor
CAN ÖKTEMER
Rock müzik tarihinin en özel gitaristlerin Mark Knopfler, geçen günlerde bir sürprize imza atarak 'Watch Me Gone' ve 'Ahead of The Game' isimli iki yeni teklisini dinleyicilerle paylaştı. Bu parçalar 12 Nisan’da çıkacak 'One Deep River' adlı yeni albümün de girizgahı niteliğinde.
'Dire Straits' efsanesi en son 2015 yılında 'Tracker' isimli bir albüm yayımlamıştı. Bunun haricinde yakın zamanda gitar koleksiyonunun önemli bir kısmını hayır kurumuna başlayan Knopfler’ın bundan sonra ne yapacağı merak ediliyordu.
'Watch Me Gone ve 'Ahead of The Game', ustanın cephesinden gelen en güzel haberlerden biri oldu. İki parça da Knopfler’ın blues ve hem şarkıcılık hem şarkı yazarlığı geleneğinden izler taşıyan, kendisine has gitar temalarının yakalanabileceği türden kayıtlar olmuş. Ezcümle, usta, müzikal olarak vadettiği şeyleri yine kusursuz bir şekilde sunuyor.
‘BİR GENCİN RÜYASI’
Albüm, Knopfler’ın yakın arkadaşı Guy Fletcher’la birlikte Londra’daki British Grove Stüdyosu’nda kaydedilmiş. Mark Knopfler albüm ve yayınladığı iki parça için “Bir gencin rüyası” tanımlamasını yapmış.
74 yaşındaki müzisyen, parçaları yazarken ilk gençliğinde kurduğu hayallere, hislere yeniden döndüğünü ve bu duyguların onun yola devam etmesini sağladığından bahsetmiş. Eline gitar alıp yeniden parçalar, hikayeler yazmanın onu hayata nasıl bağladığını fark etmiş. Zaten aynı röportajda söylediklerine göre, gençliğinde Van Morrison ve Bob Dylan gibi olmayı hayal edermiş. Bunu da bir şekilde başarmış görünüyor. Yıllardır tüm rock’n roll klişelerinden uzakta, elinde gitarı derviş gibi kendi dünyasından hikayeler paylaşan Mark Knopfler hâlâ yollarda ve anlatacak bir hikayesi var.
Zaman avuçlarımızdan kayan kum tanesi, anılar ve geçmiş duygular ise hiçbir zaman gitmeyecek, bizi var eden şeyler; hatırladıkça çoğalan; tıpkı Knopfler’ın yaptığı gibi… Kabul edelim Knopfler tüm mahallenin şık abileri gibi güzel yaşlanıyor.
LEON KARDEŞLER LTD.ŞTİ
Blues’un köklerini saldığı Tennessee Nashville yöresinden tanıdığımız dört kardeşten oluşan Kings of Leon da 2024’te albüm yayınlayacağını duyuran gruplar arasında yer alıyor. Son albümleri 'When You See Yourself', 2021’de yayımlanmıştı.
Grup ilk iki albümlerinde damarlarında akan blues ve country müziği, indie rock ile harmanlayıp ortaya başarılı bir melezlik çıkarmıştı. 'Sex On Fire', 'Use Somebody' gibi hitleriyle hatırı sayılır bir başarı elde etmişlerdi. Sonraki albümlerinde daha çok U2 tarzına doğru kayan, güneyli köklerinden ufak ufak kopup ana akım pop müziğe yakınlaşan grubun bir sonraki hamlesi merak ediliyordu.
Kings of Leon'un 10 Mayıs’ta çıkacak yeni albümü 'Can We Please Have Fun’dan çıkan ilk tekli 'Mustang' birkaç gün önce dinleyicilerle buluştu. Parça grubun son iki albümdeki müzikal tavrına yakın duruyor. Kings of Leon, Mustang’de, Caleb Followill’in yanık sesli, akılda kalan vokali üzerine sytnhler, sıkı bir bas yürüyüşü ona eşlik eden gitarlar ve enerjik bir tema yakalayabilmiş. Lakin Mustang bize, grubun indie rock ve bugünün pop müzik anlayışına yakın bir yerde durduğunu ufak ufak hissettirmiyor da değil.
EKİBİ YENİDEN TOPLUYORUZ
2019 emekli olduklarını açıklayan Slayer’ın geri dönüşü metal dünyasını şaşırtan gelişmelerinden biri oldu. Slayer en son, Jeff Hanneman’ın 2013’teki kaybı sonrası 2015’te Repentless albümünü yayınlamış, ondan sonra da dağıldığını açıklamıştı.
Slayer’in emeklilik günleri bu yaz Judas Priest, Slipknot, Offspring, Korn, Mötley Crüe, Tom Morello, Anthrax, Mastodon’la birlikte katılacakları Riot Festivali ile son buluyor.
Ekibi yeniden toplayan (Dave Lombardo büyük ihtimalle yer almayacak) Tom Araya ve Kerry King yeniden sahnelere döndükleri için çok mutlu olduklarını açıklamışlar.
Özellikle Tom Araya, müziğe dönmesi için eşinden yoğun baskı gördüğünü ifade etmiş. Araya emeklilik günlerinde gün boyu tamir işleri, mutfakta tuhaf yemek deneyleri yaparak geçirip eşine hayatı zindan etmiş midir bilinmez ama grubun dönüşü müzikte yaş sınırının olmadığını bir kez daha hatırlatıyor. Zaten Kerry King’i veya Tom Araya’yı gün boyu evlerinde kös kös oturup geçmiş güzel günler üzerine konuşurken insan hayal edemiyor.
Metal tarihinin en özel gruplarından biri olan Slayer’ın bu işi tadında bırakıp tekrar yollara düşmesi birçok kişi için tuhaf görünüyor biliyorum. Lüzumsuz iyimserlik arasında gidip gelen biri olarak Slayer’ın her ne kadar orijinal kadrosuyla olmasa da bir şekilde müziğe devam etmesi benim adıma iyi bir gelişme.