Alp Altınörs
Hileli Seçim Şeyh Hasina’ya Yaramadı
Bangladeş’te neoliberal – despot Şeyh Hasina iktidarının halk protestoları sonucunda devrilmesi, Bangladeş tarihinde yeni bir dönemi açabilecek mi? Bunu göreceğiz. Ancak yerine geçen “geçici başkan” Muhammed Yunus’un (her ne kadar neoliberal olsa da) yolsuzluğa batmamış ve demokrat bir kişilik olması, Bangladeş halkında bir rahatlama yaratmış görünüyor. Anımsanacağı üzere Muhammed Yunus, halk protestolarının başını çeken öğrenci gençlik birlikleri tarafından önerilmiş ve ordu tarafından göreve davet edilmişti.
170 milyonluk nüfusu, Hindistan ve Çin’in ortasındaki ve denize kıyısı olan coğrafi konumu ile Bangladeş, küresel emperyalizmin yeni imalat merkezine dönüştü. 5000’i konfeksiyon fabrikası olmak üzere, ülkede toplam 200.000 atölye ve fabrika bulunuyor. Bangladeş’teki fabrika işçisi ücretleri dünyanın en düşüğü. %85’i kadın olan 4 milyon işçinin çalıştığı konfeksiyon sektörü, ülke ihracatının %80’inden fazlasını üretiyor. Bangladeş hükümeti, 2025’te dünyanın tüm hazırgiyim ürünlerinin %10’unu üretmeyi planlıyordu.[1]
“Made in Bangladesh”
Bangladeş’in konfeksiyon üretiminden aslan payını emperyalist tekeller alıyor örneğin İsveçli parekende tekeli Hennes&Mauritz (H&M) Bangladeş imalatı tişörtleri €4.95’ten satıyor. Bunun sadece €0,95’i yani %20’si Bangladeş’e kalıyor. Bangladeşli kapitalistler de bunun aslan payını alınca, işçilere karın tokluğuna çalışmak düşüyor! ABD’de KP MacLane polo gömlek ise %1800’ü aşan bir ekleme ile 455 dolardan satılıyor. Bangladeşli konfeksiyon işçisi kadınlar ise ayda ortalama 8000 taka, yani 80 dolardan az, yaklaşık 2500 TL ücretle çalışıyorlar![2] (Bu satırları yazarken farkettim ki, ucuz bir fiyatta LC Waikiki’den aldığım ve dört yıldır mapusluğuma eşlik eden yazlık montum da Bangladeş’te imal edilmiş).
Bangladeşli bir konfeksiyon fabrikası sahibinin iddiasına göre; 6,62 dolarlık bir maliyete karşılık sadece 12,5 sent kâr edebiliyor[3] (%2 kâr). Bu koşullar, işçilerin sırtında şaklayan kırbacın sertliği hakkında bize bir fikir veriyor. Pasta küçüldükçe, paylaşım kavgası sertleşir.
24 Nisan 2013’te Dakka’da bir konfeksiyon dabrikasında 1133 tekstil işçisinin katledildiği o yangın – tüm dünya işçilerinin yüreklerine ateş düşüren o yangın – Bangladeş işçi sınıfının maruz kaldığı yaşam koşullarına tanıklık ediyordu. Rana Plaza katliamı, o günden bu yana unutulmadı.
İşte, 2009’da iktidara gelen ve o tarihten 2024’e kadar ülkeyi yöneten Şeyh Hasina’nın Awami Ligi, böyle bir sömürü çarkına elindeki sopa ile nezaret ediyordu. Hasina’nın iktidarı korkunç derecede yolsuzluğa batmıştı. Muhalefet üzerindeki siyasi baskı, tutuklamalar, polis şiddeti, onun yetmediği her yerde Awami Ligi’nin gençlik teşkilatlarının sokak şiddeti, Şeyh Hasina diktatörlüğünün tipik uygulamalarıydı. Sendikalaşma üzerinde muazzam bir baskı, grev yasakları, işçi haklarının bastırılması, Hasina’nın ucuz emeğe dayalı sözde “kalkınma” reçetesiydi. Ülke bu yolla sadece ABD ve Avrupa sermayesinin değil, Hindistan ve Çin sermayesinin de ucuz işgücü deposu oldu.
Ancak sermaye birikiminin yasaları, bu denli yoğun sermaye çeken bir ülkede kâr oranlarının da nispeten düşüşünü beraberinde getiriyor; diğer yandan, hükümetin en vahşi baskıları bile işçileri ilelebet aşırı yoksulluk içinde yaşamaya mecbur edemiyor. Bangladeş’te ortalama kâr oranlarının 2013’te %26,1 ile yüksek bir noktaya vardıktan sonra gerilemeye başladığını (2019’da %23,5 – ama sonrasında da düşmeye devam etti)[4] görüyoruz. Bu kârın zaten küçük bir kısmını alabilen Bangladeşli kapitalistlerin ekonomik baskısı 2018’den itibaren belirgin biçimde tırmandı. Buna Şeyh Hasina hükümetinin siyasi baskısında bir tırmanma eşlik etti.
Şeyh Hasina rejiminin bazı özellikleri
Bangladeş’i 15 yıl boyunca yöenten Awami Ligi, tipik bir milliyetçi muhafazakâr partidir; neoliberal politikalarla ülkeyi emperyalist tekellere satarken, işçi sınıfını milliyetçilikle, kadınları ise muhafazakarlıkla baskılar.
Hasina, 2009’da başlayan ilk hükümet döneminde, hırsızlık, yolsuzluk, yağma ve işkencelerle kısa sürede halk desteğini yitirdi. Görece demokratik bir seçimde yeniden seçilme olasılığı çok düşüktü. Bu sebeple, 1996’da meclisten kendilerinin geçirdiği, seçim öncesinde hükümetin feshi ile seçime geçici bir hükümetin nezaret etmesini öngören yasayı 2011’de kaldırdılar. Böylece artık seçimlere Hasina’nın hükümeti altında gidilecekti. Bunu protesto eden muhalefet, 2014 seçimlerinde aday göstermeyince, Hasina tüm parlamentoyu ele geçirdi.
2018 seçimlerinde bu kez burjuva muhalefeti (Bangladeş Milliyetçi Partisi – BNP) aday göstermeye karar verdi. Ancak devleti ele geçirmiş olan Hasina iktidarı, seçimlerde görülmemiş düzeyde bir hile yaparak, Seçim Komisyonu’nun da desteği ile bu seçimleri çaldı.
2018 seçimlerinden sonra, Awami Ligi liderleri, iktidarın ebedileştiği zannıyla açıktan ve sınırsızca çalmaya, yolsuzluk yapmaya başladılar. Yoksulluk tırmanışa geçti. Enflasyon arttı. Döviz rezervleri eridi. Taka, dolar karşısında değer kaybetti.
BNP, 2023 seçimlerinde bu kez geçici hükümetle seçime gidilmesi için bir kampanya açtı. 28 Ekim 2023’de başkent Dakka’da büyük bir miting düzenlediler. Halk tepkisi seçim yolsuzluklarına yöneldi. Awami Ligi hükümeti mitinge saldırarak, polis gücüyle dağıttı. Ayrıca hemen ertesinde BNP’ye yönelik bir tutuklama dalgası başlattılar. BNP lideri Mirza Fahrul İslam’ı ve diğer parti liderlerini sahte suçlamalar ve komplolarla hapse attılar. 7 Ocak seçimlerine kadar 23 bini aşkın BNP üyesi tutuklandı. Baskılar sadece BNP’ye değil, tüm muhalefet partilerine yöneldi. Neticede 7 Ocak 2024 seçimlerine Awami Ligi dışında hiçbir parti katılmadı. BNP seçimleri boykot etti.
7 Ocak seçimlerine katılım oranı, Seçim Komisyonu tarafından %42 olarak açıklandı. Oysa saat 15:30’e kadar seçmenin sadece %27’si oy kullnamıştı. Anlaşılan saat 16’da sandıklar kapanana değin “bir şeyler olmuş” ve oy veren sayısı hileli bir biçimde artırılmıştı. Katılımın düşüklüğü, halkın siyasi farkındalığına işaret ediyordu.
Hasina’nın böylesine açık bir hileli seçimle tekrar Başbakan olması Bangladeş’te uluslararası arenada kabul görmedi. Hindistan, Çin ve Rusya Şeyh Hasina’yı “tebrik etseler” ve seçimleri “tarafsız” ilan etseler de; ABD, İngiltere, Kanada, AB, Avustralya seçim sonuçlarını tanımadı. Anlaşılan Şeyh Hasina, artık uluslararası emperyalizm için bile taşınamaz bir yük haline gelmişti. Son döneminde Çin ve Rusya ile yakınlaşması da onu kurtarmamış, daha da tecrit olmasına yol açmıştı. 2024 seçimleriyle Şeyh Hasina, her ne kadar devletin mutlak otoritesini elde etmiş dahi olsa, Awami Ligi bu seçimleriden yenigliyle çıkmıştı.[5] Proletaryanın ve yoksul halkın öfkesini tutuşturmaya, artık tek bir kıvılcım yetecekti.
İşte o kıvılcım, Şeyh Hasina’nın, devlet kadrolarının bundan böyle %30’unun 1971 savaşı gazilerinin yakınlarına (pratikte, Awami Ligi taraftarlarına) ayrılacağını ilan etmesiyle çakılmış oldu. Öğrenci gençlik sokaklara çıkarak, atamaların yandaşlara değil, layık olanlara verilmesini istedi. Şeyh Hasina, mutlak güce sahip olmanın özgüveniyle, polisi sokaklara sürdü ve bir haftada 300’den fazla gösterici katledildi. Ne var ki bu katliam, öğrenci protestolarını ülke genelinde bir halk protestosuna dönüştürdü. Milyonlarca Bangladeşlinin sel gibi sokaklara aktığı günlerde, ordu halkın üzerine gitmeyi reddetti. Şeyh Hasina ise yapayalnız kalmıştı; çareyi tek destekçisi Hindistan’a kaçmakta buldu. Meclisin tüm sandalyelerini, hükümetin tüm koltuklarını, devletin tüm organlarını ele geçirmesinin üzerinden sekiz ay geçmişken, “vatan hainliğiyle” suçladığı öğrenciler ülkenin yeni başkanını belirliyor, o ise sığındığı Hindistan’dan ülkeye dönmenin yollarını arıyordu. Artık çok geçti. Şeyh Hasina tarih olmuştu.
Kaynakça:
[1] Veriler: John Smith, “Imperialism in the 21st Century”, MR Press, NY, 2016, s. 13-15; Michael Roberts, “Bangladesh: the ‘Global South’ debt crisis intensifier”, 13/09/2024, The Next Recession Blogu
[2] Michael Roberts, age.
[3] John Smith, age, s.16.
[4] Michael Roberts, age.
[5] “Awami Ligi’nin 2024 seçimlerindeki siyasi yenilgisi”, Birlik ve Mücadele dergisi, Ağustos 2024, sayı 48, ss. 12-17. Bu bölümdeki siyasi verileri derlerken bu makaleden yaralandık.