Kadıköy'de nefes almak

Kentsel dönüşüm denilen "her kazma-her yer beton" sloganıyla özetlenebilecek inşaat bölgelerini bu huzur ortamının dışında tutmak gerekiyor.

İstanbul'un Kadıköy ilçesi gerek yaşam standartları gerek kültürel ortam bakımından her hangi bir Avrupa kentinden farksız görünüm arz ediyor. Kadıköy İskele'den Çarşı içine oradan da Moda'ya kadar uzanan bölge son yıllarda film platosunu andırıyor. Güzel kafeler, tiyatro salonları, sinemalar, kültür merkezleri, meyhaneler, lokantalar, canlı müzik lokalleri, manavlar, şarküteriler, balıkçılar ile ibadethaneler, camiler, kiliser birlikte huzur içinde yaşayabiliyorlar.  

Kentsel dönüşüm denilen "her kazma-her yer beton" sloganıyla özetlenebilecek inşaat bölgelerini bu huzur ortamının dışında tutmak gerekiyor.

 ***

Bir önceki belediye yönetimi döneminde bu çizgiden hareketle olsa gerek "Kadıköy'de yaşamak ayrıcalıktır" gibi tuhaf bir slogan kentin görünen yerlerine asılıyordu. Bu tuhaf sloganın yer aldığı caddenin tam karşısında 200 yılı aşkın süre aynı adreste ikamet eden ailelerin varlığı hiç dikkate alınmıyordu.

Neyse ki şimdilerde böylesi şeyler yapılmıyor.

Onun yerine Kadıköylülere "burada olduğumuz için ayrıcalıklıyız" dedirtecek hizmetler sunuluyor.

Kadıköy Belediyesi'nin sorumluluğunda kalan mahallelerdeki bütün spor sahaları yenilendi, basketbol sahalarına "cam pota" konuldu, zemin düzenlemesi yapıldı. Büyükşehir sorumluluğunda olan sahil şeridinde ise bu yıl hiçbir çalışma olmadı. Geçen yıla kadar her yaz başı potalar, çemberler ve fileler yenilenirdi. Belki de "Kadir Ağabey" küstüğü için ilgi gösterilmedi. Bilmiyoruz.

Gelelim esas konuya... Erenköy 19 Mayıs Mahallesinde tam bir batılı hizmet örneği olarak gösterilebilecek "Sosyal Yaşam Evi" ile "Alzheimer Merkezi" açıldı.

Şimdiye kadar belediye hizmeti denildiğinde "başkan benim çocuğumu işe al" cümlesi sınırlarını aşamayan sığlıklar akla gelirdi. Bu tür yapıların, Batı Avrupa ülkelerinde pek çok örneği var. Sosyal Yaşam Evi 65 yaş ve üstü bireylerin ücretsiz yararlanacakları, boş vakitlerini değerlendirecekleri kulüp niteliğinde... Tek farkı var, ücret ödenmiyor. Sadece bir kez gidip kayıt olmak gerekiyor. Ondan sonrası kolay...

Sağlık hizmetleri verilecek. Örneğin kan şekeri ve tansiyon ölçümü yapılacak. Saç kesimi, sakal tıraşı, el-ayak tırnak bakımı yapılacak.

Bütün bakımlar bitti mi, ver elini yeni hayat!

Seramik, resim, dans, pilates, bilgisayar, müzik, takı tasarım gibi kurslara dahil olunacak. Diyabet, kalp-damar, ağız-diş sağlığı, kadın sağlığı gibi konular hakkında seminerler yapılacak. Hayır ben yerimde oturamam diyenlere göre de etkinlikler var. Toplu olarak sinema, tiyatro, konser, kültürel kent gezileri ve piknikler düzenlenecek...

Alzheimer Merkezi ise bakımları evlerinde yapılan hastaları buraya getirerek sosyal yaşam bağları güçlendirilecek, yakınları da gün içinde serbest zaman kullanabilecekler. Hastasını yalnız bırakmadan, banka, çarşı, pazar işlerini halledebilecekler.

Unutmamak gerekir ki; bir gün herkes yaşlanacak!

 ***

Hasanpaşa kavşağında bulunan Kadıköy Belediyesi Karikatür Evi, "belediyecilik asfalt dökmek, kaldırım yapmak değildir" sözünün ete kemiğe bürünmüş hali olarak orta yerde duruyor. Şu sıralar, eskiden Türkiye'nin siyasi ortamının karikatürle olan sıkı bağlarını gösteren bir sergi yer alıyor bu güzel yapı içinde: Siyasetçiler ve Karikatür!

30 Eylül'de açıldı, 24 Ekim'e kadar gezilebilecek. Pazartesileri hariç. Dünyanın bütün müzeleri pazartesileri kapalıdır.

4 Ekim 2017 Çarşamba (dün) Kadıköy Belediyesi Kent Konseyi "Dünya Hayvan Hakları Günü" nedeniyle bir panel düzenlemişti.

Ne kadar fantastik geliyor değil mi?

İnsan haklarının alabildiğine ayaklar altına alındığı bir ülkede hayvan haklarını konuşmak...

Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu farklı düşünüyor. Herkes kendi işini iyi yaparsa, o zaman ülke normalleşebilir diyor. Siyaset gündemi ülkede her şeyi zehirliyor.

Bu eleştirinin sivri oku elbette muhataplarına... Kim her şeyi siyaseten üzerinden izah ediyorsa onlara...

Uzun sözün kısası Kadıköy'ün kendine özgü havası insana nefes aldırıyor.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nazım Alpman Arşivi